Bayram namazı kılınacak mı? Ali Erbaş açıkladı
Abone olRamazan ayının son sahurunda TRT1’e konuk olan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Tedbirlere riayet ederek inşallah bayram namazlarımızı kılacağız. Kardeşlerimizin titizlikle tedbirlere uyarak bayram namazını kılıp evlerine dönmelerini buradan tavsiye ediyorum” dedi
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş programda, Ramazan ayı ve
gündemdeki konularla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Ramazan ayı
boyunca müminlerin Allah’ın rızasını kazanmak için gayret
gösterdiğini ifade eden Başkan Erbaş, “Oruçlarımızla,
namazlarımızla, tilavetlerimizle, zekatımızla, hayır hasenatımızla
şifa aramaya çalıştık bu Ramazan'da. Rabbim maddi ve manevi
dertlerimize şifa eylesin inşallah” dedi.
Kudüs, Gazze ve Mescid-i Aksa’da İsrail’in Filistinlilere
yönelik saldırılarıyla ilgili konuşan Başkan Erbaş, bu
problemin uzun yıllardan itibaren insanlığın, dünyanın gözleri
önünde kartopu gibi büyüyerek günümüze kadar geldiğini söyledi.
Başkan Erbaş, Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın tarihini anlatarak,
“Tarih boyunca problemler hep devam ediyor. Hz. Ömer döneminde,
637’de Kudüs Müslümanlar tarafından fethediliyor ve Yahudiler
rahata kavuşuyor. Kudüs’ün yönetimi Hz. Ömer ile Müslümanlar
tarafından yapılmaya başlanınca artık bir selam yurdu oluyor.
İnsaflı bütün tarihçiler söylerler, Kudüs Müslümanlar zamanında
barış yurdu olmuştur diye. Müslümanlar bu adaletli yönetimleri ile
Kudüs'te farklı inançlardan ki Yahudiler, Hristiyanlar ve
Müslümanlar var, barış içerisinde yaşamıştır. Ondan sonraki süreçte
belli dönemlerde Hristiyanların eline geçmiş ve 89 yıllık bir
dönemde yine büyük problemler yaşanmış, sonra Selahattin Eyyubi ile
Kudüs, tekrar Müslümanların idaresine geçmiş ta ki 1948 yılına
kadar geçen bu süreçte yine farklı ırklardan farklı inançlardan
farklı mezheplerden insanların asırlar boyunca huzur içerisinde
yaşadığı darüsselam olmuştur.” diye konuştu.
“Filistin'de İsrail devleti kurulduktan sonra sıkıntılar
başlıyor”
1948'de İsrail devletinin bölge kurdurulmasıyla birlikte
problemlerin yeniden yaşanmaya başladığına işaret eden
Başkan Erbaş, şöyle devam etti: “Filistin'de İsrail devleti
kurulduktan sonra sıkıntılar başlıyor. Filistinli Müslümanların
toprakları yavaş yavaş işgal edilmeye başlıyor. O süreç, bugüne
kadar geliyor. Bugün geldiğimiz noktada artık Mescid-i Aksa'nın
yakınındaki Filistinli Müslümanlar evlerinden çıkarılarak oraya
Yahudiler yerleştirilmeye çalışılıyor. Bu İsrail yönetimi
tarafından yapılıyor. Bizim insaflı ve vicdanlı farklı dinlerden
olan insanlara diyeceğimiz hiçbir şey yok. Dolayısıyla buna
dünyanın engel olması gerekiyor. Bugün sürgünü ne demek olduğunu,
evlerinden çıkarılmanın ne demek olduğunu esasında en iyi
İsrailoğulları, Yahudiler bilirler. Çünkü bunu yaşadılar. İnsanın
kendi yaşadığı problemi, acıyı bir başkasına yaşatmaması gerekiyor.
