Bedrettin Dalan: Kaçmadım Hicret ettim!
Abone olBedrettin Dalan, Ergenekon davası kapsamında verdiği ilk ifadesinde, yurtdışına çıkmak zorunda kaldığını 'anlatarak 'Hicret ettim. Kaçmadım" dedi.
Ergenekon Davası kapsamında dosyaları ayrılan Bedrettin
Dalan, davasının ilk duruşmasında verdiği ifadede "Suçsuz
olduğumu biliyordum. Yüce Türk mahkemesi bunların hepsini sildi
attı. Geceleri rahat uyuyorum" diyerek, yurtdışına kaçmadığını,
hicret ettiğini ifade etti.
Dalan, eski milletvekili Turan Çömez, emekli
Tümgeneral Mustafa Bakıcı, Emrah Gönenci ve Saipir Deblevidze’nin
yargılandığı davanın 4. duruşması görüldü.
İstanbul Adalet Sarayı’nda bulunan 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde
görülen duruşmaya 18 Şubat’ta hakkındaki yakalama kararı kaldırılan
ve 10 Mart’ta Türkiye’ye dönen Yeditepe Üniversitesi Kurucusu
Bedrettin Dalan ve avukatları katıldı. Dalan, Ergenekon davası
kapsamında ilk kez ifade verdi.
"DARBE SONRASI BAŞBAKAN..."
Duruşmada ilk olarak mahkeme başkanı, Bedrettin Dalan’a iddianamede
geçen suçlamaları okudu. İddianameye göre Dalan’ın "Ergenekon
silahlı terör örgütünü yönettiği, darbe planları kurduğu bu planlar
doğrultusunda bazı medya kuruluşları ile işadamlarını
yönlendirdiği, darbe yapmaları için askeri yetkilileri teşvik
ettiği, örgüte finans sağladığı, örgüt üyelerine üniversitede
görevler verdiği, darbe sonrası başbakan olacağı" anlatıldı.
"HİCRET ETTİM"
İddianamenin okunmasının ardından Dalan, "Yüce Türk milletinin
mahkemelerinden bulunmaktan şeref duyarım" diyerek savunmasına
başladı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde ve
sonrasında 11,5 yıl siyasi davalar dahil yüzlerce davaya muhatap
olduğunu ancak hiçbirinde suçlu bulunmadığını anlatan Dalan,
"Suçsuz olduğumu biliyordum. Yüce Türk mahkemesi bunların hepsini
sildi attı. Geceleri rahat uyuyorum" dedi. Siyasi figür olduğu için
iftiralara uğradığını belirten Dalan, "Ergenekon davasının Türk
mahkemeleriyle bir alakası yok. Bu dava 30 yıl geçmişi olan,
dışarıdan destekli bir örgütün Ortadoğu projesi olduğunu biliyorum.
Bir Türk milliyetçisi olarak bu projeyi bilen iki kişiden biri
bendim. Yurtdışına çıkmak zorunda kaldım. Hicret ettim. Kaçmadım,
nasıl ki, Hz. Muhammed hicret etti. Ben de onun gibi ülkemi terk
etmek zorunda kaldım" diye konuştu. Ergenekon davasının bir kumpas
olduğunu dile getiren Dalan, buna alet olanların Türk mahkemeleri
karşısına çıkacaklarını söyledi. 'Ergenekon' isminin Türk
kültüründe kutlu doğum anlamına geldiğini ifade eden Dalan, bu
ismin davaya konu edilmesinin başlı başına suç olduğunu söyledi.
Dalan, "Türk milletinin kutsalıyla oynayarak, Ergenekon ismini
takmak, bu ismi yok etmekten başka birşey değildir" diye
konuştu.
"EĞER BENİM GÖRDÜĞÜMÜ GÖREBİLSEYDİNİZ..."
Bu davanın büyük bir projenin küçük bir parçası olduğunu saöyleyen
Dalan, mahkeme heyetine hitaben, "Eğer benim gördüğümü
görebilseydiniz tüyleriniz diken diken olurdu" ifadesinde
bulundu.
Bu projeden haberdar olduğu için sürekli yargılamalarla karşı
karşıya kaldığını söyleyen Dalan, bu projenin temel unsurunun,
Türklük ve islamı yok etmek olduğunu ileri sürdü. 1985’ten bu yana
bu projeyi bildiğini ifade eden Dalan, Turgut Özal’la bu konuda
çatışma içerisinde olduğunu ve bu yüzden sedef hastalığına
yakalandığını dile getirdi. Dalan, "O dönemler bunu kime dediysem
bana deli dediler. Ama şimdi haklı çıktım. Şimdi bana hak
veriyorlar ama çok geç. Ülkemiz bölünmenin, parçalanmanın eşiğine
geldi" diye konuştu.
