Başhahamlardan Papa'ya öneri

İsrail'de yaşayan Aşkenaziler ve Sefardiler olarak bilinen iki önemli Musevi cemaatinin liderlerinin, bugün Roma Katolik Kilisesi'nin ruhani lideri 16. Benediktus'la, Papa'nın Castel Gandolfo'daki yazlık ikametgahında bugün yaptıkları görüşme sırasında, terörizm ve antisemitizm ile mücadele konusunda Vatikan'a önerilerde bulundukları öğrenildi. Aşkenaziler cemaatinin Başhahamı Yona Metzger, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, ''İbraniler ve Hıristiyanlar terörizmle mücadele için safları sıklaştırmalı. Ortak bir şekilde terörizmle mücadele günü belirlenmeli. Belirlenecek bu günde, hahamlar ve papazlar aynı vaazı verebilirler'' dedi. Başhaham Metzger, bugün Sefardiler cemaatinin Başhahamı Şlomo Amar ile birlikte Papa'yla yaptıkları görüşmede, söz konusu önerinin yanı sıra antisemitizmle mücadele konusunun da en önemli gündem maddesi olduğuna işaret etti. Başhaham Metzger, Katolik Kilisesi'nin İkinci Vatikan Konsili'nde 1965'te yayınladığı Nostra Aetate Beyannamesi'nde antisemitizmi kınamasına karşın, Musevilere yönelik düşmanca tavırlara Katolikler arasında da halen rastlanabildiğini ve bu olguyla mücadele edilmesi gerektiğini belirtti. Metzger, bugün Corriere della Sera'da yer alan demecinde, bu konudaki yaklaşımını şu sözlerle özetledi: ''Maalesef günümüzde de Neo-naziler ve antisemitizmle bağlantılı biçimde hareket eden aşırı ırkçı gruplar var. Bunlara elbette ki İslamcı köktendincileri de eklememiz gerekiyor. Sorumsuzca gazetecilik yapılması neticesinde İsrail'e duyulan bir öfke söz konusu. Ayrıca özellikle yaşlı kuşakta, Hıristiyanların Musevi karşıtı eski tavırlarına halen rastlanabiliyor. Bunlar Nostra Aetate'den ve de iki din arasında ilahiyat ve diyalog konusunda atılmış önemli adımlardan bihaber kesimler.'' Metzger, terörizmle mücadele için belirlenecek bir günde haham ve papazların aynı vaazı vermelerini müteakiben, ikinci bir adım olarak ise üç büyük dinin temsilcileri arasında terörizmle mücadele konusunda bir seminer düzenlenebileceğini söyledi. Başhaham Metzger, Corriere della Sera'daki demecinde, şunları ifade etti: ''İkinci adım olarak, üç büyük dinin en üst düzey temsilcilerinin katılımıyla 10 kişilik bir seminer düzenlenebilir. Müslümanlarda hiyerarşik yapılanmanın güçlü olmadığını, birbirlerinden bağımsız hareket etmenin söz konusu olduğunu biliyorum. Ama saygın temsilci belirlemek onlar için de zor olmamalı.''