Baskına ilginç değerlendirme
Abone olVecdi Gönül, Danıştay'a yapılan saldırıyla ilgili olarak ilginç değerlendirmelerde bulundu.
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Danıştay'a yapılan saldırıyla
ilgili olarak ilginç değerlendirmelerde bulundu. Radikal
Gazetesi'ne konuşan Gönül, saldırıyı Babıali baskınına benzetti.
Savunma Bakanı, "Danıştay'ın basılması bence çok büyük bir olay.
Tarihimizde, kamu makamlarına karşı yapılmış, Binbaşı Enver'in,
Yakup Cemil ile birlikte gerçekleştirdiği ve kendi komutanını
vurduğu Babıâli baskınından bu tarafa yaşanmamış büyüklükte bir
olaydır" dedi.
Saldırıyı, 'Türkiye'deki kültürel olarak yaratılmış krizlerin
zirveye taşınması için bir gayret' olarak tanımlayan Gönül,
"Katilin yakalanması, tertibi önemli ölçüde başarısız kıldı.
Arkasında kimin olduğu, polisin ortaya çıkaracağı bir konu" diye
konuştu. Saldırın daha önce başörtüsüyle ilgili tartışmalı bir
karar almış olan 2. Daireye yapılmış olmasına göndermede bulunan
Gönül, "Sıradan bir daireye hücum edilmiyor. Danıştay'ın vaktiyle
belli bir karar almış dairesine hücum ediliyor. O karar, alındığı
tarihte kamuoyuna, tahrik edici şekilde yansıtılmış. O nedenle,
yapılan bu hücuma gösterilen reaksiyon da ona göre oldu. O doğal
karşılanabilir. Ama bu reaksiyonu fırsat bilerek camiye siyaset
sokulması yanlış oldu. Nitekim merhumun eşi ve iki çocuğu, siyasi
tezahürattan rahatsız olup töreni erken terk ettiler." ifadelerini
kullandı. Radikal'den Murat Yetkin'e konuşan Gönül, vefat eden
danıştay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin'le de çok eski arkadaş
olduklarını söyledi.
Babıali baskın
Babıâli baskını, 23 Ocak
1913'te, Balkan Savaşı'nın yenilgiyle sonuçlanacağının anlaşıldığı
günlerde Bulgar orduları Edirne ve Çatalca önlerindeyken yapıldı.
İttihat ve Terakki Fırkası'nın önde gelen ismi Binbaşı Enver,
yanında çalıştığı Başkumandanvekili Nazım Paşa'nın makamını,
yanında fırkanın silahşorlarından Yakup Cemil ve adamları olduğu
halde bastı. Baskında Nazım Paşa öldürüldü. Daha sonra Sadrazam
Kamil Paşa'nın makamına giden baskıncılar, sadrazamı silah zoruyla
istifaya zorladılar. Bu olay İttihat ve Terakki'nin yönetime el
koymasına giden yolu açtı. Osmanlı İmparatorluğu'nun 1914'te
Birinci Dünya Savaşı'na Almanya safında girişi ve nihayet
dağılmasına giden gelişmeler zinciri de böyle başlamış oldu