Barlas-Muhtar ikilisine Uluç da katıldı
Abone olMehmet Barlas ve Reha Muhtar arasında geçen tatlı- sert sürtüşmelere Hıncal Uluç'ta dahil oldu. Muhtar, Uluç'u kıvrak zekayla eleştirdi.
Reha Muhtar, yazısında Uluç'u kıvrak bir zekayla eleştirdi.
"İnsanın fikri neyse zikri de odur..." demişler...
Bizim Hıncal Abi'nin durumu da böyle...
Köşesinden bana seslenmiş, "Mehmet Barlas'ın sana star, kendisine
mehtap demesinden mutlu olmuşsun... Oysa mehtap çıkınca yıldızlar
görünmez olur..."
Tevekkeli değil...
Bizim Hıncal Abi, kendini bu yıldız ve mehtap durumlarına iyice
kaptırmış...
Bu SABAH gazetesinin yazarları daha önce de söyledim biraz Hababam
Sınıfı'nı andırıyor...
Biraraya geldik mi gırgır, şamata, gırla gidiyor... Herkes bir
tarafından birbirine çakı çakıveriyor...
Kahkahalar havalarda patlıyor...
Hıncal Abi'nin laflarından sonra, onun durumunu çözdüm...
Anlaşılan üstat bizi mehtap, kendini yıldız yerine koyuyor...
Mehtap çıktığında, yani gazetenin diğer yazarları arz-ı endam
ettiğimizde, yıldız mertebesindeki Hıncal Abi ortadan
kayboluveriyor...
Ara ki bulasın...
Bizim Ergun (ki kendisi Genel Yayın Yönetmeni olur), durur durur,
aramızdaki sosyal kaynaşmayı artırmak için geceler ve geziler
düzenler...
Gece veya gezi düzenleyemezse, hep beraber katılınmak zorunda
olunan bir davetten çıkışta, ani eğlenceler organize eder...
Bu gazeteci yazar taifesi, nerde akşam orda sabah durumlarına teşni
olduğundan, biten bir davetin sonunda, bermutad Ergun'u
kollarlar...
Gözlerini melul melul Ergun'a dikerek, "hadi bir yerlere gidelim"
lafını beklerler...
Bu Ergun değişik bir yönetici...
Gazetecinin zırt pırt bu gecelerle moralini yükseltmenin, gazeteye
faydası olacağını umuyor!!!...
Bir gün kendisine karanlık bir köşede fısıldayacağım, "Bu gazeteci
taifesinin moralini ne kadar yüksek tutarsan, o kadar dünyayı
yönettiğini zanneder... Bunlar zaten egoları şişirile şişirile obez
ego haline gelmişler... Daha fazla şişirme bu şişko egoları..."
Fısıldamasına fısıldayacağım da ben gammazlamış olmayayım diye
susuyorum...
1.92 Barlas, 1.90 Emre, delici bakışlı "bela geliyorum demez"
dedirten Semerci Yavuz ile Yazı İşleri'nin en üst düzey melekleri,
Şule, Balçiçek ve Şengül triosu esas gammazlayacaklarım...
Bir de Salih isimli bir karikatürist var... Ama zaman zaman Amerika
zaman zaman Türkiye'de olduğundan, unisex gibi çifte vatandaş
durumlarında kendisi...
Akordeon Savaş da, bu motivasyon gecelerine solist ayaklarıyla
yanaşanlardan...
Neyse...
Ergun'un, Hıncal Abi'nin deyimiyle mehtap taifesi için düzenlediği
gecelerde, Hıncal Abi mümkün değil görünmüyor...
Hani itirafta bulundu ya...
"Mehtabın çıktığı yerde yıldızlar görünmez olur..." hesap o
hesap...
Biz Heybeli'de her gece mehtaba çıkarken, Hıncal Abi, ya Londra'da,
ya Moskova'da, hiçbiryerde olmazsa da mutlaka, Ertekin'de...
Şimdi Hıncal Abi, aklı sıra köşesinden beni 1.92 Mehmet'e karşı
gaza getirecek...
"Reha'ya Memo kazığı" diye başlık ta atmış ki, iyice havaya
gireyim,
"Sen misin bana yıldız diye küfür eden" deyip 1.92 Mehmet'e
girişeyim...
Yemezler abiler...
Ben, mehtapta çok mutluyum...
Ve her mehtapta kaybolan yıldız Hıncal Uluç'a sesleniyorum...
Yok olma her mehtap çıktığında gecelerde...
Unutma mehtabı yaratan ay da bir yıldızdır...
YAZI:Reha MUHTAR
SABAH