Baykal dış polikitayı eleştirdi
Abone olCHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Irak'ta yapılan seçimler, SEKA Fabrikası'nın kapatılması kararı ile RTÜK üyelerinin seçimini değerlendirdi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hükümetin Ortadoğu politikasını
eleştirerek, ''Artık öyle anlaşılmıştır ki Türkiye'nin dış
politikası, bugünkü Sayın Başbakan'a ve Sayın Dışişleri Bakanı'na
emanet edilemeyecek kadar ciddi bir tablo ile karşı karşıyadır''
dedi. Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada,
Irak'ta yapılan seçimler, SEKA Fabrikası'nın kapatılması kararı ile
RTÜK üyelerinin seçiminin Bakanlar Kurulu tarafından yapılmasını
öngören tasarıyı değerlendirdi. CHP Genel Başkanı Baykal, Irak'ta
seçimlerin yapılmasının ülkenin normalleşmesi, huzura kavuşması,
barış ve istikrarın ön plana çıkmasının yolunu açması gerekirken,
yeni tartışmalara yol açtığını ifade etti. Irak'ta yapılan
seçimlerin siyasi tercihi değil, etnik, mezhepsel, dini kimlikleri
yansıttığını kaydeden Baykal, ''Seçimler, Irak'ta müdahale sonrası
ortaya çıkan kültürel, sosyal parçalanmanın somutlaşması anlamına
geliyor'' dedi. Seçimlerin, Irak'ta bir kimlik çatışmasına
sürüklenildiğini gösterdiğine dikkati çeken Baykal, sözlerini şöyle
sürdürdü: ''İnsanların kendilerini kimlikleri ile ifade eder,
siyasetle etnik kimliklerini özdeşleştirir duruma gelmesi,
Ortadoğu'yu çok ciddi sorunlarla sıkıntılarla karşı karşıya
bırakabilir. Şu ana kadar görülen sıkıntıların altında da bu
yatmaktadır. Bizi müdahale öncesi telaşlandıran 'Yapmayın,
Pandora'nın kutusunu açmayın' diye feryat etmeye götüren kaygı
buydu. Seçim çerçevesi içinde herkes kendi etnik mücadelesini
götürmeye başladı. Maalesef Irak'taki askeri güçler, bu gelişmeyi
önleyici bir arayış içine girmeye yönelmedi. Irak'ta silahsızlanma
gerçekleştirilmedi, kaynaştırmaya yönelik bir girişim ortaya
çıkmadı. Birileri silahlı, birileri himaye altında silahlı...''
''TÜRKİYE'NİN TEZLERİ İTİBAR GÖRMEDİ...'' Bu tablonun Irak'ta
Türkiye'nin beklentilerine ters bir gelişme ortaya koyduğunu
kaydeden Baykal, ''Irak'taki bu etnik parçalanma bizi
kaygılandırıyor. Bunun sonu etnik çatışma olur'' diye konuştu.
Baykal, Türkiye'nin Irak'ın toprak bütünlüğünü temel alan tezlerini
müttefiki olan ABD'ye anlatmayı başaramadığını savundu. Türkiye'nin
bu konudaki duyarlılıklarının, tezlerinin itibar görmediğini ifade
eden Baykal, şunları söyledi: ''Hükümet, etkisiz kalmıştır.
Türkiye'nin görüşleri gündemden düşmekte, biz her yeni gelişmeye
yeniden intibak etme çabasına girme durumundayız. Bu üzüntü
vericidir, bir ciddi gerileme söz konusudur. Irak'ta bizi çok
rahatsız eden bir parçalanma şekillenmeye başlamıştır. Kuzey
Irak'ta bu tablo kendini göstermektedir, Kerkük'te çok net bir
şekilde bu tablo ortaya çıkmıştır. Kerkük'ün nüfus yapısı koalisyon
güçlerinin bilgisi altında çarpıtılmıştır. Türkiye'nin uyarıları
etki sergilememiştir. Bu uyarılara karşı daha önce 'sizi anlıyoruz'
deniliyor, gereği yapılmıyordu. Bizi idare etmeye yönelik
değerlendirmeler yapılıyordu. Geldiğimiz noktada açıktan 'siz bu
işi unutun' deniliyor. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın üç numarası
Feith 'siz işinize bakın' demiştir. Bizim hükümet bunları dinlemek
durumunda kalmıştır.'' ''KIRMIZI ÇİZGİLER ORTADAN KALKTI''
Konuşmasında Türkiye'nin Irak konusundaki kırmızı çizgilerinin
ortadan kalktığını da savunan Baykal, son gelinen noktanın
''Soydaşlarımıza zarar verecek gelişmelere seyirci kalamayız''
olduğunu söyledi. Baykal, Türkiye'nin zamanında gereğini
yapmamasının bu gelişmelerin altında yatan temel neden olduğunu
ifade ettiği konuşmasında, niyet beyanı ile sonuç alınamayacağını
kaydetti. Kararlılık sergilenmesi gerektiğini bildiren Baykal,
''Sadece niyet beyanı ile yetinilmiş, bunun, dostlarımız tarafından
itibar göreceği, önemseneceği ve gereğinin tereddütsüz yapılacağı
bir Pollyanna politikası içine Türkiye, Ortadoğu'da girmiştir.
