Başörtülü bacımız yediği dayağı anlattı
Abone olRadikal gazetesi yazarı Cüneyt Özdemir, Rize'deki HES protestosunda dayak yiyen Havva Bir'in yaşadıklarını köşesine taşıdı.
AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz
Babuşçu'nun 'küçük beyinli' diye eleştirdiği Radikal gazetesi
yazarı Cüneyt Özdemir, bugünkü köşesinden Babuşçu'ya yanıt vermek
yerine Rize'de dayak yiyen Havva Bir'in öyküsünü köşesine
taşıdı.
Aslında Babuşçu'ya yanıt vermek için bir yazı kaleme aldığını söyleyerek köşesine başlayan Özdemir, yazıyı yayınlamaktan vazgeçti.
Nedenini ise "...Yazının hepsini sildim. Zira ne politikacıların kendilerini Başbakana beğendirmek için yerlerde sürünen bu seviyesizliği üzerinde durulmayı hak ediyor ne de bu vasat aktrol köşe yazarları üzerine kalem oynatmaya değiyor" diye açıkladı.
Özdemir şöyle devam etti:
"Bugün izninizle bu köşeyi Rize'nin Şimşir Köyü'nden bir kadına
bırakmak istiyorum. Köylerindeki HES'lere karşı aylardır mücadele
eden ve en son Kemal Külıçdaroğlu'nun grup toplantısında
jandarmadan cop yediğini gösterdiği fotoğrafı ile tanıdığımız Havva
Bir'in bize anlatacakları var.
Bu onurlu Türk köylüsü bu köşede yer almayı diğerlerinden çok daha fazla hak ediyor.
Buyrun dinleyelim...
Havva Bir: Biz oraya suyumuz için gitmiştik.
Haksızlıklara uğradık. Beylerimiz ve çocuklarımız daha ileri
gitmesin diye sadece orada oturduk. 10 tanesi yaşlı, 20 kadındık.
Askerler hiç uyarmadan bizi copladılar. Ama inan ki ben onu
hatırlamak istemiyorum çünkü 17 aydır biz hep acı çekiyoruz.
Ayağımın acısını hiç hissetmedim.
Benim günahım; orada suyumu, köyümü ve ormanımı korumaktı.
Başka bir amacım yoktu. Ben büyüklerime sesleniyorum, buna bir çare
bulsunlar. Biz gençlerimizin, beylerimizin arkasından gittik. Biz
orada olursak fazla bir şey yapmazlar diye.
Ormanlarımız katledildi. Bütün büyüklerime teşekkür ediyorum.
Bu olay gündeme taşındığı için.
Ben bu dayağı hak etmedim.
UYARMADILAR BİLE!
Biz orada oturuyorduk. Jandarma bizi uyarmadı. Zaten uyarsa, biz
orada 10 tane kadındık. Bizi alıp kenara koyardı. Aşağıdan yolu
kesip, kapattı. Sonra bizi copladı. Bizim beylerimiz yanımızda
değildi. Daha sonra beylerimiz gelip müdahale ettiler.
Biz orada mahsur kaldık. Bunları beklemiyorduk.
Bir insan, polisten, jandarmadan sopa yer mi? Biz kime
güveneceğiz?
Bizim amacımız; suyumuzu, deremizi, ormanımızı korumak.
Çocuklarımıza içecek bir su bırakmak.
Ben inanıyorum ki bütün büyüklerimiz buna dur diyecek. Gelsinler
suyumuza baksınlar. Benim buraya gelene kadar gözümden yaş geldi.
Şu kadar su için mi ben cop yedim?
YA KANIMIZ ÇIKACAK YA DA ...
Asla pişman olmadım. Sonuna kadar çocuklarımızın suyunu
koruyacağız.
Orada 10 tane kadın arkadaşım yaralandı. Biz kararlıyız. Ya kanımız
çıkacak ya da biz caymayacağız.
Biz orada oturmaya devam edeceğiz.
Bakın bir patlamada suyumuz gitti. İki patlamada arılarımızın
kovanları mahvoldu. Kimsenin bizim yaşamımızı elimizden almaya
hakkı yoktur. Beylerimiz bizim arkamızda olmasa dahi biz
direneceğiz.
Bizim azıcık suyumuz var.
Yarın çocuklarımız bize sormayacak mı? "Bir içecek suyu
bile bize çok gördünüz" demeyecek mi? Kimsenin bizim
mutluluğumuzu bozmaya hakkı yok. Başkaları rahat etsin diye
başkalarının hayatlarını yıkıyorlar. Ben büyüklerimden ve sizden
yardım istiyorum.
BU İNSANLARIN SUYUNU NEDEN ÇALIYORSUNUZ?
Özdemir köşesinin sonunda ise kendisine hakaret eden köşe yazarlarına şöyle seslendi:
Havva Bir, bu sözleri CNN Türk'te yayımlanan 5N 1K'da söyledi.
Son yıllarda canlı yayında en gerçek ve en onurlu direnişlerden
birini gördüm. Şimdi soralım. Köşe yazarlarına hakaret etmeyi,
hedef göstermeyi, aşağılamayı bırakın.
Bu insanların suyunu neden çalıyorsunuz onu anlatın?
Oturan köylü kadınları coplama emrini kim verdi? Bu emri verenler
ile ilgili bir işlem yapıldı mı?
Aylardır eylem yapan bu insanlara neden kulak vermiyorsunuz?
Hayatlarını, geleceklerini neden karartıyorsunuz?
Köylünün suyunu neden çalıyorsunuz?
Susmak yok. Konuşacaksanız bunun için konuşun.