Baykal kendisine saldıranları açıkladı
Abone olBaykal yine zehir zemberek konuştu. Dün Van'da yapılan taşlı yumurtalı saldırıyla ilgili açıklamaları çok konuşulacak.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, dün Van'da kendisine yönelik
yapılan saldırıya ilişkin yeni bilgiler edindiğini, olayın
BDP ile ilgisinin bulunmadığına kesin bir kanaat getirdiğini
söyledi.
CHP lideri, olayın yaşandığı noktada, Van'ın BDP'li belediye
başkanı ve il başkanının, CHP Merkez Yönetim Kurulu üyesine telefon
açarak olayın BDP'yle ilgisinin olmadığını, yaşananları
kınadıklarını ve olayın hiçbir şekilde içerisinde olmadıklarını
söylediklerini aktardı.
Daha sonra yapılan incelemelerin olayı açıklığa kavuşturduğunu
ifade eden Baykal, ''Bu AKP'nin Genel Başkan Yardımcısı
Hüseyin Çelik'in uzantısı, yakınları olan insanların düzenlediği
bir tertiptir. Van halkıyla da ilgisi yoktur. Çünkü biz
havaalanından çıktık, orada çok güzel karşılandık. Bütün kenti çok
sıcak bir ortamda geçtik. Selamlaşarak Vanlı insanlarla dostça bir
ilişki ortamında kongrenin yapılacağı binanın sokağına kadar
geldik. Oraya kadar hiçbir işaret, emare yok. Sıcak bir Van
ortamı... Organizasyon orada başladı. Organizasyonda yazılı
pankartlara baktık, o pankartlar BDP pankartları değil. O anlayışı,
terminolojiyi yansıtan pankartalar değil. AKP yazıları, sözler, CHP
düşmanlığı... BDP'yle ilgisi yok. Bu AKP'yle ilgili'' diye
konuştu.
Olaydan sonra, AK Parti'nin, Mart 2009'daki yerel seçimlerde aday
gösterdiği kişinin ve Hüseyin Çelik'in akrabalarının bu işin içinde
olduklarının tespit edildiğini öne süren Baykal, sözlerini şöyle
sürdürdü:
''Çok açık biliyoruz, olay budur. Bir AKP organizasyonudur. Bu
yönüyle de önemlidir. Çünkü 2002'den bu yana ilk kez AKP sokak
saldırılarına girmeye başlamıştır. Cumhuriyet Halk Partisi'ne
karşı, CHP Genel Başkanı'na karşı AKP bir sokak saldırısı
düzenlemiştir. Bu ilk kez oluyor, önemlidir. Bunu sıradan bir halk
tepkisi diye izah etmek mümkün değildir. Böyle olmadığı çok
açıktır. AKP'nin bu yola başvurma zorunda kalması, böyle bir
aşamaya gelmesi gerçekten üzüntü vericidir ve Türkiye'nin ne
noktada olduğunu ortaya koyan bir olaydır. İktidar, hükümet,
Başbakan kendi yönetiminde, ana muhalefet partisi genel başkanının
yapacağı bir kongre ziyaretine karşı böyle bir sokak saldırısını
düzenlemenin sorumluluğunu üstlenmiştir.
Bugüne kadar Başbakan sık sık 'Bunlar Sivas'ın doğusuna
geçemez' diyordu. Biz bunu aklınca tespit yapıyor diye
düşünüyorduk. Başbakan duruma bakıyor ve muhalefet partilerinin
Sivas'ın doğusuna geçemediği tespitini yapıyor diye düşünüyorduk.
Ama şimdi anlaşılıyor ki Başbakan bunlar Sivas'ın doğusuna geçemez
derken yapmak istediği tespit değil, tehditmiş.
'Geçemezsiniz' diyormuş, bir meydan okuyormuş,
'sizi oraya geçirtmem' diyormuş. Geçmemiz halinde
bundan mutluluk duyması gereken, bundan sevinç duyması gereken
Başbakan ve ona yakın olan medya kuruluşları bunu bir sevinçli
değerlendirdikleri olay haline dönüştürdüler. Eğer bu bir tespit
olmuş olsaydı, Başbakan'ın bundan üzüntü duyması gerekirdi, bunu
ortadan kaldırmak için sorumluluk taşıdığını bilmeliydi, ama
Başbakan o zamanda bunu gülerek, iftiharla söylüyordu. Halbuki öyle
bir tespitin onun iktidarı döneminde yapılabilmiş olması onun
sorumluluğudur, zafiyetidir. Bunu dahi ona gösterememiştik, şimdi
görüyorum ki 'muhalefetin Sivas'ın doğusuna geçmesi karşısında
üzüntüye sürüklenmiştir, bunu engellemek için her türlü girişimi
yapmışlardır. Başbakan 'Sivas'ın doğusuna
geçemezler' diyor, Başbakan'ın Genel Başkan Yardımcısının
yakınları biz oraya gittiğimiz zaman taşlı saldırılarla, sokak
saldırılarıyla bunu engellemeye çalışıyor. Bu hükümetin içinde
bulunduğu manzarayı çok açık şekilde gösteriyor.''
Baykal, siyaset tarihinde iktidarların çöküş dönemine girdiğinde
sokak saldırılarının ortaya çıktığını belirterek, aynı anlayışın
bugün de ortaya çıkmasının demokrasi açısından üzüntü verici
olduğunu söyledi.
Van'daki olay karşısında sadece Türkiye ve demokrasi adına üzüntü
duyduklarını ve Doğu'ya gitme anlayışının hiçbir şekilde olumsuz
etkilenmediğini ifade eden Baykal, bundan sonra Van'a, Doğu Anadolu
ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine daha sık gideceklerini
söyledi.
Baykal, ''Olayın Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu ile
ilgisi yoktur. Bu Van'daki bir ucu iktidara kadar uzanan çetenin
ortaya koyduğu tablodur. O çetenin uzantılarının Ankara'da iktidara
kadar ulaştığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu çete daha önce neler
yapmıştı onu da biliyoruz, Yüzüncü Yıl Üniversitesi'ne yönelik
tertibin arkasında ne var onu da biliyoruz. Bu çete de
etkisizleştirilecektir, Türkiye'de her yer iktidar için, muhalefet
için özgürce yaşanılacak, siyaset yapılacak yer haline
dönüştürülecektir'' dedi.