Balbay ağır cezaya bağır ceza dedi!
Abone olErgenekon tutuklu sanığı gazeteci-yazar Mustafa Balbay, ağır ceza mahkemesine ilginç yakıştırma: Bağır ceza mahkemesi!
Ergenekon davasının tutuklu sanığı gazeteci Mustafa
Balbay'dan mahkemeye ilginç yakıştırmalar: Bağırırsak 'bağır
ceza' çığlık atarsak 'çağır ceza' mı diyelim?
Mustafa Balbay da, mahkeme heyetinden yeni yargılama
yılında, ''yargılamalini yeniden gözden
geçirmesini'' talep ettiğini söyledi.
Balbay, yılda ortalama bir davanın 4-5 duruşmayla götürüldüğüne
işaret ederek, ''Biz şu anda 15 yıllık yargılamaya eş değer
bir yargılama süreci geçirdik. 10 Ağustostaki duruşmada 'eğer
sesimizi duyuramayacaksak bu sağır ceza mahkemesi olur' dedik. Bunu
mahkeme hakaret olarak algıladı. Diğer sözlerimizi duymamaya devam
edip sadece bu sözümü duydunuz. Burada bağırdığımız zaman medya
sesimizi duyuyor. O zaman da 'bağır ceza mahkemesi mi' diyelim.
Çığlık atarsak eğer 'çağır ceza mahkemesi mi' diyelim?''
diye konuştu.
Balbay, Ahmet Şentürk'ün, bir gün tutuklandığını ve tahliye
edildiğini hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Tüm gazeteler bu tahliye haberine yer verdi. 'Eşitlik ve
hakkaniyet koşulu' gerekçe gösterilerek serbest bırakıldığı
belirtildi. Bizler terör örgütüne üye olmakla yargılanıyoruz. Örgüt
lideri olduğu iddia edilen 8 kişi serbest bırakıldı. Bu nasıl terör
örgütüdür ki liderleri dışarıda üyeleri içeride. Bu nasıl eşitlik?
Bizi yargılarken dayanak olarak getirdiğiniz deliller konusunda
güçlendirici bir şey olsa yine canım yanmayacak.''
Mahkeme heyetinin dijital veriler konusunda bir karar
vermesi gerektiğini ifade eden Balbay, Türkiye'nin Uluslararası
Siber Suçlar Sözleşmesi'ne imza atmadığını ancak bu sözleşmeye göre
bir bilgisayara el koymanın yasak olduğunu, delillerin olay yerinde
toplanması gerektiğini söyledi.
Balbay, dava kapsamında yargılananlarla ilgili iddianamede,
''şu suç işlenmiştir'' şeklinde bir ifadenin yer
almadığını, ''işleyeceklerdi'', ''yapacaklardı''
sözlerine yer verildiğini anlatarak, ''Biz buradan hukuk
bekliyoruz. Bu tutukluluk uzarsa, bu davada ilk hüküm giyen
yargılama makamı olur. Yargılama şeklini yeniden gözden geçirmenizi
ve özgür yargılamanızı talep ediyorum'' dedi.
İddianamede sanıklar arasında bağlantı kurabilmek için telefon
görüşmelerinden yararlanıldığını anlatan Balbay, ''Telefon
kayıtlarında '15-20 saniye görüştü' deniliyor. İddianamede
tanımadığım insanlarla görüştüğüm yazıyordu. Cumhuriyet gazetesinin
santralini benim üzerime yazmışlar. Savcılar o zaman 118 80'i
dinlemeye alsınlar, Dünyanın en büyük terör örgütünü dinlemiş
olurlar'' diye konuştu.
Mustafa Balbay, tahliye taleplerinin reddine ilişkin
karar gerekçelerinde gösterilen ''yurt dışına kaçma
şüphesi''nin kendisine çok dokunduğunu söyleyerek, konuşmasında,
''Yurtdışına çıkma koşuluyla tahliye kararı verseniz kabul
etmem. Önce yurdumda kalmak isterim. (Delillerin karartılması ya da
tam olarak toplanamamış olması) da tutuklu kalmamızın
gerekçelerinden. İki yıldır karartılacak delil kaldıysa pes
diyorum'' ifadelerini kullandı.
Üye hakimler Hasan Hüseyin Özese ve Sedat Sami Haşıloğlu'nun çapraz
sorgulardaki sorularını eleştiren Balbay ''Buradaki
yargılama süreci iddia makamının iddialarının doğru olduğunu
ispatlamak mı? Yoksa gerçeği aramak mı?'' sorusunu
yöneltti.