Bayburt’a bir özel müze: Baksı
Abone olBaksı Müzesi, çağdaş sanat ve geleneksel el sanatlarına aynı çatı altında bir araya getirmek için yola çıkıyor.
Baksı Müzesi, önümüzdeki
günlerde kapılarını sanata, sanatçıya ve bölge insanına
açıyor. Bayburt doğumlu sanatçı ve eğitimci
Hüsamettin Koçan’ın bireysel düşü olarak 2000
yılında filizlenen, başta sanatçılar olmak üzere çok sayıda
gönüllünün katkısıyla yıllar içinde gerçek bir toplumsal bir
projeye dönüşen Baksı Müzesi 10 yıllık zorlu bir
serüvenin sonunda tamamlandı. Baksı Müzesi’nde, geniş bir halk
resimleri koleksiyonu, yerel el sanatlarını yansıtan özgün örnekler
ve nitelikli bir çağdaş sanat koleksiyonu bir arada yer alıyor.
Doğu Karadeniz’de, Bayburt’un 45 km dışında,
Bayraktar Köyü’nde, Çoruh Vadisi’ne bakan bir tepenin üzerinde
kurulan Baksı Müzesi, çağdaş sanat ve geleneksel
el sanatlarına aynı çatı altında yan yana, iç içe yer vererek
sanatı yaşamla buluşturmak için yola çıkıyor. Baksı Müzesi, bir
yandan sanatı toplumla, sanatçıyı doğayla bütünleştirirken, bir
yandan Türkiye’nin en yoğun göç veren bölgelerinden biri olan
Bayburt’a yaşam soluğunu sanatla yeniden kazandırmayı, bölgenin
ekonomik yaşamını canlandırmayı hedefliyor.
Baksı Müzesi, sürekli
sergileme bölümleri, dönemsel sergi mekânları, konferans salonu,
kütüphane, konuk evleri ve atölyelerle 30 bin metrekarelik bir
alana yayılıyor. Hüsamettin Koçan, Baksı Müzesi’ni
“Yöresel seramik ve dokuma geleneklerini yeniden hayata
geçirmek, insanların yaşamı sürdürecek maddi kaynağa kendi
topraklarında ulaşabilmesini mümkün kılacak yolları araştırmak ve
geleneksel kültürle çağdaş yaşamı buluşturacak yeni bir alan
yaratmak” için hayata geçirdiğini söylüyor.
Koçan,“Öğrendiklerimi ve düşündüklerimi doğduğum yere taşımak
istiyorum” diyerek Baksı Müzesi’nin doğuş
öyküsünü özetliyor.
Baksı Müzesi’nin bölümleri
Sergileme Salonu: 1.500 metrekarelik bu alanda
Şahmaran, Köroğlu, Eshab-ı Kehf temalı halk resmi örnekleri,
camaltı ve işleme koleksiyonu, yazı resimler, şifa tasları,
alemler, taş baskılar, çömlek ve seramikler, ehramlar müzenin
geleneksel el sanatlarını temsil ediyorlar. Müzenin çağdaş sanat
koleksiyonunda yer alan açılış sergisi ise 20 çağdaş sanatçının
“gelenek ve sanat” olgusuna yaklaşımlarını içeren işlerden
oluşuyor.
Bayburt Evi: Özgün bir Bayburt
evinin yerel mimari unsurlarını yansıtan birim etnografik eşyayı
bünyesinde barındırıyor.
Konferans Merkezi: Seminer,
konferans, panel ve gösterilere ev sahipliği yapacak 150 koltuk
kapasiteli salonda el sanatlarının yanı sıra, ziraat, hayvancılık,
sağlık konularında da eğitici programlar
düzenlenecek.
Atölyeler: Sürekli üretime
yönelik dokuma ve seramik atölyeleri yıl boyunca yerel halka hizmet
verecek, kaybolan el sanatlarını yeniden kazandırmayı amaçlayacak.
Yaz aylarında buna ek olarak, konuk sanatçıların gözetiminde çağdaş
sanat atölyeleri de gerçekleşecek.
Kütüphane: Bu birimde sayıları
10 bine ulaşan sanat yayınları, halk bilimi ile ilgili yayınlar yer
alıyor.