Bugün Filistin'de bu yaşanıyor”
“Hiçbir insan zulümden memnun olamaz”
Başkan Erbaş, Müslümanların birlik beraberlik içerisinde
olması gerektiğini ve bunun derdini taşıdıklarını belirterek, “Son
günlerde gerek Mescidi Aksa baskınları ile ki İslam'da mabetlerin
dokunulmazlığı, masuniyeti vardır. Savaşta dahi mabetlere, din
adamlarına, çocuklara, kadınlara dokunulmaz. Hatta
bizim alimlerimiz Kur'an'dan ve sünnetten almış olduğu
ilhamlarla o kadar titiz davranmış ki savaş esnasında da olsa o
bölgenin hayvanlarına, yeşiline dokunamazsınız. Bizim
medeniyetimizin en önemli kazanımlarındandır bu. Ama şu anda geçtik
mabedi, insanlar öldürülüyor. Birkaç gün içerisinde 40'a yakın
şehit var Filistinli Müslümanlardan. Şu mübarek Ramazan gününde,
böyle bir zulmü yapmak insanlığa yakışmaz. Hiçbir insan böyle bir
zulümden, böyle bir katliamdan memnun olamaz. Herkesin bundan
rahatsız olması gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“Hani senin kitabında öldürmeyeceksin emri
vardı”
Tevrat’taki on emirden birinde “Öldürmeyeceksin” denildiğini
hatırlatan Başkan Erbaş, “Yahudilikte, Tevrat'ta öldürmeyiniz
emri o kadar açıktır ki, öldürmeyeceksin 10 Emir'den birisidir.
Peki, nasıl öldürüyorsun ve Mescidi Aksa’da ibadet halindeki
insanların üzerine nasıl ateş ediyorsun. Hani senin kitabında
öldürmeyeceksin emri vardı. Bu emrin niçin dinlemiyorsun yoksa
Yahudi olanların dışındakileri, öldürmeyeceksin emrinin dışında mı
tutuyorsun. Böyle bir inanç olmaz, inançlar evrenseldir genelde.
Öldürmeyeceksin dediğiniz zaman, insanı öldürmeyeceksin.”
ifadelerini kullandı.
Başkan Erbaş, tüm dinlerde şiddetin, zulmün yasaklandığını
hatırlatarak, insanların kendi inandıkları kutsal kitapların
emirlerine uymaları takdirde dünyada zulüm olmayacağını
kaydetti.
“İslam şiddetle bağdaşmaz”
İslam adına şiddete başvuran terör örgütlerinin olduğunu ve onlarla
da mücadele ettiklerini aktaran Başkan Erbaş, “Bugün
Müslümanlar içerisinde terör grupları olarak sayılan bir takım
gruplar, terör örgütleri var. Kendilerinin İslam'ı en iyi
yaşadığını iddia eden gruplar var. Biz onlarla mücadele ediyoruz.
Çünkü biz biliyoruz ki, İslam şiddetle bağdaşmaz. Müslüman barış
insanı demektir. İslam barış anlamına gelir. Hangi inançtan olursa
olsun şiddet varsa, bunu İslam için de söylüyorum, o inançta bir
sapma vardır. Bu sapmayı nasıl önleyeceğiz, Kur'an ve sünnete
sarılarak. Allah Resulü Efendimizin örnekliğinde buna göreceğiz”
şeklinde konuştu.
“60 kadar ülkeden katılımcı ile Mescid-i Aksa ve
Kudüs’te yaşananları konuştuk”
Başkan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığının çağrısıyla İslam
ülkeleri ve toplumlarının Diyanet İşleri Bakanları, Başkanları ve
Başmüftüleriyle “Mescid-i Aksa ve Kudüs” gündemiyle olağanüstü
toplandıklarını ifade ederek, toplantıyla ilgili şunları söyledi:
“Kudüs'ün kavganın, zulmün diyarı olmaktan tekrar barışın diyarına
dönüştürülmesi, Müslümanların birliğine ve beraberliğine
dayanmaktadır. Bizim dağınıklığımız İsrail'e fırsat ve cesaret
veriyor. Dolayısıyla bugünkü toplantımızda 60 kadar ülkeden 75
kadar katılımcı ile bu konuları görüştük. Netice itibarıyla 12
maddelik bir sonuç bildirgesi hazırladık. Bu sonuç bildirgesini
bütün dünya kamuoyuyla paylaştık. Burada en önemli değindiğimiz
maddelerden birisi de bu idi. Müslümanların birlik ve beraberlik
içerisinde gücünü, cesaretini göstererek ve Mescid-i Aksa
baskınları başta olmak üzere bunun büyük bir zulüm olduğunu, barışı
ortadan kaldırdığını böyle devam ettiği sürece dünya barışının,
Ortadoğu barışını sağlanmasının mümkün olmayacağı hakikatini bütün
dünyaya duyurmaya çalıştık.”
“İnsanların canını, neslini, aklını, malını ve dinini
koruyacaksınız”
İslam’da inancı ne olursa olsun insanların canı, nesli, aklı, malı
ve dininin korunmasının emredildiğini hatırlatan Başkan Erbaş,
“Bunları korumak farzdır. Bunlara zarar veren her şey de haramdır.