Darbe iddialarıyla ilgili konuşan Dalan, siyasetle iş başına
geldiğini hatırlatarak, demokrasi bilincine sahip birisi olarak
darbeye karşı durduğunu ifade etti. Dalan, "Ancak demokrasi
görüntüsü altında ülkemin geleceğine karşı olanların karşısında
durmaya devam edeceğim. Aslında bu davanın en büyük mağduru benim.
Gereği neyse onu yaptım. Bundan sonrada bütün gücümle mücadele
edeceğim" dedi.
"GUANTANAMO HUKUKU"
İddianamede somut bir unsur olmadığını, iddianameyi Almanya’da önde
gelen hukukçulara incelettiğini anlatan Dalan, "Hukukçular
iddianameyi okudular. İncelediler. 1,5 saat sonra bana 'Bu Türk
hukuku, Alman hukuku, Amerika hukuku değil' dediler. Peki ne dedim,
'Bu Guantanamo hukuku’ dediler. Guantanamo hukuku ne diye sorunca
'Düşman ceza hukukudur. Bunu sizinkiler bilmez. Hazırlayanlara iyi
öğretmişler" dedi.
''ALMANYA BANA SAHİP ÇIKTI''
Almanya devletinin de davayı incelediğini ve kendisine sahip
çıktığını anlatan Dalan, "Almanya devleti şahsıma misafir pasaportu
verdi. Bu pasaportla dünyayı dolaştım. Türkiye’den 3 defa kırmızı
bülten çıkarıldı. Almanya 'bu davanın içinde suç unsuru yok’ diye
her defasında geri gönderdi. Hatta güldüler. Çünkü benim ülkemin
hakimleri bu duruma düşmüştü. Bu gülmeleri beni incitti" şeklinde
konuştu.
Dalan, davasını inceleyen Alman hukukçularına borcunun ne kadar
olduğunu sorduğunda kendisine 'Suç yok ki borcun olsun’ karşılığını
aldığını anlattı.
"BÜYÜK RESMİ GÖRÜRSENİZ UYUYAMAZSINIZ"
"Ergenekon davasında sanık olarak bulunmak benim için bir şereftir"
diyen Dalan, "Ben kaçak falan değilim. Suçum olsa gelir boynumu ipe
teslim ederdim. Bu ülkenin bölünmesine hanginiz razı olursunuz. Bu
proje büyük ortadoğu projesinin küçük parçasıdır. Büyük resmi
görseniz uyuyamazsınız" dedi.
"VE HATTA ERGENEKON'UN LİDERİ OLDUM..."
Dalan, "Türk milletinin koyunlaştırmaya çalışanlara karşı düşünen
insan yetiştirmek için İstek Vakfı’nı ve Yeditepe Üniversitesi’ni
kurdum. Atatürk ilkeleri doğrultusunda çocuk yetiştirmek için. 30
yıldır faaliyet gösteriyor. Yüz bin çocuk yetiştirdim. Hiçbiri
Dalancı olmadı. Dalan’ın uydusu olmadı. Ama başkaları gibi değil,
başkaları devletten destek alarak kendilerine bağlı malum örgütü
kurdular. O örgütten yetişen bazıları hakim ve savcı oldular. O
hakim ve savcılar da gereğini yaptılar. Çünkü yapması gereken
buydu. Yaptılar. Benim bu anlattığım komplo değil. Anlattıklarım
kırmızı kitaba girdi. Bunları anlattım diye suçlu oldum ve hatta
Ergenekon’un lideri oldum'' ifadelerini kullandı.
"GURUR DUYARIM"
Ergenekon diye bir örgüt olmadığını var ise de bunun tüm dünyadaki
Türkler olduğunu ifade eden Dalan, "Eğer var ise kurucusu Oğuz
Kağan'dır. En son lideri ise Atatürk’tür. Eğer böyle bir örgütün
lideri denilirse gurur duyarım" dedi.
Hakkındaki yakalama kararı kaldırılınca yurtdışından geri döndüğü
belirten Dalan, "Halen o insanlar (hakimler, savcılar) olsaydı
gelmezdim. Dün itibariyle büyük bir bölümü açığa alındı. İnşallah
devamının geleceğini göreceğiz" dedi.
"DARBE OLDUĞUNU GÖRSEM TANKIN ÜSTÜNE BEN
GİDERDİM"
Dalan, "MİT, Emniyet ve Jandarma istihbarat birimleri mahkemeye
yazı yazarak "böyle bir örgüt yok" demiş, ne hikmetse, o savcı
böyle bir örgütün varlığına inanmış, peşine düşmüş. Yüzlerce kişiyi
içeriye attı. Kimileri canından oldu. O savcı bunların vebalinin
altında kaldı" dedi.
"Darbe olduğunu görsem tankın üstüne ben giderdim" diyen Dalan,
"Ülkem ciddi tehlike altındaydı. Kimse bunu görmüyordu. Bu işte
sadece paralel yok. PKK’da bu işin bir parçasıdır. Tıpkı Kuzey
Irak’ta askerlerimizin başına çuval geçirdikleri gibi"
dedi.Devletin bir nebzede olsa bunu gördüğünü belirten Dalan,
"Allah'a şükür birazcıkta olsa devlet gördü. Milli Siyaset
Belgesi’ne girdi" diye konuştu.
