Bakanlar Kurulu sonrası flaş açıklamalar
Abone olBaşbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Mısır’da yaşayan Türklerin durumuyla ilgili olarak, "Hepsiyle irtibat kurulmuştur. Fev...
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Mısır’da
yaşayan Türklerin durumuyla ilgili olarak, "Hepsiyle irtibat
kurulmuştur. Fevkalade gelişme olur da yurttaşlarımızın tahliyesi
söz konusu olursa süratle tahliye olabilecek noktadadır. Bununla
ilgili bir endişe yaşamıyoruz" dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar
Kurulu’nun ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Arınç, bir
gazetecinin "Türkiye’nin diplomatik olarak bir yaptırım uygulama
konusunda bir kararlığı var mı?" şeklindeki soru üzerine, "Mısır’da
olan bitenlere karşı ilkeli ve ahlaki tavrımızı devam ettireceğiz.
Bunu bütün dünyaya ilan ediyoruz. Mısır’da yönetime geldiğini
zannedenlere de bunu yüksek sesle söylüyoruz" diye konuştu.
Mısır’da demokrasinin gereklerinin ifa edilmesi konusundaki
açıklamaları sürdüreceklerini ifade eden Arınç, "İnancımız
itibariyle, tarihimiz itibariyle, coğrafyamız itibariyle geçmişten
bu yana yaşadığımız ortak değerler itibariyle Türkiye ve Mısır
birbirinin ayrılmaz parçasıdır. Bu ilkeden hareket etmek ve Mısır
halkı ile dayanışmamızı sürdürmek, Mısır’ın meşru ve seçilmiş
Cumhurbaşkanı ve hükümetleriyle dayanışmamızı sürdürmek bizim
gayretlerimizin içerisindedir" şeklinde konuştu.
Mısır’da flu bir durum olduğunu, bu sebepten dolayı Mısır’daki
darbe hükümetine karşı bir yaptırım uygulanmasının söz konusu
olmadığını söyleyen Arınç, konuyla ilgili olarak şunları
kaydetti:
"Şüphesiz orada flu bir durum var. Bir; anayasa mahkemesi
başkanıyken Cumhurbaşkanı yetkileriyle donatılan kişinin durumu.
ikincisi; Başbakan olarak atandığı ifade edilen ama geç saatlerde
vazgeçildiği söylenen Bareday ve ondan sonra geldiği ifade edilen
kişinin durumunun da netleşmemesi. Üçüncüsü; bu açıklamalar
yapılırken Genelkurmay Başkanı ve Milli Savunma Bakanı’nın
koltuklarda oturan kişiler arasında da bölünme ve parçalanmanın
olması. Bildiğiniz gibi Selefiler’in Nur Partisi’nin ileri
gelenleri de özellikle bu sabah yaşanan olaylardan sonra
darbecilerle birlikte olmaktan ayrıldıklarını ve buna karşı
olduklarını ifade etmişlerdir.
Yine Selefiler’le birlikte diğer koalisyon ortakları da
tutuklamaların gözaltıların derhal kaldırılmasını, seçimlere biran
evvel gidilmesini talep etmektedirler. Ve bu toplantılar eğer
miting olarak halkın kitlesel olarak katıldığı büyük toplantılara
dikkat edilirse bunların sayılarının 1 milyonu aştığı
görülmektedir. Hatta 8 milyona kadar muhtelif illerde yapılan
toplantılarla darbeye karşı olduğunu ifade eden halk sayısı 8
milyon civarındadır.
Bu olaylardan sonra Tahrir Meydanı’nda darbeyi alkışlayanın
sayısında gittikçe azalma meydana gelmiştir. Orada havai fişek
kutlamaları, yerini bomboş bir meydana bırakmak üzeredir.
Dolayısıyla iş başına geldiğini zanneden hükümete karşı bizim
şuanda ekstra bir yaptırım uygulamamız söz konusu değildir. Ortada
bir flu durum var, dolayısıyla bu flu durumu Dışişleri Bakanlığımız
süratle, her gün, her an değerlendirmektedir. Biz de işin
takibindeyiz."
"MURSİ’DEN TALEP GELMEDİ"
Bülent Arınç, bir gazetecinin Mursi’nin Türkiye’ye geleceği
şeklinde iddialar olduğunu, böyle bir durum söz konusu olduğunda
Türkiye’nin tavrının ne olacağı sorulması üzerine Arınç şunları
söyledi:
"Spekülasyondur. Sayın Mursi seçilmiş bir cumhurbaşkanıdır.
