Barzani ile Başbakan'ın bu fotoğrafına sert eleştiri
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Antalya’nın Manavgat ilçesindeki Sueno Otel’de düzenlenen MHP 2. Akademisyenler Kurultayı’nda konuştu.
ANTALYA'da konuşan Bahçeli, MHP lideri Bahçeli 2'nci
Akademisyenler Kurultayı'ndan Başbakan ile Barzani'nin Diyarbakır
buluşmasını yine ağır sözler ile eleştirdi.
“Başbakan’ın, elbisesinden konfetileri temizlediği kişi Türkmenleri etnik temizliğe tabi tutmaktadır. Hiç şüphesiz bu marazi hal Türk devlet geleneğini hiçe saymaktır. Türk milletinin bekasını yok hükmünde görmektir. Başbakan bu peşmergeyi Kürt kökenli kardeşlerimin temsilcisi noktasına çıkarmış ve kurgulanan psikolojik harekâtla bunun çatısını örmüştür” diye konuştu.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, son dönemde yaşanan gelişmeler
nedeniyle vatandaşın kafasının karıştığını belirterek,
“Türklerden sözüm ona ayrışmama adına kimliklerinden ve
değerlerinden taviz üstüne taviz vermeleri istenmektedir. Bu
tavizin son sınırı belirlenmeli ve durulacak yer somut olarak
tespit edilmelidir. Aksi halde yüz yıl sonra ortada Türk’ten eser
kalmayacaktır. Korkarım ki, artan siyasi Kürtçülüğe ve bölücülüğe
karşılık Türkçülüğün söndürülmesine devam edilmesi halinde yarın
ihtiyaç olduğunda vatanı savunacak Türk aransa da
bulunamayacaktır” dedi.
BAŞBAKAN CEHALETİNİN KURBANI
Başbakan Erdoğan'ın, 3'üncü Sanayi Şurası'nın açılışında yaptığı
konuşmasının fahiş hatalarla dolu olduğunu öne süren Bahçeli,
"Başbakan, örtülemez, geçiştirilemez ve kapatılamaz
cehaletinin bir kez daha kurbanı olmuştur" dedi.
MHP'nin ilkini 2010 yılında gerçekleştirdiği Akademisyenler
Kurultayı'nın ikincisi Antalya'nın Manavgat İlçesi'nde Sueno
Otel'de başladı. Türkiye'nin farklı üniversitelerinden 800'ye yakın
akademisyenin katılımıyla toplanan ve iki gün devam edecek
kurultayın açılış oturumunda konuşan MHP Genel Başkanı Bahçeli,
Türkiye'nin çok düşündürücü ve küçültücü gelişmelerin yaşandığı,
devleti ve milleti ayakta tutan yapı taşlarının yerinden
oynatıldığı bir dönemi yaşadığını söyledi. Türkiye'nin kendine özgü
bir ortaçağı yaşamakta olduğunu öne süren MHP Lideri Bahçeli,
"Türk devlet felsefesinin tüm ilke ve esasları
çiğnenmiştir. Bundan dolayı yeni bir soluğa, yeni bir başlangıca ve
yeniden doğruluşa büyük bir ihtiyaç vardır" diye
konuştu.
'SİYASET CÜMBÜŞ YERİ'
Türk milli kimliğinin ve milli devletin küreselleşmenin alt etnik kimlikleri ortaya çıkarmada oynadığı kışkırtıcı rolle çözülmeye başladığını savunan MHP Genel Başkanı Bahçeli, şunları söyledi:
"Hükümet tarafından kavramsallaştırılan ve 'ortak payda'
adı altında servis edilen yapay ve gevşek formüller Türk milletinin
çözülmesini hızlandırmaktadır. İktidara hakim olanlar milli
perspektife sahip olmadığından, bölücü talepleri sırası geldiğinde
karşılayacak adımlar atarak mahvoluşa doğru bodoslama gitmektedir.
Geldiğimiz ve ilerlediğimiz süreç yalnızca Türk olmayanların kimlik
kazanımlarına değil, maalesef asırlar içinde kazanılmış Türklük
kavramının da zayıflamasına neden olmaktadır. Milletin kafası
karmakarışıktır. Siyaset cümbüş yerine dönmüş, ekseni kaymış ve
krize girmiştir."
'TÜRK'TEN ESER KALMAYACAK'
Türkiye'nin üzerinde çok aktörlü bir bölücülük operasyonunun yürütülmekte ve Türklerin kendi devletlerinde 'göçmen, sığıntı, misafir ve etnik kalıntı' muamelesine maruz kalmakta olduğunu savunan Devlet Bahçeli, "Türklerden sözüm ona ayrışmama adına kimliklerinden ve değerlerinden taviz üstüne taviz vermeleri istenmektedir" dedi.
Bu tavizin son sınırının belirlenmesi ve durulacak yerin somut olarak tespit edilmesi gerektiğini kaydeden Bahçeli, aksi takdirde yüz yıl sonra ortada Türk'ten eser kalmayacağını savunarak, "Bu gidişle 'ben kimim' sorusunun cevabı 'Türküm' olamayacaktır" değerlendirmesini yaptı.
Türk olmanın yasaklanacağı ve suçlanacağı karanlık dönemlere de
şahitlik edilmesinin sürpriz olmayacağını savunan MHP Genel Başkanı
Bahçeli, "Devir kötünündür. Korkarım ki, artan siyasi
Kürtçülüğe ve bölücülüğe karşılık Türkçülüğün söndürülmesine devam
edilmesi halinde, yarın ihtiyaç olduğunda vatanı savunacak Türk
aransa da bulunamayacaktır" diye konuştu.