Konuk evi: Aynı anda 30 kişinin
konaklayabileceği ayrı bir birim… Araştırmacılar, eğitimciler,
sergi düzenleyicileri ve davetli sanatçılar için
tasarlandı.
Müze Koleksiyonları
Baksı Müzesi’nde günümüz sanat ve tasarım
dünyasını yansıtan koleksiyonlar, halk resimleri ve yerel
etnografik ürünlerle birlikte sergileniyor. Müze, sanatla zenaat’ı,
süreklilikle arayışı aynı ortamda buluşturuyor. Böylelikle, aynı
zemin üzerinde, farklı dönemler, farklı teknolojiler ve farklı
anlayışlar izleyicinin değerlendirmesine sunuluyor.
Müzede yer alan günümüz sanatına ilişkin perspektif Vakıf Yönetim
Kurulu üyesi Ahu Antmen’in önerisiyle oluştu. Buna göre, her yıl 20
sanatçı bölgeye davet edilecek ve üretilen işler bir sonraki yılın
sergisini oluşturacak. Sergilenmiş işler ise depo-müzede sürekli
sergilenmeye alınacak. Bu bölümdeki sanatçılar, farklı
disiplinlerde geniş bir yelpazeyi temsil edecek.
Açılış sergisinde günümüz sanatı bölümünü, Ali Kazma, Alp
Sime, Aslımay Altay, Ayşen Urfalıoğlu, Aziz Sarıyer, Beril
Anılanmert, Burak Bedenlier, Esma Paçal Turam, Gülay Semercioğlu,
Güler Güngör, Kurucu Koçanoğlu, Murat Morova, Mürteza Fidan, Nermin
Er, Ramazan Bayrakoğlu, Suzi Hug Levi, Şakir Gökçebağ, Tuğrul
Selçuk, Zafer Mintaş’ın işleri temsil ediyor.
Asma Kat Galeri’de ise her yıl bir tasarımcının yerel malzeme
çıkışlı tasarımları sergilenecek. Müzenin açılış
sergisinde bu bölümde moda tasarımcısı Özlem Süer’in ehram
kumaşından tasarladığı giysiler yer alıyor. Burada her yıl farklı
bir tasarımcı yer alacak ve her tasarımcı bir sonraki yıl eser
verecek tasarımcıyı da belirleyecek.
Halk resimleri koleksiyonu Hüsamettin Koçan tarafından yıllar
içinde oluşturulmuş bir toplam... Halk resmi geleneğinin
zengin ürünlerinden oluşuyor. Camaltı resimler taşbaskılar,
boyamalar, işlemeler bu alandaki zengin belleği
yansıtıyor.
Farklı inançları temsil eden eserler bu bölümde yer alıyor.
Şahmaran örnekleri destansı bir paylaşımı, Eshab-ı Kef inanışın
“koruyucu tılsım” boyutuna ulaşmasını, Amentü Gemisi sonsuz
inanışı, Yazı Kuş suret-yazı yolculuğunu, Sır-rı Ali kurban
edilişi, Zümrüd-ü Anka ve Dünya Güzeli Fatma ise güzelliği dile
getiriyor.
Yöresel ürünler iki önemli grupta toplanıyor. Ehram ve
çömlek… Çömlek toprağın derinliğinden, ehram ise göçerlikten
besleniyor. Ehram motifleri doğrudan kırsal kültüre, doğaya bağlı,
göçer algısını temsil eden yalın çizgili, yüksek beğenili bir
dilin zengin örneklerini sunuyor. Ocaklar, zaplar ve küpler, form
ve süsleme bakımından geçmişe uzanıyor. Metal örnekler daha çok
dini kaynaklı ürünleri bir araya getiriyor. Çoğu bölgeden toplanmış
alemler, şifa tasları, ölçüm aletleri metal işçiliğinin ve form
algısının çeşitliliğini vurguluyor.
