BDP’li vekilden bir garip teklif
Abone olBDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, “Şuan bir kanun teklifi veriyorum parlamentoya, acilen İstanbul’u kurtarma bakanlığı kurulmalı” dedi....
BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, “Şuan bir kanun teklifi
veriyorum parlamentoya, acilen İstanbul’u kurtarma bakanlığı
kurulmalı” dedi.
TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, İstanbul’da yaşanan nüfus
ve imar sorunlarına dikkat çeken BDP Diyarbakır Milletvekili Altan
Tan, “İstanbul sadece bizim değil dünyanın göz bebeği. ‘Bütün dünya
tek bir devlet olsaydı, bu devletin başkenti İstanbul olmalıydı’
diyenler var. Maalesef şuan dünya harikası şehri kaybetmek ile yüz
yüze gelmiş durumdayız. Bu hafta birçok yazar artık feryat
noktasında dile getirdiler, korkunç bir nüfus yığılması, bütün
yeşil alanların imara açılması nedeniyle İstanbul fiilen
kilitlenmiş durumda” diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiren Altan Tan, “Başbakan
televizyonlara çıkıyor, ‘kim bu İstanbul’u bu hale getirdi,
rantiyeyi engellemek lazım’ diyerek insanı hayretler içinde bırakan
konuşmalar yapıyor. 1994’den bu yana İstanbul’u başta Tayyip
Erdoğan olmak üzer AK Parti ve Refah Partisi belediye başkanları
yönetti. İstanbul’u 20 yıldır siz yönetiyorsunuz, bütün bu
rezaletin hesabını vereceğinize, ‘bu kadar da olmaz, kim yapmış’
diyorsunuz. 1. Boğaz Köprüsü’nün hemen ayaklarında, Levent
çıkışındaki siteye bakın, emsal kaç. 200 bin metrekarelik yer 1
milyon metrekare inşaat alına çıkartıldı. Sorun sadece bu olsaydı
yine bu kadar feryat etmezdik, fakat şehir fiilen yaşanmaz hale
geldi. 14 milyon nüfus, en az 16-17 milyonluk bir şehir ile karşı
karşıyayız” şeklinde konuştu.
TBMM’YE İSTANBUL’U KURTARMA BAKANLIĞI TEKLİFİ
Yeni iki kanun teklifini TBMM Başkanlığı’na vereceğini söyleyen
Altan Tan, “Zatı muhterem ‘2. boğaz yapalım’ diyor. Şuan bütün imar
planlamacılarına göre ‘10 milyonluk nüfus gelecek’ diye yorum
yapılıyor. 25 milyonluk bir şehri fiilen yönetmeniz mümkün değil,
sokaklarında gezmeniz mümkün değil. Bir şehir 6-7 milyonu geçtiği
an o şehirde doğru düzgün hayat sürmek mümkün değil. İstanbul’un
yarısı acilen boşaltılması gerekirken, bazı şehirlerde cazibe
merkezleri kurulması lazım. Hükümet sözde bunu da yapacaktı onu da
beceremedi. Şuan bir kanun teklifi veriyorum parlamentoya, acilen
İstanbul’u kurtarma bakanlığı kurulmalı. İkinci kanun teklifi de
Türkiye’de 10 tane bölgesel merkez özelliğinde olan ilin özel bir
program, yatırım ve bütçe ile önümüzdeki 5 yıl içinde ayağa
kalkacak şekilde cazibe merkezi şehirler olarak kurulması şeklinde.
20 yıldır İstanbul’un katilidir şu anki yönetim. Bunlar yapılmazsa
dünya harikası İstanbul’u kaybetmiş olacağız” ifadelerini
kullandı.
ANA DİLDE EĞİTİM
Bir gazetecinin “Anadilde imkan tanınabileceğine dair haberler var“
şeklindeki sorusuna cevap veren Altan Tan, “Olursa iyi olur. Dün
Bülent Arınç bizi Irak Kürdistan’ına gönderme demeçleri verdi,
demek ki bilet iptal olmuş” ifadelerini kullandı. “Ana dil ile
ilgili Öcalan’ın bir demeci vardı, ‘Yalvarmayın, Drogba gibi
direnin, mücadele edin’ demişti, siz ne diyorsunuz?” şeklindeki
soruya ise, “Biz hiç kimseye yalvarmak durumunda değiliz. Biz
dilenci değiliz, dilenciden padişah olduğu görülmemiş. Biz hak
verilmez alınır zihniyetindeyiz. Yalvararak, yakararak, perişan bir
duruma asla düşmeyiz” şeklinde cevap verdi.
“Bu iş Mahmutpaşa pazarlığına dökülmez. Haklar varsa vardır, yoksa
yoktur. Verilmeyecekse çık erkekçe deki ‘vermiyorum’ de. Gücün
yetiyorsa verme. Kürtler de, Aleviler de, başörtülülerde Türkiye’de
haklarını en geç birkaç yıl içinde alacak, Elinden geliyorsa
engelle, hodri meydan” ifadelerini kullanan Altan Tan, “Farklı
okullar ortaya çıkacağı, bunun ülkeyi böleceği tartışmaları oluyor,
sizin görüşünüz nedir” şeklindeki soruya ise şu şekilde cevap
verdi:
“Ben böyle bir endişe taşımıyorum. Kimse kimseyi zorla bir okula
yollayamaz. Açarsın farklı okulları, kimse zorla kimseyi İmam Hatip
Lisesi’ne, sanat okuluna yollayamaz. Açarsınız, talep yoksa zaten
sorun yok, sen rahat, ben rahat. Hacca gitme özgürlüğü var, herkes
Hacca gidiyor mu? Anadilde eğitim haktır, siz bu hakkı tanırsınız,
giden gider, gitmeyen gitmez. “
(İHA)