Başkent'te AİDS paniği
Abone olİnsanca Yaşama Derneği Okşan Öztok, ''Ankara'da çalışan travestilerin içinde 4 HIV taşıyan arkadaş var. Bunlardan üç kişi halen çalışıyor" diye konuştu.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim
Üyesi Doç. Dr. Yaşar Bilge, anabilim dalında cinsiyet değişikliği
için son dönemde 70 civarında olgu incelediklerini, bunların
2'sinin, kadınken erkek olmak için başvurduğunu söyledi. Bilge,
anabilim dalında, ''Transseksüalite ve Adli Tıp'' konulu bir
seminer verdi. Seminere, öğretim üyelerinin yanı sıra İnsanca Yaşam
Platformu Başkanı travesti Okşan Öztok katıldı. Bilge, insanlık
tarihi kadar eski olan ve günümüzde travesti kelimesiyle
karıştırılan ''transseksüalite''nin, cinsel kimlik bozukluğu
olduğunu bildirdi. Türkiye'de 1989 yılından önce herhangi bir
düzenleme olmadığını, 1989 yılında kamuoyunda ''Bülent Ersoy''
kanunu olarak bilinen bir düzenleme yapıldığını belirten Bilge,
kanunun çıkmasının ardından anabilim dalına gönderilen olgularda
yoğunluk yaşandığını anlattı. Bu kişilerin, adli tıbba, mahkemeler
tarafından cinsel kimliğinin ne olduğunun tespiti için
gönderildiğini kaydeden Bilge, ''Bu konuda yaptığımız araştırmalar
sonunda, eğer kişi transseksüel ise o zaman kimlik değişikliğinin
yapılması yönünde mahkemelere yazı yazılır'' dedi. Türk Medeni
Kanunu'nun 40. maddesinde belirtilen kriterlere göre inceleme
yaptıklarını söyleyen Bilge, önce kişinin mahkemeye başvurması ve
18 yaşını doldurmuş olması gerektiğini kaydetti. Ardından, kişinin
transseksüel yapıda olup olmadığını anlamak için psikiyatri
kliniğinde gözlem altına alındığını ifade eden Bilge, kişinin en az
2-3 yıllık sürecinin takip edildiğini bildirdi. KANUN NEDENİYLE
BAŞVURULAR AZALDI Kanun nedeniyle son yıllarda kendilerine yapılan
başvuru sayısının azaldığını, hastaların rapor alırken sorunlar
yaşadıklarını belirten Bilge, evlendikten sonra bile cinsiyet
değiştiren olduğunu bildirdi. Bilge, anabilim dalında son dönemde
cinsiyet değişikliği için incelenen 70 civarında olgu bulunduğunu,
bunların 68'inin erkekken kadın, yalnız 2'sinin ise kadınken erkek
olmak isteyenler olduğunu söyledi. Yaşar Bilge, ele aldıkları
vakalarda yaptıkları incelemeler sonunda, bu kişilerin
çocukluklarında cinsel kimlik bozukluğu yaşadıklarının, karşı
cinsin giysilerini giyme, sünnet olduğu zamanı hatırlamama gibi
davranışlar gösterdiklerini, çoğunluğunun 12-16 yaşları arasında
cinsel tacize maruz kaldıklarını söyledi. Bu kişilerin kişilik
grafiklerinin normal sınırlarda olduğunun belirlendiğini dile
getiren Bilge, ancak toplum tarafından dışlanma nedeniyle sorunlar
yaşandığını kaydetti. ÇOĞU İLKOKUL MEZUNU Anabilim dalında
incelenen kişilerin büyük çoğunluğunun ilkokul mezunu olduğunu
kaydeden Bilge, ameliyat olma yaşanın sıklıkla 22-32 yaş aralığında
görüldüğünü ifade etti. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların çok
yoğun görüldüğü bir grup olmaları nedeniyle bu kişilerin doktora
daha fazla gitmesinin sağlanması gerektiğini söyleyen Bilge,
cinsiyet değişikliğinin ardından da bu kişilerin takibinin
yapılması gerektiğini kaydetti. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi
Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özer Kendi de
cinsiyet değiştirilmesi uygun görülen 59 kişinin takibini yapmak
istediklerini, verilen adreslere mektup gönderdiklerini, ancak
verilen adreslerin yanlış çıktığını ve hiç kimseye ulaşılamadığını
söyledi. İnsanca Yaşam Platformu Başkanı travesti Okşan Öztok da
Ankara'da şu anda 120 aktif çalışan travesti bulunduğunu, bu
kişilerin 3 ayda bir kan testi yaptırması için girişimlerde
bulunduklarını anlattı. Öztok, ancak kan testinin 60 milyon lira
olması nedeniyle çoğu travestinin test yaptırmadığını belirtti.
Öztok, ''Ankara'da çalışan travestilerin içinde 4 HIV taşıyan
arkadaş var. Bunlardan biri çalışmıyor ama 3 kişi her akşam Ankara
sokaklarında aktif çalışıyor. Bence adreslerine mektup yazana kadar
gelin bu akşam dolaşalım, kapılarını çalın. Ben de hepsinin adresi
var'' dedi.