Belçika haritadan silinecek
Abone olBelçika krizin eşiğinde. Ülkeyi haritadan silmeye getiren süreç işte şöyle oldu.
Belçika'da geçen 10 Haziran'da yapılan genel seçimlerden bu yana
yaşanan siyasi kriz bir türlü aşılamadı. Siyasi partiler arasındaki
koalisyon çabaları sonuç vermedi. Uzmanlar, yakın gelecekte
"Federal" Belçika'nın haritadan silineceğini belirtiyor.
KRİZE "SUNİ" DİYENLER VAR AMA...
Belçika basını ve siyasal bilimcileri, Valon ve Flaman
politikacıların uzlaşmazlığından kaynaklanan, 5 aydır devam eden
krizin "suni" olduğunu, bu krizin, "kamuoyunu, ülkenin bölünmesi
gereğine ikna amacıyla" yaratıldığını savunuyor.
KRAL'I DA ÇARE BULAMADI
Hükümet kurmakla görevlendirilen, Flaman kesiminin güçlü
isimlerinden Hristiyan Demokrat Parti (CDV) üyesi Yves Leterme,
Valon partileriyle koalisyon arayışlarında başarılı
olamadı. Müzakereleri sık sık askıya alan ve bizzat
devreye giren Belçika Kralı II. Albert'in temasları da somut
sonuçlar getirmedi.
GÖRÜŞ AYRILIKLARI BÜYÜK
Hristiyan demokratlar ile liberaller arasında, sosyalistleri
muhalefete iterek oluşturulmak istenen koalisyonun pazarlıkları,
Flaman-Valon çekişmesini ve etnik gruplar arasında büyük görüş
ayrılıklarını gün ışığına çıkardı. Flamanlar, derin kurumsal
reformlarla bölgesel yönetimlerin yetkilerini artırmayı, bölünme
adımlarını hızlandırmayı hedefliyor. Bu alanda, aşırı sağcı
politikacılarla uzlaşmaya gidildi.
KRALİYET AİLESİ ENDİŞELİ
Uzmanlar, "bağımsızlık ilanına hazır olan Flamanların, Belçika'nın
sonunu getirmenin sorumluluğunu tek başına üstlenmek
istemediklerini, Valonları da bu sorumluluğu paylaşmaya
ittiklerini" belirtiyor.
Belçika'nın haritadan silinmesi olasılığının giderek
artması, geleceği meçhul bir hal alan Kraliyet ailesini de
endişelendiriyor.
GEÇİCİ HÜKÜMET ÖNERİSİ
Siyasi partilerin, sosyal ve ekonomik işleri yürütecek "geçici bir
koalisyon hükümeti" kurması, ülkenin bölünmesi ve paylaşılması
müzakerelerinin ayrı bir platformda sürdürülmesi önerisi ön plana
çıkıyor.
Belçika'nın eski başbakanlarından, bugünkü Devlet Bakanı Marc
Eyskens, siyasi kriz yüzünden ülke ekonomisinin ağır darbe
yediğini, yıllık enflasyonun yüzde 1,5'tan yüzde 5'e
fırlayabileceğini söyledi.
AB SESSİZ VE YAKINDAN İZLİYOR
AB ve Avrupa Konseyi gibi uluslararası kurumlar da Belçika'daki
gelişmeleri "sessiz, yakından ve endişeli bir şekilde" izliyor.
1830'DA KURULDU
Avrupa'nın güçlü devletleri tarafından, 1830 yılında, "tampon
bölge" olarak kurulan, İngiltere'de yaşayan bir Alman prensinin
kraliyetine verilen ve Kongo sömürgesiyle zenginleşerek
ihtiyaçlarının büyük kısmını gideren Belçika, Hollandaca konuşan
Flamanlar ve Fransızca konuşan Valonlardan oluşuyor. Ülkede Almanca
konuşan küçük bir halk grubu da bulunuyor. Yüzde 90'ı Fransızca
konuşan Brüksel'in "çift lisanlı bölge" olduğu
varsayılıyor.
1980'DE İPLER KOPTU
Belçikalılar, 1980'li yılların başında, "model olmak" iddiasıyla
yöneldikleri federal sistemle yerel parlamento ve yönetimlerin
yetkilerini genişletti. Valonya, Flandr ve Brüksel bölgelerinde
farklı hükümetler kurulurken, "ayrılıkçılık" (seperatisme) ülke
anayasasının "temel ilkeleri" arasında yer aldı. Bu durum,
Valonlar, Flamanlar ve Brükselliler arasındaki kopukluğu
artırırken, menfaat çatışmalarını da hızlandırdı.
FLAMAN-VALON ÇEKİŞMESİ
Siyasi partileri de Flaman ve Valon olarak bölünen
ülkede, ayrı ayrı kurulmuş olan liberal, muhafazakar veya sosyalist
Flaman partiler ile Valon partilerin, ideolojik eğilimleri aynı
gözüktüğü halde tamamen farklı görüşler içinde çatışmaları da hız
kazandı.
EKONOMİK DENGELER ŞAŞTI
Demir yollarını, vergi sistemini ve sosyal sigortaları da
"bölgeselleştirme" hedefi ön plana çıktı. Flaman kesiminde yüzde 8
olan işsizlik oranı Valonya'da yüzde 20'yi bulunca, Flamanlar,
"Valonların sosyal sigorta ve hastane masraflarını karşılamayı
reddetme" eğilimine girdi.
"HARİTADAN SİLME HEDEFİ" ORTADA
İlk aşamada, "yeni devlet kurma", "Belçika'yı haritadan
silme" hedefini açıkça ortaya koyan ve "devlete ötanazi" öneren
aşırı sağcı Vlaams Belang (Flaman Menfaati) partisi, bugün Flaman
bölgesinde "Kahrolsun Belçika" sloganıyla oyların yüzde 25'ini elde
etti. Bu durumu gören ve aşırı sağın tırmanışını
engelleyemeyen diğer bazı Flaman partiler de "yeni devlet kurma",
"Valonlardan kopma" fikirlerini desteklemeye başladı. Valonlar,
"Fransa'ya ilhaktan" söz ederken, Brüksel Bölgesi "bağımsızlık" ve
"AB'ye sığınma" formülleri arayışına girdi.
Kaynak: Hürriyet