Başbakan Yardımcısı Atalay’dan CHP’ye teşekkür
Abone olBaşbakan Yardımcısı Beşir Atalay, mecliste ilk defa çözüm süreci ismiyle yasa çıktığını belirterek, “CHP’ye teşekkür ederim. İlk defa bu kon...
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, mecliste ilk defa çözüm süreci
ismiyle yasa çıktığını belirterek, “CHP’ye teşekkür ederim. İlk
defa bu konuda ‘ben de varım’ dedi. Sadece MHP karşı çıktı”
dedi.
Van Valiliği tarafından Rescate Otel’de düzenlenen akşam yemeğine
Beşir Atalay’ın yanı sıra Van Valisi Aydın Nezih Doğan, AK Parti
Van milletvekilleri Burhan Kayatürk, Mustafa Bilici ve Fatih
Çiftçi, AK Parti Van İl Başkanı Zahir Soğanda, Tuşba Belediye
Başkanı Fevzi Özgökçe, Gevaş Belediye Başkanı Sinan Hakan ile
kentteki sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle kanaat
önderleri ve iş adamları katıldı. Burhan Kayatürk tarafından
yapılan konuşmanın ardından kürsüye çıkan Atalay, bölgenin
kendisini sevdiğini ve kendisinin de bölgeyi sevdiğini belirtti.
Atalay, “İki konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum. Birincisi seçim
ortamı, ikincisi de çözüm sürecedir. Tabi önemli bir seçim ortamını
aşıyoruz. İlk defa cumhurbaşkanlığı seçimleri meydanda oluyor.
Halkımız ilk defa cumhurbaşkanını seçecek. Şimdi de sağlıklı bir
seçim ortamı yürüyor. Demokrasinin bir boyutunu da toplumumuz bu
şekilde yaşıyor. Eskiden cumhurbaşkanlığı iyi olmazdı. 60
ihtilalinden bu yana hangi pazarlıklar oldu, neler yapıldı hepimiz
biliyoruz. Sonraki seçimlerde karanlık odalarda pazarlıkların nasıl
yapıldığını yaşamıştı. Son Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ü seçerken
neler yaşadığımızı biliyorsunuz. 367 bahanesi üretildi. Seçimin
yapılacağı gün iki parti meclise gelemedi, tehditler edildi. 27
Nisan bildirisi oldu. Bütün bunları cumhurbaşkanlığı seçimlerinde
yaşadık. Buna son vermek için cumhurbaşkanını halk seçsin dedik.
Şimdi pazar günü seçimler olacak. Halkımız kime destek verdiyse o
kişi cumhurbaşkanı olacak. Dolayısıyla bunu demokrasimiz adına bir
kazanım olarak görüyoruz. Buna sahip çıkmamız lazım” dedi.
Cumhurbaşkanı adayları hakkında da konuşan Atalay, “Aday
profillerine baktığımızda, Sayın Demirtaş bu bölgenin de insanı ve
bu bölgeden oy alıyor. Aday olmasını olumlu buluyoruz. Kürtçü bir
siyasetten gelen bir siyasetçi, Türkiye siyasetine doğru değişti.
Güzel, bizim istediğimizde bu. Siyaset yapan, Türkiye siyaseti
yapsın. Bunun için Sayın Demirtaş’ın Türkiye’yi gezmesini olumlu
görüyorum. İkinci aday Sayın İhsanoğlu statükonun adayı. Yani eski
Türkiye’yi savunanların adayı. Eski Türkiye özentililerinin bir
adaya ve onların oluşturduğu çatının adayıdır. CHP ile MHP’nin bir
birine çok benzediğini, kendi aralarında bir fark olmadığını hep
söylemişiz. Son iki seçim bunu daha çok daha iyi ortaya çıkardı.
Şimdi daha da bir aradalar. Çatı aday çıkarttılar. Bazı partiler ve
paraleli de alarak hiçbir araya gelemeyecekler bir araya geldi. Bir
araya gelen partilerin isimlerini bile sayamıyorum. Burada
dikkatimizi çeken şu, tek başına mücadele edemeyenler ancak bir
araya gelerek AK Parti ile bana göre yeni Türkiye ile mücadele
etmeye çalışıyorlar. Hem MHP hem de CHP tabanında rahatsızlık var.
Taban, ‘biz bu çatıya oy vermeyeceğiz’ diyorlar. CHP ve MHP ile
yandaşlarını şimdi bir korku sardı. Yerel seçimlerde aldıkları oyun
toplamını çatı aday alamayacak. Sayın Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’nin
çok telaşları var. Şimdi o telaşla etrafa hakaret savurup
duruyorlar. Tabi bizim adayımız bizim liderimidir. Tayyip Erdoğan’ı
biz aday yaptık. Biz kendi adayımı savunuyoruz. Abdullah Gül Beyi
de hepimiz ortak aday göstermiştik. 12 yılın sonunda liderimizi
devletin başına göndermeye karar verdik. Tayyip Erdoğan 12 yıl önce
neyse şimdi de o. Tayyip Erdoğan her zaman dik duran bir adamdır.