Geldiğimiz nokta hayal kırıklığıdır'' diye konuştu. ''YOĞUN
DİPLOMATİK TRAFİK'' CHP Genel Başkanı Baykal, Türk yetkililerinin
sadece ''şikayet'' ifade eden açıklamalar yaptığını, Ortadoğu'nun
Türkiye'nin kontrolü altından çıktığını, ancak bu arada da
Türkiye'ye yönelik yoğun bir diplomatik trafik yaşandığına dikkati
çekti. Türkiye'nin dış politikada yeni bir kritik döneme
sürüklendiğini ifade eden Baykal, şöyle konuştu: ''Karşımızda yer
alan tablo, maalesef pek çok sıkıntıyı beraberinde getirmektedir.
Türkiye'yi yönetenlerin bu gelişmeler karşısında irade, kararlılık
sergileme durumunda olmadıkları açıktır. Ülke yararlarını gözetmek
yerine talepleri idare etmek, sıyırmak anlayışı içine girmişlerdir.
Giderek tünel daralmıştır. Şimdi çok sıkıntılı bir tabloya Türkiye
sürüklenmektedir. Çok ciddi bir ulusal kararlılığa, kamuoyunun
duyarlılıklarının ortaya konulmasına ihtiyaç vardır. Dış politikayı
kapalı kapılar arkasında pazarlıklarla götürme, hükümetin bileğini
bükerek, hükümete baskı yönelterek sonuç alma sonucunu doğuran bir
dış politika tarzı yerine, sorunları halkla paylaşan yeni bir
anlayışa ihtiyaç vardır. Türkiye Ortadoğu'da yeni sıkıntılara
çekilmek isteniyor. Türkiye'nin dikkatli olması lazım. Bu
kararlılığı hep beraber sergilemek durumundayız. Artık öyle
anlaşılmıştır ki Türkiye'nin dış politikası bugünkü Sayın
Başbakan'a ve Sayın Dışişleri Bakanı'na emanet edilemeyecek kadar
ciddi bir tablo ile karşı karşıyadır.'' RTÜK'ÜN YAPILANMASI Baykal,
RTÜK'ün de içinde bulunduğu kurumların yeniden yapılanmasını
öngören tasarıya ilişkin görüşlerini açıklarken de bunu bir
''geriye gidiş'' olarak nitelendirdi. RTÜK üyelerinin Bakanlar
Kurulu tarafından atanmasının demokrasi açısından önem taşıdığını
kaydeden Baykal, ''RTÜK'ün tarafsız, güvenilen, televizyon
yayıncılığının sorunlarını objektif bir şekilde çözebileceğini
ifade etme olanağı bundan sonra olmayacaktır'' dedi. Baykal, bunun
''Demokrasiden geriye dönüş, demokrasiden, denetimden kaçma
çabasının bir tezahürü'' olduğunu söyledi. Bakanlar Kurulu'nun
atadığı RTÜK üyelerinin TRT Genel Müdürü'nü belirlemesinin yanlış
olacağını ifade eden Baykal, ''Bu, TRT'yi Anayasa'da öngörülen
konumunun dışına çıkarma anlamına gelir'' diye konuştu. İzmit'teki
SEKA Fabrikası'nın kapatılması kararını da eleştiren Baykal, bunun,
üzüntü verici olduğunu söyledi. Baykal, fabrikanın ''Üç daire
fiyatına kurtarılabileceğini'', bunu yapmak yerine kapatılmasına
karar vermenin anlaşılmaz olduğunu ifade etti. Hükümetin
özelleştirme politikalarını da eleştiren Baykal, ''Bütün bunları
konuştuğumuzda bize 'dinozor' deniliyor. Ülkenin hakkını korumak
suç oldu, neredeyse bunları konuşmayı yasaklayacaklar'' dedi.
Baykal, ''13. Olağanüstü Kurultay'da yaşanan terör ve şiddet
olaylarının sorumlularının, partinin yetkili kurulları tarafından
değerlendirileceğini'' söyledi. Baykal, ''Partimiz, bu süreçten
arınarak çıkacak, bu olumsuzluklardan kendisini kurtaracaktır''
dedi. Baykal, partisinin grup toplantısında, 13. Olağanüstü
Kurultay'da yaşananlara değinirken, kurultaya ilişkin görüntü
kasetlerini izlemek üzere bir komisyon oluşturacaklarını ve ortaya
çıkan tabloyu değerlendireceklerini belirtti. Kavgaların içinde yer
alanların CHP ile ilişkileri bulunmadığını, ''bir bölümünün
Şişli'deki otopark mafyasının mensupları, bir bölümün de bar-pavyon
bodyguardları olduğunu'' ifade eden Baykal, bunların ortaya
konulacağını bildirdi. Baykal, şöyle devam etti: ''Oradaki şiddet,
terör uygulamalarının sorumluları kim olurlarsa olsunlar partimizin
yetkili organları tarafından değerlendirileceklerdir. Partimiz, bu
süreçten arınarak çıkacak, bu olumsuzluklardan kendisini
kurtaracaktır. CHP'nin sorunu parti içi demokrasi sorunu değil,
parti içinde sevgi, saygı, hukuka, partinin meşru organlarına
gerekli saygı ortaya koyma sorunudur. Herkes bilsin ki o güzel CHP,
bütün güzellikleriyle yeniden doğacaktır. Elbette CHP içinde yarış
olacaktır. Ama partiye ihanet etmek, partiyi çıkmaza sokmak, CHP'ye
düşmanca davranmak isteyenlere fırsat verilmeyecektir. CHP ile
kimsenin oynamasına fırsat verilmeyecektir.'' Baykal, verdikleri
mücadelenin parti içi bir mücadele olmadığını; CHP'yi gerçek
kimliğiyle savunma, Türkiye'ye sahip çıkma mücadelesi verdiklerini
ifade ederek, bunun, herkes tarafından çok iyi bilinmesini
istedi.