Baykal darbeyi mi bekliyor?
Abone olRadikal Gazetesi yazarı Murat Belge, CHP Lideri Deniz Baykal'ın normal şartlarda iktidara gelemeyeceğini bildiği için çareyi başka yerlerden beklediğini öne sürdü.
Radikal Gazetesi yazarlarından Murat Belge, CHP Lideri Deniz
Baykal'ın normal şartlarda iktidara gelemeyeceğini bildiğini ve
iktidara gelmek için farklı formüllerden medet umduğunu yazdı.
Belge'nin başlıklı ilginç yazısı şöyle:
Üstünden daha tam iki ay bile geçmedi ya, 'Tarih alındı', 'Yol
açıldı' diye konuşuyorduk. Daha doğrusu, bazılarımız böyle
konuşuyordu, ama bazılarımız da 'Buna tarih almak denmez' ve
'Açılan bir şey yok' demekten geri kalmıyordu. Bu bizim normal
ahvalimiz ve alıştık zaten. Demokrasiye yaklaşıyor olmak birilerini
sevindirecekse, aynı nedenle üzülüp kahrolanların varlığı da çok
anlaşılmayacak bir durum değil.
Ama evet, iki ay geçmeden, 'Kerkük', 'Türkmenler', 'kırmızı çizgi'
edebiyatı yeniden ortalığı kapladı -Hint Okyanusu'ndaki tsunami
gibi. Hemen 'müdahale' lafları başladı. Gene Avrupa'yı bıraktık,
galiba Amerika'yı bile bıraktık, Kerkük'e doğru gidiyoruz. Gittik
mi oradan dönüş olmayacağını bile bile.
'Demokrasi'yi gösteren okun yönünü 180 derece değiştirip geri
vitese geçmenin yolu bu herhalde.
Bunlar olurken, Deniz Baykal da hemen ağzını açmış. Daha yeni
Sarıgül gazasından çıkmıştı, ama bu milletin 'gazi ruhu' böyledir
işte. Hiç yorulmaz, dur durak bilmez. Bu vatanın cepheden cepheye
koşanların olduğunu bilerek, yeni cepheye de cesaretle
atılıyor.
'Kerkük'e askeri müdahale' şeklinde özetlenebilecek olan şu 'son
durum'a dayanarak, Deniz Baykal, hükümetin bu durumda ülkenin
başında bulunamayacağının anlaşıldığını söylüyor.
Bunu da, bir önceki 'gaza'nın terini daha soğutmadan söylüyor. O
'gaza' ki, 'görgü tanığı' olanlar, öyle olmayıp da bir mesafeden
izleyenler, sağdakiler soldakiler ortadakiler, öve öve bitiremiyor.
Deniz Baykal'ın kazandığı bu başarıdan gözü kamaşmamış bir yorumcu
yok ortada. Kazanan da, kaybeden de, başkanıyla, delegesiyle, bütün
kurultay da, cemiyetimizde derin bir hayranlık yaratmış durumda.
General Gazi Baykal da bu derin hayranlık ortamında, belli ki, yeni
bir göreve -kahramanca- hazır.
Kurultayın ertesinde yazdığım yazıda CHP'nin yeni rolünün ne
olabileceğine kısaca değinmiştim. Gene eski bir CHP'linin bir vakit
demiş olduğu gibi, aslında, 'eski rol'ün ne olduğuna bakınca 'yeni
rol' de anlaşılır. Onun için ben CHP'ye 'Sağa kaydı', 'Aman, bakın
bakın, sağa kayıyor!' diye bakanlardan değilim. Bir ara bir
sarsıntı olmuş, hafifçe sola kayar gibi olmuştu. Şimdi yerine
geliyor. O 'yer'i de 'partisyen faşizmi' diye adlandırmıştım.
İspanya'nın bir eski kralının 'Her şey halk için, hiçbir şey halk
tarafından değil' vecizesini gerçekleştirmek üzere kurulmuş bu
parti, faşizmin bile 'pleb'ine kayamadığı için (nicedir kendi
içinde barındırdığı kalabalık 'pleb' popülasyona rağmen), 'seçimde
başarı' gibi bir perspektifi yoktu. Bir süreden beri CHP'yi ve
yönetimini eleştiren birçok kişi bunu söylüyor ha bire. Nitekim
Sarıgül'ün adaylığı da, bu partinin bu handikapını giderme mazereti
üstünde oturuyor ve bunun için destek görüyordu.
Ama genel başkan malını biliyor. Belli ki seçim kazanmak gibi
kaygıları yok. Kendisi için 'gerçekçi' iktidar stratejisini açık ve
net bir şekilde dile getirmiş: hükümetin önümüzdeki dönemde hükümet
olmayı başaramayacağı belli olmuş! O halde? Demek ki birileri
hükümete 'Sen şöyle kenara çekil,' diyecek. Kim der bunu acaba?
Kanarya Sevenler Derneği mi? Muhtarlar Federasyonu mu? Barış
İnisiyatifi mi? Böyle şeylere gerek görüldü mü, kim yapar bunu, bu
memlekette?
Yani Deniz Baykal 'göreve!' pankartı ile sokak meydan dolaşan
grupların yanında yola çıkmış durumda.
Ama 'mahviyet'inden 'Bu işi biz yaparız' da demiyor. Bu kararı,
hükümeti yerinden indirecek heyete bırakmış.
Onlar da herhalde şu son günlerin göz kamaştıran zaferine bakıp en
ideal şahsiyeti görürler, kör değiller ya!
Yazı: Murat Belge
Kaynak: