Baydemir Erdoğan'a rapor sundu
Abone olDiyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Diyarbakır ve bölgenin sorunları ve çözüm önerileriyle ilgili hazırlanan raporu Başbakan Erdoğan'a sundu.
Baydemir tarafından Başbakan Erdoğan'a sunulan ve Büyükşehir
Belediyesi'nce hazırlanan ''Kentsel ve Bölgesel Sorunlar Güçlükler
Tespitler ve Çözüm Önerileri'' başlıklı raporda, Diyarbakır'ın uzun
bir ihmal edilmişlik ve yakın dönemde yaşadığı olağanüstü koşullar
nedeniyle diğer kentlere nazaran çok daha olumsuz koşullarla karşı
karşıya kaldığı belirtildi. Kırsal kesimden kente yaşanan yoğun
göçün istihdam, yoksulluk, kentsel bütünleşme, çarpık kentleşme ve
kentsel hizmetlerin sağlanması gibi alanlardaki sorunları son
derece ağırlaştırdığı vurgulanan raporda, tüm bu olumsuzluklara
rağmen Diyarbakır'ın söz konusu sorunları aşıp tarihsel mirası ve
stratejik konumuna yakışır bir bölge merkezi olma özelliğini
koruyup geliştirebilecek birikim ve potansiyele sahip olduğu
kaydedildi. Bölgenin sosyo-ekonomik göstergeler açısından
Türkiye'nin en geri kalmış bölgelerinden biri ve en fazla
karşılaşıp çözümsüz kaldıkları konunun vahim boyutlardaki işsizlik
sorunu olduğu anlatılan raporda, Diyarbakır'da ortalama sokakta
çalışan 30 bin çocuğun yüzde 23'ünün okula devam edemediği, hemen
her 2 çocuktan birinin madde bağımlısı olduğu, sokakta çalışan
çocuk sorununun İstanbul, İzmir gibi büyük kentlere de ciddi
boyutlarda yansıdığı belirtildi. Kentte bulunan 10 bin gecekonduda
80 bin kişinin yaşadığı, bu gecekonduların büyük kısmının SİT
alanlarında olması, kentin tarihi mirasının da tahribatına yol
açtığı kaydedilen raporda, son 20 yılda yaşanan çatışma ortamının
kamu ve özel sektör yatırımlarının da çok büyük oranda durmasına
neden olarak mevcut sorunların çözümünü neredeyse imkansız kıldığı
savunuldu. Yatırımcıların bölgedeki istikrarsızlık yüzünden
isteksiz ve çekingen davrandıkları, yatırımın bölgenin ulaşım ve
altyapısını güçlendirmek, bölgenin yatırımcılara güven verecek bir
istikrar ve güven ortamına kavuşturulmasıyla sağlanacağı belirtilen
raporda, şunlara yer verildi: ''Son 5-6 yıl içerisinde hem
bölgedeki çatışmalı durumun azalması, hem de Hükümet'in AB ile uyum
çerçevesinde uygulamaya koyduğu reformlar, bölge halkında sosyal,
siyasal, ekonomik ve kültürel sorunların çözülebileceğine dair
umutları güçlendirmişti. Ancak son birkaç ay içerisinde yoğunlaşan
çatışmalar ve istikrarsızlık kaygı vericidir. Bölge halkı kayıtsız
şartsız şekilde yeniden çatışmalı bir ortama müsaade edilmemesini
istemektedir. Zaten mevcut sorunlarını çözmek için bile yeterli
materyal ve insan kaynağı bulamayan bölgemizin ne yeni çatışmalara,
ne de mevcut sorunların çözümsüz bırakılıp ertelenmesine tahammülü
yoktur.'' PROJELER Raporda, kaynak yaratma konusunda engellerle
karşılaşıldığı ileri sürülerek, şunlar yer aldı: ''Geçen yıl
gerçekleşen bütçesi 52 milyon 273 bin YTL olan belediyemiz günlük
hizmetlerinin yanı sıra yoğun göçün yarattığı toplumsal sorunların
giderilmesine yönelik birtakım sosyal projeleri hayata geçirmiştir.
Kentin devasa problemleri karşısında sınırlı bütçeye sahip olan
belediyemiz sorunların çözümü konusunda dış kaynaklara yönelmiştir.
Türkiye-AB Mali İşbirliği kapsamında sunduğumuz 8 projeye toplam 1
milyon 800 bin avro destek sağlanmıştır. Bunun yanı sıra
geliştirdiğimiz birçok proje yasal ve idari sorunlardan dolayı
gerçekleşememektedir. Sınırlı kaynaklarla büyük sorunları çözmeye
çalışan belediyemiz, kaynak kullanımı konusunda merkezi yönetimden
yeterli destek görememekte, birçok proje çeşitli bürokratik ve
yönetsel engellere takılmakta ve tüm alt yapısının hazır olmasına
karşın gerçekleşememektedir. Katı Atık Yönetimi Etüt Projesi için
Alman Kalkınma Ajansı (KFW) ile 500 bin avro hibe anlaşması
yapılmış, ancak bu hibe Devlet Planlama Teşkilatı'nca, projenin
İller Bankası'ndan alınabilecek krediyle yapılabileceği görüşüne
dayanılarak reddedilmiştir. Dicle Vadisi Rehabilitasyonu Etüt
Projesi için Türk-İspanyol Ekonomik ve Mali İşbirliği Protokolü
kapsamında 350 bin avro hibe sağlanmasına karar verilmesine rağmen,
bu proje DPT tarafından projenin 2005 yatırım programında olmaması
gerekçe gösterilerek reddedilmiştir. Dış İmplant Projesi için Güney
Kore Büyükelçiliği ve EAID (Avrupa-Asya Diş Hekimliği Akademisi)
ile hibe anlaşması yapılmasına rağmen Sağlık Bakanlığı'nca yabancı
hekimlere çalışma izni verilemeyeceği gerekçesiyle bu proje de
reddedilmiştir. Suriçi Tramvay Projesi için Deutsche Bank ile 5
milyon avro kredi anlaşması yapılmasına rağmen İller Bankası Genel
Müdürlüğü teminat veremeyeceğini bildirmiş ve proje şu an
itibariyle rafa kaldırılmıştır. Kentsel Gelişim Projesi, 2005
Türkiye-AB Mali İşbirliği Programı'na sunulmuş ve Avrupa Komisyonu
Türkiye Temsilciliği'nce 9 milyon 926 bin avro hibe sağlanmasına
karar verilmesine rağmen, DPT yazısında hibenin 6 milyon avroya
indirilmesi ve kalan miktarın diğer illere (Gaziantep, Şanlıurfa ve
Erzurum) dağıtılması kararlaştırılmıştır. Ancak diğer illerden
proje sunulamadığı için geriye kalan yaklaşık 4 milyon avro hiçbir
bölge belediyesine kullandırılmamış. Deyim yerindeyse, sağlanan
hibe heba olmuştur. Aziziye Kentsel Dönüşüm Projesi için Avrupa
Konseyi Kalkınma Bankası ile 30 milyon avro kredi anlaşması
konusunda görüş birliğine varılmış, ancak yine DPT yatırım
programında yer almadığı için resmi anlaşmalar yapılamamıştır.''
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ... Projelerde merkezi yönetimin gerekli desteği
göstermesi beklentisi içerisinde bulunulduğu, bölgelerarası
gelişmişlik farkının giderilmesi, yatırım ve ticaret ilişkilerinin
güçlendirilmesi amacıyla Diyarbakır'ın sosyo-ekonomik açıdan
benzeştiği illerle aynı seviyede olması gerektiği kaydedilen
raporda, bölgede istihdamı sağlayacak projelerin önünün
açılabilmesi için gerekli yasal ve idari düzenlemelerin yapılması
gerektiği bildirildi. Uluslararası bir havaalanın yapılması, Habur
Sınır Kapısı'na ek olarak Irak ile ticari ilişkilerin
güçlendirilmesi için yeni bir sınır kapısının açılması, bölgede
vatandaş ve yatırımcının istediği güven ve huzur ortamının
sağlanması gerektiği belirtilen raporda, AB ile uyum çerçevesinde
yapılan reformların yeni reformlarla desteklenmesi istendi.
Raporda, şunlara yer verildi: ''Kürt sorununa tek başına bir
güvenlik ya da ekonomik kalkınma perspektifi ile yaklaşma, mevcut
sorunların çözümüne yardımcı olmamaktadır. Mevcut sorunların
sosyal, kültürel, siyasal ve ekonomik boyutlarına cevap verebilecek
geniş ölçekli bir sivil çözüm projesinin yaşanan sorunların bir
daha çatışmalara sebebiyet vermeyecek şekilde çözülmesini
sağlayabileceği inancındayız. AB ile uyum ve bütünleşme Hükümet'in
ve bölge belediyelerinin ortak hedefidir. Kültürel ve dilsel
özgürlükler konusundaki reform ve yasaların genişletilmesi ile
mevcut reform ve yasaların uygulanmasını daraltan yönetmeliklerin
bölge halkının taleplerine cevap verebilecek şekilde yeniden
düzenlenmesi gerekiyor. AB'den alınacak kredilerin ciddi bir
kısmının 'pozitif ayrımcılık' esprisi ile tarihsel olarak büyüyen
bölgelerarası gelişmişlik farkının giderilmesi için bölgemize
aktarılması, mevcut kentsel ve bölgesel sorunların çözümüne büyük
katkıları olacaktır. 7 bin yıllık bir tarihe sahip olan Diyarbakır
Ortadoğu'nun 'yıldız kenti' olması Türkiye toplumunun, Türk'ü,
Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i ve diğer etnik ve inanç kimlikleri ile
barış içerisinde bir arada yaşaması ile mümkün olacaktır.
Diyarbakır potansiyeli ile 'yıldız kent' olmaya adaydır ve bu
hedefin başarılması Türkiye'nin çağdaşlaşma hedefine ulaşmasının
mihenk taşlarından biri olacaktır.