Bebekler için güneş ışığının önemi
Abone olEn önemli D vitamini kaynağı olan güneş ışığından yeterince yararlanılamaması, hem annenin hem de bebeğin kemik sağlığını olumsuz yönde etkiliyor.
Bebeklerin D vitamini düzeylerinin korunması için, çıplakken
(üzerinde yalnızca bez varken) haftada 30 dakika, giyinikken ise
haftada 2 saat güneş görmeleri gerekiyor. Kocaeli Üniversitesi Tıp
Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Şükrü Hatun, İHA muhabirine yaptığı açıklamada,
temel kaynağı güneş ışınları olan D vitamininin, vücuttaki kalsiyum
ve fosfor metabolizması ile kemiklerin gelişiminde önemli rol
oynayan hormon ön maddesi olduğunu belirterek, gelişmekte olan
ülkelerde veya gelişmiş ülkelerdeki etnik topluluklarda,
annelerdeki D vitamini yetersizliğinin sık görülen bir sorun
olduğunu bildirdi. Prof. Dr. Şükrü Hatun, D vitamini
yetersizliğinin, 'Kemik yapım-yıkım hızında artma, osteoporosiz
(kemik erimesi=kemik dokusunun azalması) ve hafif osteomalazi
(kemik yumuşaması=kemik dokusuna kalsiyum ve fosforun yeterince
çökmemesi) ve kalça veya diğer kemiklerdeki kırık ihtimalinde
artma' gibi fizyolojik, klinik ve patolojik bulgulara yol açtığını
da vurguladı. BEBEKLERİ HAFTADA 2 SAAT GÜNEŞLENDİRİN Bebeklerin
serum D vitamin düzeylerinin, sekizinci haftadan sonra annenin D
vitamini durumundan etkilenmekle birlikte, esas olarak güneş
ışığına maruz kalma miktarına göre değiştiğini kaydeden Prof. Dr.
Hatun, "Bebeklerin D vitamini düzeylerinin korunması için,
çıplakken (üzerinde yalnızca bez varken) haftada 30 dakika,
giyinikken ise haftada 2 saat güneş görmeleri gerekmektedir. Güneş
ışığından yeterli ölçüde yararlanamayan bebeklerin annelerinin de D
vitamini düzeyleri düşük olduğunda (anne sütü D vitamini düzeyi de
buna bağlı düşecektir) raşitizm riski artmaktadır" diye konuştu. D
VİTAMİNİ YETERSİZLİĞİ ÖNEMİNİ KORUYOR Prof. Dr. Hatun,
erişkinlerdeki D vitamini yetersizliğine ise, 'İç ortamlarda geçen
yaşama süresinin fazlalığı ve güneş ışınlarından yararlanmama, hava
kirliliğinin, ültraviyole ışınlarının insanlara ulaşmasını
engellemesi ve dini inançlara bağlı örtünme' gibi çeşitli
faktörlerin yol açtığını savundu. Son yıllarda yapılan
araştırmaların, 15-20 yılda Türkiye'deki sosyoekonomik değişimlere
rağmen annelerde D vitamini yetersizliğinin sıklığında ve
şiddetinde bir azalma olmadığını gösterdiğini ifade eden Prof. Dr.
Hatun, "İstanbul, Ankara ve Kocaeli gibi kentsel bölgelerde yaşayan
annelerin büyük çoğunluğunda orta veya şiddetli düzeylerde D
vitamini yetersizliği sorunu vardır. Sosyoekonomik düzey ve örtülü
giyinme tarzı ile annelerdeki D vitamini yetersizliği arasında
önemli ilişki olduğu bildirilmektedir. Kocaeli bölgesindeki
annelerde D vitamin yetersizliğinin daha yüksek oranda ve daha
şiddetli düzeyde olmasında, araştırmanın kış sonu yapılması kadar,
bölge faktörleri (hava kirliliği, sonbaharla birlikte güneşli gün
sayısında belirgin azalma, muhafazakar hayat tarzı gibi)
görünmektedir" dedi. ABD VE AVRUPA'DA DURUM Prof. Dr. Şükrü Hatun,
son yıllarda yabancı ülkelerde, erişkinlerde D vitamini
yetersizliği ve bunun kemik sağlığı üzerine etkilerine ilişkin
yapılan çalışmalarla ilgili olarak da şunları söyledi: "Amerika
Birleşik Devletleri'nde genel dahiliye bölümünde yatan 290 hastanın
yüzde 57'sinde D vitamini yetersizliği tespit edilmiş ve hastaların
yüzde 22'sindeki yetersizliğin şiddetli düzeyde olduğu
belirlenmiştir. Benzer şekilde Hollanda'da çoğu kadın 142 erişkinin
yüzde 79'unda D vitamini düzeyleri düşük bulunmuştur. Pakistan'da
yeni doğum yapmış kadınların yüzde 48'inde şiddetli düzeyde D
vitamini yetersizliği olduğu belirlenmiş ve annelerin D vitamini
düzeyi ile 3 aydan küçük bebeklerin D vitamini düzeyleri arasında
anlamlı ilişki olduğu gösterilmiştir. Benzer bulgular, Kuzey
Amerika ve Avrupa ülkelerinde de tespit edilmiştir."