Sözünü esirgemeyen mert bir insandır. Dürüsttür, siyasete
dürüstlüğü getirmiştir. Milletimize aşık bir insandır. 12 yıldır
Tayyip Beye yakın çalışan biriyim. Çok yakından tanıyorum. O tam
bir dava adamıdır. Tayyip Bey cesur bir insandır, cesur bir
liderdir. Tayyip Bey her riski alır, sorunları çözmek için
cesaretle karar verir, risk alır. İnşallah devletin tepesine
göndereceğiz. Tabi Sayın Başbakanımızın bir diğer özelliği de
mazlumlardan yanadır ve haksızlığa karşı. Bizim hükümetimizin
sosyal politikalarına bakın, bunu görürsünüz. İnşallah 10
Ağustos’ta seçilecek. Statükonun adayı ilk çıktığı güne göre biraz
daha gerilemiş. İnsanlar tanıdıkça tereddütleri arttı. Son günlerde
oyunda birkaç puan gerileme var. Başbakanımıza biraz fazla oy
çıkaralım, güçlü olsun, yoluna güvenle gitsin. Vanlı kardeşlerimden
Başbakanımıza oy istiyorum. Van’da Başbakanımızın hakkı var. Bu
defa Van’da Başbakanımıza bir jest yapın. Açık da söylüyorum, yerel
seçim sonuçları başbakanımızı üzmüştür” dedi.
ÇÖZÜM SÜRECİ İLERLİYOR
Çözüm sürecine de değinen Atalay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Çözüm süreci diye andığımız konu iki yıldır devam ediyor. O günden
bu yana silahın olmadığı, can kayıplarının olmadığı bir dönemi
yaşıyoruz. Türkiye bu manada huzuru yaşıyor. Hangi safhalara
geldiğimizi biliyorsunuz. Şimdi 12 yıldır programımızı izliyoruz.
Türkiye bir imparatorluk varisi. İmparatorluk dediğimiz çok değişik
uluslardan, nüfus yapılarından oluşan büyük bir devlettir. Biz onu
devraldık. Ecdadımız bunu 600 yıl yönetti. Türkiye küçük ama
içindeki farklıları yönetemez duruma geldi. Devlet kendi
vatandaşına kimine inancından dolayı kimine dilinden dolayı zulüm
etti. Benimde devlete güvenim azalmıştı. Devlet adaletli
yönetilmiyordu. Şimdi Türkiye’nin her tarafından çözüm sürecine
büyük bir destek var. Türkiye sorunlarını çözüyor artık. Dilini
konuşma, müziğini dinleme bunlar artık sorun olmaktan çıktı.
Görüyorsunuz bölünme yok. İnsanlar birbirine daha fazla bağlandı.
Ülkede huzur arttı. Biz AK Parti olarak bu sorunu tamamen
çözeceğimize inanıyorum. Bunu ancak biz çözeriz, diğer partiler
kimi ırk, kimi bölge partisi. Ama biz her yerde varız. Biz bu
toplumun adeta çimentosuyuz, bir birine yapıştırıyoruz. Birliğin,
bütünlüğün garantisiyiz. Diğerlerine kalsa Türkiye paramparça
olurdu. Biz bunu milletimize anlata anlata çok mesafe aldık. Bugün
artık o kavramları kullandığınızda kimse sizi suçlamıyor. Batıdaki
gibi Diyarbakır’daki, Van’daki analar ‘çocuklarımız yanımızda
olsun, kandırılmasın, normal hayatına devam etsin’ diye dua ediyor.
Artık böyle bir durumdayız. İki yıla yaklaşıyoruz ve şu an çok
önemli bir adım attık. Ramazan ayında yeni bir yasa çıkardık.
Mecliste ilk defa çözüm süreci ismiyle yasa çıktı. CHP’ye teşekkür
ederim. İlk defa bu konuda ‘ben de varım’ dedi. Sadece MHP karşı
çıktı. Türkiye Cumhuriyeti Millet Meclisi bu sorunu devlet çözecek
ve ilgililere görev vermiş oldu. 6 maddedir, ama içinde her şeyin
olduğu bir yasadır. Şimdi bir semsiye yasa oluştu. Biz o şemsiyenin
altında rahat çalışacağız. Çözüm sürecine katkı verenler artık daha
güvende olacaklar. Soruşturma açılamayacak. MİT Müsteşarımız
Oslo’ya gitti diye savcı görüşmeye çağırdı. Sorumluluk devlete
aittir. Biz talimat veriyoruz, o yapmaya gittiğinde artık hiçbir
savcı çağıramayacak.”
