Bazı vergi daireleri, serbest meslek erbaplarından “haraç” mı istiyor?

Bu durum merhum üstat Şükrü KIZILOT'un tabiriyle “kümesteki kazları yolma” yolunda ilerlemesin…

Özkan Taştan ih-ozkantastan@internethaber.com

Aslında bu durum yeni değilmiş…

Sanırım ben ilk defa duyduğum için bu kadar şaşırdım…

Hatta şaşırmanın da ötesinde, ne yalan söyleyeyim bir serbest meslek mensubu olarak oldukça da sinirlendim desem yalan olmaz.

Olay; 01 Ocak 2002’de yürürlükten kaldırılan ‘Hayat Standardı’ vergisinin daha da ağırlaştırılmış halini BAZI VERGİ DAİRELERİNİN “zımni” olarak serbest meslek erbaplarına (Mali Müşavir, Yeminli Mali Müşavir, Avukat, Doktor gibi) uygulamaya çalışması ile ilgili…

Hayat standardı uygulamasının üzerinden 16 yıl geçmiş olduğundan bilmeyenler veya unutanlar için hatırlatayım…

Özetle; zarar beyan eden ya da idarenin istediği tutarın altında gelir beyan eden esnaf, sanatkâr, tüccar ve serbest meslek erbabına Maliye; ‘her yıl zarar da etsen, gelirin az da olsa benim belirlediğim tutarda vergi ödemek zorundasın’ diye vergi alıyordu.

Geleyim bu uygulama hâlâ “zımni” olarak yapılmaktaymış dememdeki sebebe…

Bir toplantıda karşılaştığım Mali Müşavirlik bürosu olan bir meslektaşımla ayaküzeri sohbet ettik.

‘Vergi dairesi bir yazı göndererek 2017 yıla ait giderlerimin dökümünü istedi. Daire, ne kadar mükellefim olduğunu, ne kadar makbuz kestiğimi ve buna karşılık da ne kadar işçilik giderim olduğunu zaten görüyor. Kestiğim makbuzlara ait ödediğim KDV yüzde 85 civarında. 2017 yılı için yaklaşık 300 bin TL’lik bir ‘hasılatım’ olmuş. Bunun 110 bin TL’sini vergi ve SSK olarak devlete ödemişim. Sanırım bana gelen yazıda bir yanlışlık var diyerek, daireye bu konu ile ilgili görüşmeye gittim. Aldığım cevap; “Sizin giderlerinizin gelirlerinize oranı yüzde 75 çıktı. Bu oranın daha düşük olması gerekiyor, ‘RİSK GURUBUNDASINIZ.’ Giderlerinizin bir kısmımı çıkartıp, düzeltme beyannamesi verin. Bir miktar da vergi öderseniz sizi İNCELEMEYİZ” dedi. Şaşırdım kaldım.’ Diye başına gelen bir olayı anlattı.

Evet…

Olay gerçekten şaşılmayacak gibi değil…

Bazı vergi daireleri vergi kanunlarımızda olmadığı halde meslek nev’ine göre (Sadece serbest meslek mensupları için) kâr oranı belirleme gayretine girmiş.

Yetmemiş, deyim yerindeyse tehdit eder gibi “oranı beğenmezsem seni incelemeye alırım” deme cesaretini bile göstermiş.

O halde bu yaklaşımda olan vergi dairelerine sormak lazım…

Kâr oranı; konfeksiyoncular için yüzde kaç, emlakçılar için yüzde kaç, reklamcılar için yüzde kaç,..

Tüm meslek kolları için ayrı ayrı yüzde kaç olacak bu oran…

Basit usul garabeti sebebiyle neredeyse hiç vergi ödemeyen taksi ve dolmuş plakası sahipleri RİSK GRUBUNDA değil,

Adı Anonim olup, milyon TL’lik hasılat yapan ve vergi levhasında matrahsız yazan koskoca şirketler RİSK GRUBUNDA değil,

Fatura, fiş kesmeyen, kaçak işçi çalıştıran, kısaca bir asgari ücretli, bir memur kadar bile SGK ve vergi ödemeyen firmalar RİSK GRUBUNDA değil de, serbest meslek kazancının giderine oranı yüzde 65-70’in üzerindekiler mi risk grubunda.

İNCELEME TABİKİ OLACAK…

Bu yazdıklarıma ‘ne yani vergi daireleri inceleme yapmasın mı?’ diyenler olabilir. Gelir idaresi pek tabi inceleme ve denetim yapacak…

Vergide adaletin sağlanması için idarenin yeterince inceleme yapmamasını eleştiren ve buna yazılarımda sık sık değinen biri olarak;

Yukarıda saydığım ve istenirse daha da ekleme yapabileceğim, “kayıt dışı ekonominin ana omurgasını oluşturan firmalar” dururken, vergi dairesi kayıtlarından rahatlıkla senelik hasılatının nerdeyse yarısını, üçte birini vergi ve SGK olarak ödendiği tespit edilebilen (elindeki verileri analiz etse rahatlıkla görebileceği) firmaların mı incelenmesi gerekir.

Hadi inceleme bir tarafta, bazı vergi daireleri hangi kanuna dayanarak kâr oranı belirleyebiliyor. Bu da yetmiyormuş gibi mükellefi seni incelemeye alırım diye nasıl tehdit edebiliyor.

“Matrah artırımları öncesi” acaba bazı vergi daireleri, mükellefe aba altından sopa göstererek “işgüzarlık mı” yapmak istiyor?

Başka meslek grubuna yapılamayan bu dayatma nasıl olur da sadece serbest meslek mensuplarına yapılabiliyor.

Bu konuyu Avukat, Mali Müşavir gibi serbest meslek mensuplarının “bağlı bulunduğu meslek odalarının” da gündeme alması, hatta mecliste sayıları hiç te az olmayan bu meslek gruplarından gelen vekillerin de bilgisine sunulması büyük önem arz etmekte.

Çünkü; bu durum merhum üstat Şükrü KIZILOT'un tabiriyle “kümesteki kazları yolma” yolunda ilerlemesin…

Not 1: Bu makalenin devamı gelecek…
Not 2: Soru ve görüşleriniz için iletisim@ozkantastan.com adresine mail atabilirsiniz.