'İKİ MİLLETLİ DEVLET MODELİ DAYATILIYOR'
Süreç içindeki bir çok tertiplerin bulunduğunu ve bunun son aşamada 'Türkiye içinden ve Türk milletinden yeni bir milletin kıra döke, bağıra çağıra doğmasını' hedeflediğini belirterek konuşmasına devam eden MHP Lideri Bahçeli, şöyle konuştu:
"Her şeyden önce anadilini kullanmaya, eğitim yoluyla öğrenmeye
başlayan ve bunu da her geçen gün genişleten etnik yapıların
yalnızca kültürel temsili yeterli bulmayacakları açıktır. Dil ile
başlayan ve özerk yönetime, federasyona, konfederasyona doğru
ilerleyen içinden geçtiğimiz süreçte, sözde aydınların ve ülke
gündemini belirleyen kurumların önerileri maalesef bize
dayatılanların kabulünden başka bir şey değildir. Öncelikle iç ve
dış bölünme lobilerinin bize dayattığı iki milletli bir devlet
modelidir ve bu etap etap gerçekleşmektedir. Yeni Türkiye
şablonunun dayanağı olarak ilk Meclis'in gösterilmesi bu arayışın
sonuçlarından yalnızca birisidir."
'ÇÖZÜM SÜRECİ BÖLÜCÜLÜĞÜ YÜREKLENDİRDİ'
MHP Lideri Devlet Bahçeli, ülkenin bölünmeyi yavaşlatmak bir yana süreci hızlandıracak ve her alana yaygınlaştırabilecek dinamiklerle karşı karşıya olduğunu söyledi. "Başbakan Erdoğan ve hükümeti aldıkları bölünme ihalesinin gereğini, bilinci felce uğramış bir şekilde yapmaktadır" diyerek konuşmasına devam eden Bahçeli, 'Analar ağlamasın' sözleriyle başlayan çözüm sürecinin siyasi bölücülüğü yüreklendirdiğini savundu.
Eleştirilerine Başbakan Erdoğan ve Kuzey Irak Bölgesel Kürt
Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'nin Diyarbakır buluşması üzerinden
sürdüren Devlet Bahçeli, "Başbakan bu peşmergeyi Kürt
kökenli kardeşlerimin temsilcisi noktasına çıkarmış ve kurgulanan
psikolojik harekatla bunun çatısını örmüştür" dedi.
'DAVİD, CON YA DA HANS OLURDU'
Türk milletinin en büyük talihsizliğinin tarihe kör ve şaşı bakan bir iktidar tarafından yönetilmek olduğunu savunan Devlet Bahçeli şunları kaydetti:
"Başbakan Erdoğan PKK'yla pazarlık masalarında akıl ve mantığını da bırakmış, Barzani'nin etkisinde kalarak uyuşmuş ve cahilliğini yeniden gün yüzüne çıkarmıştır. Başbakan Erdoğan tarihten bölücülük için gerekçe ararken, ecdadımızın ruhunu incitmiş, muhteşem başarılarını gölgelemeye kalkışmıştır. Her şey bir yana aziz atalarımız olmasaydı, bizlere bağımsız yaşama hazinesini bırakmasaydı, Recep Tayyip Erdoğan tıpkı hizmetinde bulundukları gibi ya David, ya Con, ya da Hans olmaktan ve anılmaktan kurtulamazdı."
Hükümetin Türk milletine meydan oduğununu öne süren Devlet Bahçeli, 'Kuşatma' olarak tanımladığı süreç aşılmazsa Türk milletinin vatanını kaybetmiş marjinal bir duruma geleceğini, bağımlılık ve köleliğin kader halini alacağını savundu.
Devlet Bahçeli, "Başbakan Erdoğan ve hükümetinin
amacının buna yönelik olduğu artık şüphe götürmez bir
gerçektir" dedi.
KONFETİLERİNİ TEMİZLEDİĞİ KİŞİ...
Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin Kürdistan olarak ilan
edilmesinin ve Mesut Barzani’nin Diyarbakır’da alkışlarla takdim
edilmesinin musibetlere ortam açacağını savunan Bahçeli, Başbakan
Erdoğan’ı düşüncesizlikle suçlayarak, “Başbakan Erdoğan,
düşüncesiz, milli gerçeklerden uzak, sığ ve son derece sakıncalı
tavrıyla peşmergeyi vatanımızın bir bölümünde siyasi figür olarak
ön plana çıkarmıştır. Geçtiğimiz Nevruz’da İmralı canisinin
mesajını Diyarbakır’da okutan ve sözde liderliğini meydanlarda
onaylatan bu zihniyet, şimdi de Türkmen katillerini Diyarbakır’da
yere göğe sığdıramamıştır” dedi. Diyarbakır’da barış
mesajları verenlerin, Kerkük’ü, Tuzhurmatu’yu, Telafer’i her gün
kana bulayanlar olduğunu kaydeden Bahçeli, “Başbakan’ın,
elbisesinden konfetileri temizlediği kişi Türkmenleri etnik
temizliğe tabi tutmaktadır. Hiç şüphesiz bu marazi hal Türk devlet
geleneğini hiçe saymaktır. Türk milletinin bekasını yok hükmünde
görmektir. Başbakan bu peşmergeyi Kürt kökenli kardeşlerimin
temsilcisi noktasına çıkarmış ve kurgulanan psikolojik harekâtla
bunun çatısını örmüştür. Öyle ki, Kürt kökenli kardeşlerimize başka
birlikte yaşama seçenekleri zımnen sunulmuş, Başbakan siyasi
kaygılarla, enerji havzasından istifade etme adına ve küresel
emrivakilerle resmen ihanete çanak tutmuştur” diye
konuştu.