Şimdi bir yol haritası üzerinde çalıştıklarını da söyleyen Atalay,
“Bu yol haritası çok somut olacak ve tarihi belli. Bugüne kadar
olduğu gibi genel olmayacak. Tabi bunun üzerinde çalışıyoruz.
Diyaloglar yürüyor. Kurumlarımız görüşmeler yapıyor, İmralı ile
örgüt ile görüşmeler yapılıyor. Siyaseten görüşüyoruz. Ana
muhalefet ile görüşmek istiyoruz. Bu yasanın bir özelliği de hiç
kimse süreci geri götürecek adımı atamaz. Kararlıyız ve samimiyiz.
Ama örgütte gelgitler oluyor. Artık bunun denetleyicisi bölge
insanı. Aynı Diyarbakır’daki gibi tepki göstermelidir. Bölge halkı
buna sahip çıkmalıdır. Gizli saklı bir şey yok. Ne yapılacağını
paylaşıyoruz, paylaşacağız. Ama bölgedeki kardeşlerimizden özel bir
iş düşüyor. Şimdi yol haritamızı belirlerken, bölgedeki tutumlar
olacaklar. Çözüm süreci suistimal ediliyor, para alıyorlar, baskı
yapıyorlar. Biz çözüm süreci sebebiyle yanlışa müdahale edilmesin
diye herhangi bir talimat vermedik. Bunun süreçle ilgisi yoktur. Bu
vatandaşın huzurunu tehdit eden olaylardır. ‘Çözüm süreci var diye
polis ve asker müdahale etmiyor’, böyle bir şey yok. Yanlış yapan
cezasını görecek. Bu tür yanlışlıklara meydan vermeyeceğiz.
Tehditle varılacak bir sonuç yok, sadece korkutuyorlar. Birileri de
korkmasın. Yani korktuğunuz zaman birileri daha fazla üzerinize
gelir, şehirlerimize sahip çıkalım. Biz onlarla ilgili o siyasetin
temsilcileriyle de konuşuyoruz. Bu yol haritasının ilk maddesi de
bu olacak. Ama şu günlerde de kimi köylere gidiyorlar, ‘bizim
adayımıza oy vereceksiniz’ diye tehdit ediyorlar. Herkes onlardan
nefret ediyor. Baskıyla kimse mesafe alamaz. Bir zamanlar devletin
görevlisi o baskıyı yapmış, bu milletin devlete karşı güveni
kalmamış. Şimdi örgütün militanı yapıyor; ‘para vereceksin bana,
vergi vereceksin’ diye. Buna müsaade etmeyin. Vatandaşa çok iş
düşüyor, buna müsaade etmeyin. Çözüm süreci sekteye uğrasın
istemeyiz. Yoksa çözüm sürecidir diye militanlar gitsin iş
adamımızdan para alsın istemeyiz. Yeter ki vatandaşımız destek
versin, onun için de ses çıkarmak lazım. Bu konuda da başbakanımız
hep şunu söylüyor, ‘Cumhurbaşkanlığına çıktığımda da ajandamda ilk
sırada çözüm süreci olacak’ diyor. Yılsonuna kadar yol haritasının
tamamlanmasını bekliyoruz, karalıyız. Koordinasyon içerisinde
çalışıyoruz. Bütün ayrıntıları çok dikkatle çalışıyoruz. Sürece
zarar verecek ifadelerden de kaçıyoruz. Bu konuda da dikkatliyiz.
Tabi Türkiye’nin bu süreci yürütmesinden içten ve dıştan memnun
olmayanlar var. Süreci yürütürken destek almadık. Bu süreci
kendimiz yürütüyoruz, bundan da rahatsız olanlar var. Türkiye
huzura kavuşsa çok büyüyecek, bunu da biliyorlar. Çevremize bakın,
Irak’ta kıyamet kopuyor. Suriye’de, Gazze’de, bütün buralara da
Türkiye elinden gelen yardımı yapıyor. Şimdi buralara insanı
yardımı biz gönderiyoruz. Türkiye’de 1 milyonu aşkın Suriyeli
misafirimiz var. Irak’ta da zorda kalanlar Türkiye’ye gelme
çabasındadır. Türkiye güvenli bir liman. Büyük bir ülkeyiz. Türkiye
güçlü olursa çevresine de yardımcı olur” şeklinde konuştu.
Yapılan konuşmanın ardından katılımcıların da görüşlerini dile
getirmesinin ardından toplantı sona erdi.
(İHA()