İnancı ne olursa olsun. O insan Yahudi ise onu koruyacaksınız ve
onun inancına zarar verecek bir şey olursa ona müsaade
etmeyeceksiniz, engel olacaksınız. Onun canını, malını, neslini
koruyacaksınız. Bütün bunlarla ilgili hükümler vardır Kur'an'dan ve
sünnette. Dolayısıyla bizim bu hakikati bütün insanlara bıkmadan,
usanmadan, yorulmadan anlatmamız gerekiyor” diye konuştu.
“Ramazanda mağfirete koşmaya çalıştık”
Başkan Erbaş, Ramazan ayı ilgili olarak yaptığı
değerlendirmede şunları söyledi: “Ramazan ayına girdiğimizde bu ayı
nasıl değerlendirelim diye planlamamızı Efendimizin, “Ramazanın ilk
on günü rahmet, ikinci on günü mağfiret ve son on günü de ebedi
azaptan, cehennem azabından kurtuluş günleridir” hadis-i şerifine
göre yaptık. İlk on günü rahmetinden, ikinci on günü mağfiretinden
istifade etmeye çalıştık. Ayet-i kerimede Rabbimiz, “Mağfirete
koşunuz” buyuruyor. Ramazanın ikinci on gününde bu ayet-i kerimeden
ilham alarak mağfirete koşmaya çalıştık. Bu mağfiretin sonunda da
cennet olduğunu yine ayet-i kerimden öğreniyoruz.” ifadelerini
kullandı.
“İnfakı bırakarak kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye
atmayınız”
İnfakın önemine değinen Başkan Erbaş, “Kur’an-ı Kerim’de,
“Allah yolunda infak ediniz. Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye
atmayınız, İyilik yapınız, Allah iyilik yapanları sever.” ayeti
vardır. Ben bunu şöyle anlıyorum infakı bırakarak kendi ellerinizle
kendinizi tehlikeye atmayınız. İnfak, zekatla, fitreyle, sadakayla,
yardımlaşmayla, paylaşmayla olur. Zekatı, paylaşmayı ihmal
ederseniz, o zaman tehlikeyi bekleyiniz. Kendi ellerinizle
kendinizi tehlikeye atmış olursunuz. İnsanlık şu an bu tehlikeyle
karşı karşıya. Çünkü dünyanın yarısı açlıkla, diğer yarısı toklukla
mücadele ediyor. Her üç buçuk dört saniyede açlıktan, bir o kadar
zaman diliminde de tokluktan ölüyor insanlar.” şeklinde
konuştu.
“Ne olur zekatımıza dikkat edelim”
Zekatın fakir ve zengin arasındaki dengesizliği ortadan
kaldırdığına işaret eden Başkan Erbaş, “Buradan zekat
mükellefi kardeşlerime seslenmek istiyorum. Ramazan sürecinde
çeşitli vesilelerle hatırlatmaya çalıştım. Ne olur namazımıza
dikkat ettiğimiz kadar zekatımıza da dikkat edelim. Herkes zekatını
hesaplasın versin ben zekatımı hesaplama noktasında yeterli değilim
diyen varsa, müftülüklerimize, ilahiyat fakültesi hocalarımıza baş
vursun. Biz zekatın hesaplanmasıyla ilgili kardeşlerimize kolaylık
olsun diye, Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Türkiye Diyanet
Vakfımızın web sayfasında, ‘Zekatını Hesapla’ yazılımını yaptık.
Tıkladığınız zaman ne kadar zekat vermeniz gerektiğini hemen
hesaplaya bilirsiniz” diye konuştu.
“Bayram namazlarımızı kılacağız”
Başkan Erbaş, camilerde bayram namazının kılınacağını ifade
ederek, “Cemaatimize, hocalarımıza çok teşekkür ediyorum. Salgın
tedbirlerinin en güzel uygulandığı mekanlar camilerimiz oldu.
Cemaatimiz, tedbirler noktasında çok düzenli hareket etti. Bu
tedbirlere riayet ederek inşallah bayram namazlarımızı kılacağız.
Kardeşlerimizin titizlikle tedbirlere uyarak, kimseye zarar
vermeden kısa zaman içerisinde bayram namazını kılıp evlerine
dönmelerini buradan tavsiye ediyorum” ifadelerini kullandı.