Doğal ortamla dost mimari
anlayış
Müzenin mimari tasarım sürecinde yerel mimarlığın
toprak damlı yapı geleneğinin çağrışımlarından hareket
edildi. Kavramsal projeyi Metin Koçan ve
Hüsamettin Koçan tasarladı. Baksı
Müzesi’nin uygulama projesini mimar Sinan
Genim gerçekleştirdi
İnşaatın birinci bölümünde dam, bir yaşama ve üretme alanı olarak düşünüldü. Yöreden toplanan kına taşları beton taşıyıcılarla birlikte kullanıldı. İkinci bölüm ise çevredeki dağ siluetine eşlik edecek bir yükselişle, doğal ortamla dost bir anlayış içinde yapı-heykel tasarım anlayışı ile oluşturuldu. Işık kaynağı, yerel kökenli bir tasarım geleneğinden hareketle, tepeden alınarak duvar yüzeyleri boşaltıldı ve sergilenme olanaklarının içe dönük bir atmosfer kazanması sağlandı.
Bayraktar Köyü ve Baksı
80 hanelik Bayraktar Köyü’nde bugün 480 kişi yaşıyor.
Son 20 yılın belirleyici unsuru, köyde yüzde 650 oranında bir göç
oranının saptanması. Çömlekçilik, dokuma gibi el sanatları
bir zamanlar köyün gereksinimi karşılayacak orandayken bugün hemen
hemen hiç yok. Mimari gelenek tamamen yok olmuş, marangoz ve taş
ustaları gurbete gitmiş. Köydeki geleneksel yapı anlayışının yerini
gecekondu almış. Gençler yazın sınırlı ölçüde toprakla uğraşıyor,
kışın ise yeterince üretim yapılmıyor.
Bayraktar Köyü’nün eski adı olan Baksı,
Kırgız Türkçesi’nde “şaman” anlamına geliyor. Bayraktar
Köyü’nün Ay Yokuş bölgesinde bulunan bir ahlat adak ağacı,
geçmişten bugüne halk arasında yaygın olarak ziyaret ediliyor.
Köyde “cezbe” olarak adlandırılan şamanistik ritüelin
bugün de sürdürüldüğü görülüyor. Köyün gündelik yaşamında tılsım
olgusu önemli bir yer tutuyor.
Adım adım Baksı Müzesi
2002 Nisan ayında Bilgi Atölye 111’de düzenlenen müze
tanıtım sergisi, Baksı Müzesi’nin oluşumuna katkı doğrultusunda
gerçekleştirilen ilk adımdı. Bu dönemde Hüsamettin
Koçan imzalı 9 özgün baskıyı bir araya getiren
“Tılsımlı Eller” koleksiyonu, müzeye gelir sağlamak amacı
ile oluşturulan ilk proje oldu.
2003 yılında ise bu kez 19
çağdaş sanatçının katılımıyla gerçekleştirilen özgün
baskılardan oluşan yeni koleksiyon, “Tılsımlı Eller 2”
adıyla hayata geçirildi ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi’nde gerçekleştirilen bir sergiyle kamuoyuna duyuruldu.
Baksı Müzesi projesinin
gerçekleştirilme sürecindeki en önemli aşamalardan birini 2004
baharında Proje 4L’de düzenlenen “Şaman Güncesi” sergisi
oluşturdu. Yöredeki Şaman gelenek ve inançlarının simgesi olan 41
sayısının uğuruna inanan 123 sanatçı, gönüllülük coşkusu ve
enerjisiyle bu sergide buluştu. Baksı Müzesi’nin
Çağdaş Sanat ve Yerel Sanat Atölyeleri, misafirhanesi, etnografik
evi ve yemekhanesinden oluşan ilk bölümü, tüm bu gerçekleştirilen
çalışmaların desteği ile 2004 yılında hizmete açıldı.
Baksı Müzesi, 2005
tarihinden itibaren çalışmalarını, o yıl kurulan Baksı Kültür Sanat
Vakfı bünyesinde sürdürmeye başladı. Aynı yıl, müzenin
atölyelerinde köyde yaşayan genç kızların el becerilerini ve hayal
güçlerini yansıtan yorganlar üretildi. Bu yorganların bir kısmı
sanatçı Hüsamettin Koçan’ın çizdiği desenler
üzerinden hayata geçirildi. 2006 yılında Bayburt Halk Eğitim
Merkezi’nde “Nazarlık Yorganlar” başlığıyla sergilenen
yorganlar, aynı yıl İstanbul’da Cey Güzel Sanatlar Merkezi’nde
Hüsamettin Koçan imzalı “Ayrılık
Resimleri” sergisiyle birlikte Baksı
Müzesi’ne katkı amacıyla sergilendi.