Çelik Papa suikastini açıkladı
Abone ol'Ağca'nın anlatacağı bir şey yok' diyen Oral Çelik sessizliğini bozdu. Soruların cevabı kendisinde olduğunu söyleyen Çelik, Papa suikastindeki karanlık noktaları anlattı.
Mehmet Ali Ağca'yı cezaevinden kaçırmasıyla gündeme gelen Oral
Çelik, 25 yıllık suskunluğunu bozdu. Papa suikastı ve Mehmet
Ali Ağca'nın cezaevinden kaçırılması olaylarının karanlıkta kalan
yönlerini anlatan Çelik, "Ağca, tetikçi ve anlatacağı bir
şey yok. Soruların cevabı bende" dedi.
Şimdilerde ticaretle uğraşan Çelik, avukatı İlhami Yelekçi'nin de
hazır bulunduğu görüşmede "Suikast Vatikan'daki koltuk
mücadalesinin eseridir" iddiasını dile getirdi. Çelik, Papa 2. Jean
Paul'u vurma emrini Kardinal Pecci ve İtalyan istihbarat örgütü
SISMI'de görevli Broconetti'nin verdiğini öne sürdü. Suikastı
"Santos" kod adlı Mehmet Ali Ağca ile "Kaplan" ve "Sansar" kod adlı
Türkler'in birlikte gerçekleştirdiğini belirten Çelik,
"Kaplan ve Sansar sırlarını rahmetli Abdullah Çatlı ve bana
anllattı. Uzun boylu Kaplan, aramızda değil. Trafik kazası geçirdi
ve hayatını kaybetti. Yani, Çatlı'yla kaderleri aynı. Sansar ise
benim en yakın arkadaşım. O kayıp ama sırları bende" diye
konuştu.
2002 yılında yazdığı "Sır'rın Sırrı" adlı kitapta olayları şifreli
olarak kaleme alan Çelik, bu kitabın şifreleri kırılmış olarak 28
Şubat'ta yayınlanacağını söyledi. Çelik sözlerini şöyle sürdürdü:
"İşte, o zaman Mehmet Ali Ağca'nın 'tetikçiden' öte
olmadığı anlaşılacak. İkinci kitabımın ana konusu ise Abdi İpekçi
cinayeti. Seri 5'inci kitap ile tamamlanacak."
PAPA'YA SUİKAST ANI
Kaplan, Sansar ve Santos kod adlı Ağca'nın Papa'ya suikast emrini
kilisede aldıklarını söyleyen Oral Çelik, suikast planını da
SISMI'nin hazırladığını iddia ediyor. Çelik, "Bu planlamaya
göre Papa, halkın arasındayken vurulacaktı. Balkona çıkması halinde
ikinci plan devreye girecekti. Yani suikast timini taşıyan
minübüsteki dürbünlü tüfekle vurulacaktı. Ancak, Papa, halkın
arasına karıştı. Böylece keman kutusuna saklanan tüfek
kullanılmadı" dedi.
"Santos" kodlu Ağca'nın silahlar patladıktan sonra Meydan'ı terk
ettiğini belirten Çelik, suikast anına dair sözlerini,
"Kaplan ve Sansar kaçarken Santos'u gördü. Santos, şaşkın
ve bir rahibenin kucağında, telâşla ellerine sarılmıştı. Yani,
Santos, Papa'yı vuran uluslararası terörist olmayı tercih
etti" diyerek tamamladı. Ağca'nın yakalandıktan sonra
SISMI'nin direktifleri doğrultusunda ifadeler verdiğini dile
getiren Çelik, "Gizli servisin isteklerini adım adım yerine
getirdi. İtalyan ceza sistemine göre Ağca'nın cezaevinde 5 yıl
yatması gerekiyordu. 18 yıl ise piyango oldu. Öyle uygun gördüler.
Bildiği tetiği düşürmekten ibaret. Tıpkı Abdi İpekçi'de olduğu
gibi. Sırrı yok. O günün şartlarına göre ifade değiştiren bir adam.
"
FRANSIZLAR’IN PLANI!
Sır sahibi olmasından dolayı Fransa'da tuzağa düşürüldüğünü öne
süren Oral Çelik, "Onlara Bedri Ateş olduğumu söyledim.
Dört ay boyunca ifade alarak, 'Biliyoruz sen Oral Çelik'sin'
dediler. Türkiye'ye, 'Oral Çelik elimizde. Gerekirse iade ederiz'
mesajını vererek inanılmaz isteklerini sıraladılar. Türkiye'yi
ziyaret eden Mitterand'ın, 'Ermenistan kapısını açın' demesinin
sebebi budur. Yani, 'açın kapıyı alın Oral'ı' diyorlardı. Oyunu
gördüm ve beni cezaevinde ziyaret eden Türk görevlilere durumu
anlattım. Sonra Fransızlar'a, 'Türkiye'den Oral Çelik'in parmak
izini isteyin' dedim. Kabul ettiler. Gelen parmak iziyle
karşılaştırdılar. Tutmadı..."
ORAL ÇELİK KİMDİR?
Oral Çelik’in adı, ilk olarak 1978 ve 79 yıllarında Malatya'da
cinayet ve bombalama olaylarına karıştı. Çelik ismi daha sonra
Gazeteci Abdi İpekçi ve Papa suikastının kilit ismi olarak
karşımıza çıktı. Mehmet Ali Ağca'yı cezaevinden kaçıran Er Bünyamin
Azer Yılmaz ve diğer sanıkların ifadesinde de Oral Çelik adı geçti.
1985 yılında İsviçre'de Abdullah Çatlı ve Mehmet Şener'le birlikte
yakalanıp serbest kaldı. 14 Kasım 1986'da Fransa'da Bedri Ateş
adına düzenlenmiş sahte kimlikle yakalandı. Gerçek kimliği ortaya
çıkınca Türkiye iadeseni istedi. 1996 yılında Türkiye'ye iade
edilen Çelik aleyhinde açılan davalar zaman aşımından düştü. İpekçi
davasında da tahliye edilen Çelik, Malatya'da evlendi, inşaat ve
turizm şirketleri kurdu.
Tişörtün sırrı
Ağca için, "Hiçbir zaman ülkücü olmadı. Olamazdı" diyen Oral Çelik,
"Kardinaler ve gizli servis üyeleri ona kahraman olduğunu söyledi.
O da bu yalanlara inandı. Herkes üzerine giydiği mavi tişörtü
sorguluyor. İstanbul'da yakalandığında da bu tişört vardı.
Kısacası, hiçbir anlamı yok... Mavi, mahkûmların tercih ettiği bir
renktir. Garibanlığın da temsilidir. Gelelim cezaevinden
kaçırılmasına. Cezaevinden çıkarılması yalnız bırakılmadığının
mesajıydı" diye konuştu.
Röportaj: Şenol Gezer
Kaynak: www.bugun.com.tr