Artık günümüzde başı örtülü zalimler var!
Evet, zalimler var diyorum çünkü tesettüre zulüm
ediliyor başı örtülü zalimler tarafından!
15 Temmuz’un ardından çok geçmeden temizleme operasyonları
başladı.
Bütünü değilse bile en azından kilit noktalar temizlendiğinde
büyük ölçüde bu meşum oluşumun önünün alınabileceğine
inanıyorum.
1971’den bu yana faaliyet gösteren hem de bu ülkenin
safdil masum insanlarını da kullanarak yapan bir örgütten
bahsediyoruz.
Bunca yılın cerahatini temizlemek kolay olmayacaktır.
Erdoğan siyasi tarihinde hiçbir zaman kolay yoldan bir şey elde
etmemiştir.
Bunun da üstesinden geleceği kanaatindeyim evelallah…
Bir yıl önceki yazılarımdan birinde “Başörtüsü bir
İsrail projesidir” demiştim.
Bu yazımdan bir pasajı tırnak içerisinde mukayese edebilmeniz
adına alıyorum;
⟨ “Ankara'dan gelen
siyasetçi bir arkadaşım“Tesettür Modası” altında yayın yapan bir
moda dergisinin sahibi ile beni tanıştırmak istediğini söylemiş ve
yemek yemiştik.
Yemek esnasında
konuşmanın bütününde Anadolu ve dini geleneğimizin
tepkilerinden ve terimlerinden tamamen uzak bir dili olan bu bayan
projelerini anlattı bize.
Sözde tesettür modası
dergi sahibi ama son derece açık ve dekolte giyinimli bu bayan
çalışmalarını ve neler yapmak istediğini söyleyince şunu
söyledim;
“Bence siz bu işi sadece
ticari olarak değil misyonerlik göreviniz uğruna
yapıyorsunuz.
Hatta projelerinizi
duydukça bu tarz örtünme şeklinin, zalim İsrail'in genç Müslüman
neslini tesettür asimilesi ile İslami sembolün yok olması için
yaptığını anlıyorum.
Günümüzün sözde
tesettürü “moda tarzı başörtüsü ve giyinik çıplaklık” bir “İsrail
projesidir” dedim.
Karşımda oturan bayan
sadece anlamlı bir gülümseme ile müsaade isteyerek masadan kalktı
ve gitti.”⟩
Bir kaç ay öncesinde ise “Haydarpaşa’da Kadın
Yangını” başlıklı yazımı ise; yapılan sözüm ona
“tesettür modası fuarı” için yazmış ve feveran
etmiştim.
Malum tesettür markalarından birisinin altı biraz eşelenince
FETÖ’cü olduğu meydana çıktı.
FETÖ bir İsrail ve üst aklın projesiydi ve tabi ki onun bu
milletin zihnine kazıdığı “furuat”larda bu projenin bir
ayağıydı.
Dahası bu firma aynı zamanda Haydarpaşa Garında defileyi
düzenleyen aynı firma!
Başka söze hacet var mı?
Biliyorlardı ki kadını bozdun mu toplumu bozmak işten
bile değildir.
Genç kızlarımızı modaya bağımlı hale getirerek hayatlarını
giyim-kuşamdan ibaret zannettirerek heba etmelerini seyretmek
kalmıştı geriye…
Yaptılar da…
Fakat Allah bu milleti korumaya alacak ya "15 Temmuz gecesi ile
bunu yaptı diyebiliriz."
15 Temmuz bir nevi maskelerin düştüğü gece oldu
aslında…
“Saç örtmenin haricinde ne kadar az örtünsem de dikkat
çeksem” diyen, kafası bu şekilde çalışan yeni bir nesil
furyası başlattılar.
FETÖ nasıl bir üst aklın projesi olarak içimizde terör
eylemleri yapıyorsa; sözde başörtüsü ile tesettüre yeni bir algı
oluşturmaya çalışan bu firmalarda terör eylemi
yapıyorlar!
Bunlar kendi kafalarınca bir din kurgulayıp hayır ve iyilik
anlayışlarındaki İsrailiyat kokan zehirli fikirlerini 45 yıldır bu
milletin zihinlerine adeta kazıdılar.
Bunların bu kadar yol bulmasının nedeni bizlerin zamanında
olunması gereken mecralarda olmamamızdan kaynaklanıyor!
Şimdi Reis-i Cumhurumuzun omuzlarına eskisinden daha fazla yük
binmiştir.
Diyanet İşleri Başkanımıza da büyük görevler
düşüyor.
Ve elbette ki bizlere…
Hiçbir alanı ve safı boş bırakmamamız gerekiyor…
Tamam, devlet ve diğer kurumlardan bunların kalıntılarını
kazıyacaksınız lakin bu milletin 45 yıldır zihinlerine kazınan içi
“teferruat” denilerek doldurulmuş bir din algısı var.
Asıl mesele bu kalıntıları ortadan kaldırarak dinin saf ve
hakiki halini bu insanlara yeniden gösterebilmektir.
Damarlarında moda denen illetin dolaştığı özellikle
yarının milletini yetiştirecek olan kızlarımızın zihinlerini bu
kirli kalıntılardan temizlemek asli vazifelerimizden
olmalıdır.
Problem belli bir an önce sonuca gitmek üzerimize milletçe
farzdır.
Zira denizi geçerken derede boğulmak milletçe kendimize
ettiğimiz en büyük zulüm olur…