"BİR BABA İÇİN ÇOK ZOR"
Dalan, ''Büyük oğluma 4 yıl önce 'Hakimleri-savcıları büyük hoca
yönetiyor. Git ondan baban adına af dile' demişler. Oğlum beni
aradı, 'Gidebilir miyim?’ dedi. Çaresiz çocuk ne yapsın?
Çırpınıyor. Buradan ona da teşekkür ediyorum. 'Eğer oraya gidersen
dönüş biletini yırt, dönersen de soyadını değiştir’ dedim. Bir baba
için çok zor. Bana bu acıları yaşattılar" diye konuştu.
"BİAT İSTEDİLER"
Dalan, ifadesine şöyle devam etti: ''Almanya’ya yanıma gelen biri
'Senin işi çözdük. Kızımı üniversitenin mütevelli heyetine al, bu
iş çözülecek. Dosya kapanacak ve Türkiye’ye döneceksin’ dedi. Ben
de ’O hakim ve savcıların olduğu ülkeye dönmem’ dedim. İsteseydim
3,5 yıl önce dönerdim. Kahraman olarak dönerdim. Sadece kızı
üniversitedeki mütevelli heyetine almam yeterliydi. Amaç biat
etmekti. Almanya’ya yanıma gelen kişi de zaten biatçıydı. Benden de
biat istediler. Bir tek Allah’a biat ederim."
"İDDİANAME TUVALET KAĞIDI BİLE OLMAZ"
Hazırlanan iddianame için 'tuvalet kağıdı bile olmaz’ ifadesini
kullanan Dalan, "Çünkü tuvalet kağıdı hukuka hile karıştırmaz.
Ancak pislik karıştırır. Bu işte belli projelerin önünde tehlikeli
olarak görüldüm. İftiralarla kenara atılmak istendim" dedi.
"Bir musibet bin nasihattan evladır" diyen Dalan, "Bizim
nasihatımız tutulmadı ama musibet doğru yola getirdi. Hükümetin de
bundan nasibini aldı" şeklinde konuştu.
"BENİ ZENGİN BİRİ ZANNETTİLER"
Yurtdışından geri dönmesi için mal varlığına el koyduklarını
anlatan Dalan, "Beni zengin biri zannettiler. Tüm varlığımı vakfa
bağışladım. 74 model arabama el koydular" dedi. Asıl gayenin
tutuklanması değil, ülkeye gelmesinin engellenmesi olduğunu
belirten Dalan, "Bu projeyi bilen sadece iki kişi vardı. Biri
Turgut abi (Özal) diğeri bendim" dedi.Bunun üzerine mahkeme başkanı
Dalan’a ''Şu anda bu rojeyi tek siz mi biliyorsunuz?' diye sordu.
Dalan da "Parça parça tek tük bilen var ama resmin bütününü ben
biliyorum" şeklinde cevap verdi.
"CUMHURBAŞKANI OLABİLİRDİM"
Projeye dahil olması durumunda 1990’da Başbakan, 1993’te ise
Cumhurbaşkanı olabileceğini iddia eden Dalan, 1998 yılında, paralel
yapının bugünkü durumunu anlatan bir kitap yazdığı için tasfiye
edildiğini öne sürdü.
Dalan, "Eğer o kitap suç ise Milli Güvenlik Kurulu’nun hepsi suç
işledi. Bir ülkede hakim-savcılara emir veren bir insan varsa
gerçek terörist odur. Ergenekon terör örgütü demek ağır bir suçtur.
Ergenekon Türk milletinin bir sıkışmışlıktan kurtulup yeniden var
oluşudur. Rica ediyorum beraatimi istemiyorum ama Ergenekon isminin
bu davaya verilmesinin sembolikte olsa yasaklanmasını istiyorum"
dedi.
DALAN'A YURTDIŞI ÇIKIŞ YASAĞI
Mahkeme heyeti, "Savunmasının alınmış olması nedeniyle İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesi’nce 13 Aralık 2011’de vakıf malları hariç
kalmak kaydı ile Türkiye’de bulunan tüm mallarına hak ve
alacaklarına, sanığın hisseleri miktarı ile sınırlı kalmak ve
amaçla orantılı olmak kaydı ile el konulmasına ilişkin kararın
kaldırılmasına, sanık Bedrettin Dalan’ın yurtdışına çıkışının
yasaklanmasına, sanıklar Emrah Gönenci, Turhan Çömez, Saipir
Debzlelvidze’nin yakalanmalarının beklenmesine, Ergenekon Ana
davasının Yargıtay’dan dönmesinin beklenmesine" karar vererek
duruşmayı erteledi.