Bugün, sessizliğe gömülen bir sabrın selamete erdiği
gündür!
Bugün, dışlanmanın, yok sayılmanın, öteki
olmanın garabetini iliklerine kadar hisseden benliklerin
"resmi" geçitidir.
Bugün, keyfe keder örülen "kamusal
alan" duvarlarının yalan olduğu
gündür.
Bugün, çekilen çilelere rağmen
bozulmayan vakarlı duruşun zafere erdiği
gündür.
Belki yarımdır, belki eksiktir ama üç
aşağı beş yukarı devrimdir!
Bugün, güzel ülkemin normalleşmeye giden
yolda attığı kocaman bir adımdır.
Dün "411 el kaosa kalktı"
manşetlerini atanları bugün yerin dibinde aramayınız. Haya
saltanat sürmüyor onların memleketinde.
Haya nedir bilenler, dün nasıl cefa
içinde dualara sığındılarsa bugün de mutluluklarını sessiz sedasız
şükürlere sığınarak yaşarlar.
Bugün, memleketin öz evlatlarına yıllarca
reva görülen koca bir ayıp, tarihin çöplüğünde yerini
aldı.
İnanmayacaksınız biliyorum ama kamuda
başörtüsü serbestisi rejim bozmuyor. Yarından itibaren
test edip onaylayabilirsiniz. Dileyen kalori hesabına tam
gaz devam etsin.
Türkiye bugün, aslında hiç olmaması gereken
bu yasağı kaldıranları unutmayacak.
Bugün "amasız,
fakatsız" bir sevinci bırakın doyasıya
yaşayalım.
Ödenen bedeller o kadar ağır ki bugün bu
sevinç kursakta kalmayı haketmiyor.
Yarın kaldığımız yerden "amalı,
fakatlı" cümleler kurarız, merak etmeyin.
Ben bugün yıllardır kamuda çalışma hakkını
kazanıp da görev yapamayan ya da görevini yaparken başını
açmak zorunda kalan başörtülü arkadaşlarımın sevincine, bu yasaktan
hicap duyan herkesin mutluluğuna ortağım.
Söylenecek çok söz var ama bir tanesi
tüm duyguları kapsıyor sanırım:
Elhamdülillah...