Başa göre hedef Anadolu
Abone olBTP Lideri Prof. Dr. Baş, Batının hedefinin Anadolu olduğunu savundu.
BTP Lideri Prof. Dr. Baş, Ankara’daki iftar programında, Batının
hedefinin Anadolu olduğunu, dinlerarası diyalog faaliyetlerinin de
bu hedefe yönelik olduğunun altını çizdi.
Bağımsız Türkiye Partisi(BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş,
partisinin Ankara İl Teşkilatınca düzenlenen iftar programında,
gündemde öne çıkan gelişmeleri değerlendirdi. Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın çıkışlarıyla gündeme gelen irtica
tartışmasını değerlendiren BTP Lideri, çok önemli bir noktanın
altını çizdi.
İrticanın anlamı
Prof. Dr. Baş, “İrtica uyarısının hedefinde dindar vatandaşımız
değil, İslam kisvesiyle bu milletin karşısına çıkıp ülkeyi bölüp
parçalamak isteyenler var” diye konuştu. Haydar Baş, şu görüşleri
öne çıkardı: “Şu noktayı çok iyi görelim. O düşünce adına ülkeyi
parçalamak isteyenler, İslam kisvesiyle beraber milletin karşısına
çıktılar. Aslında karşı konulan onların İslam’ı yaşayışları değil.
Karşı konulan şey, içlerinde sahip oldukları kötü niyet, memleketi
bölmek parçalama niyetidir.”
Diyalogun hedefi Anadolu’dur
İrtica gündemine ilişkin bu çok kritik hatırlatmayı yapan Prof. Dr.
Haydar Baş, sözü bu çevrelerin büyük önem verdiği dinlerarası
diyalog faaliyetlerine getirerek, “Dinlerarası diyalog oyunuyla
Müslüman Türk milletini dini ve kültüründen uzaklaştırmak, sonra da
ayağının altındaki bu toprakları almak istiyorlar” dedi.
Batının en mühim projesinin Şark Sorunu olduğuna işaret eden BTP
Lideri, “Buradaki gaye, bizi birbirimize düşürmek, sonra da
ayağımız altından bu toprakları almaktır” dedi.
Fitne tuzağı
Prof. Dr. Haydar Baş’ın Ankara’da üzerinde durduğu bir diğer kritik
nokta da ülkeye yerleştirilmek istenen sinsi fitneydi. “Siz
zannediyorsunuz ki, bunlar milleti seviyor. Asıl hedef bu millet”
diyen Baş, millet olarak bu oyunlara karşı çıkılması gerektiğinin
altını çizdi.
İktidarın yaptıkları
Prof. Dr. Baş, Ankaralılarla buluşmasında AKP hükümetinin 4 yıllık
icratını da değerlendirdi. AKP hükümetinin AB’ye uyum adına Türk
topraklarının ve madenlerinin yabancılara satılmasına imkan
tanıdığını belirten Baş, hükümetin ülkeyi yıkıma götüren
icraatlarını tek tek saydı: “Hükümet, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin
elinden yetkilerini aldı, demokratikleşme adı altında PKK ve
yandaşları sokaklarda boy göstermeye başladı. İmzalan ek protokol
ile Rumların Kıbrıs’ta tek legal temsilci olduğunu kabul etti, Self
determinasyon kanunu ile etnik gruplara BM’ye başvurmaları halinde
kendi kendini yönetme hakkı verdi. İmar Yasası’ndaki değişiklikle
40 bin kilise ev açılmasına imkan verdi.”