Türkiye’ye daha önce gelmiştir. Türkiye’ye dost bir insandır.
Türkiye ve Mısır tarihini ok iyi bilen bir insandır. Ancak ne var
ki bir darbeyle görevinden uzaklaştırılmıştır. Böyle birisinin
Türkiye’ye ihtiyaç duyduğu anda şüphesiz olumlu bir şekilde
değerlendirmek bize düşen ahlaki bir görevdir. Ama ne kendisinde
böyle bir talep gelmiştir ne de bir başkasından böyle bir ihtiyaç
olduğu bize söylenmiştir."
İSTANBUL’DAKİ PALALI SALDIRI
Bülent Arınç, İstanbul’da Gezi Parkı eylemcilerine elindeki palayla
saldıran kişinin serbest bırakılması sorulması üzerine şu
değerlendirmelerde bulundu:
"Elinde bir pala satır olan herkese sataşan kimisine tekme atan
görüntü korkunç bir görüntü meşru görmek, buna farklı anlamlar
yüklemek doğru değil. Kamu düzenin bozan bir harekettir. İnsanların
hayatına can ve malına tehdit kokan bir harekettir. Kim yaparsa
yapsın Türk Ceza Kanunu’nda karşılığı vardır. Uzun süre ekranlarda
kaldı polisin müdahalesi daha sonra oldu. Savcılık tutuklama
talebiyle göndermiş fakat mahkeme serbest bırakmıştır.
Savcılar ve hakimlerin verdiği kararlarla herkesi alabildiğince
eleştirdiği bir ülkedeyiz. Elinde satırla sağa sola hücum eden
insan neden serbest bırakılmış hatta bunu adli kontrol mekanizması
niçin öngörülmemiştir hakime sormak lazım. Hükümetin bir işi değil
ben de garip karşıladım. İnsanlara korku endişe salan hareket
karşısında telkin etmesi. Bu saldırgan hakkında mutlaka TCK
kapsamında yargının mutlaka süratle bir karar vermesi gerekir ama
niçin serbest bırakıldı bunlar mahkemenin bildiği hususlardır."
Arınç, Başbakan Erdoğan’ın TBMM Başkanı Cemil Çiçek ile ne zaman
görüşeceğine ilişkin bir soru üzerine "Bilmiyorum ki, hiç gündeme
gelmedi. Sayın Başbakanımızdan randevu talep etmişlerse, Sayın
Başkan’dan böyle bir talep geldiğine göre bir cevap verilecektir"
şeklinde cevap verdi.
"MISIR’DAKİ TÜRKLERLE İRTİBAT KURULMUŞTUR"
Arınç, Mısır’da yaşayan Türklerin tahliye edilip edilmeyeceği,
durumlarının ne olduğuna ilişkin bir soruya da şöyle cevap
verdi:
"Mısır ile ilgili bütün detayları görüştük. Bizim bilebildiğimiz
kadarıyla büyükelçiliğimize ve konsolosluklarımıza kayıtlı
vatandaşlarımızın sayısı 7 bin 98. Konsolosluğa kendisini
bildirmeyen çeşitli amaçlarla Mısır’da bulunan vatandaşlarımız da
vardır. Bunların 5 bin 500’ü Kahire’de yaşamaktadır. Diğerleri
İskenderiye ve muhtelif şehirlerde. Ayrıca Arapça kurs amacıyla 400
öğrencinin de Mısır’da bulunduğunu biliyoruz.
Hepsi ile irtibat kurulmuştur. Fevkalade gelişme olur da
yurttaşlarımızın tahliyesi söz konusu olursa süratle tahliye
olabilecek noktadadır. Bununla ilgili bir endişe yaşamıyoruz.
Ayrıca şirketlerimiz var, yatırımları var. Bu şirketlerimizin
Mısır’ın istihdamına 50 bin kişilik katkısı var. Şüphesiz bunlara
karşı bir hareket yönelirse en büyük zararı görecek Mısır
ekonomisidir. Bun konuda akıllı olduklarını düşünüyoruz. Ne Türk
vatandaşlarına karşı ne de Türk işverenlerine ve onların
yatırımlarına karşı herhangi bir olumsuzluğun söz konusu olmadığına
inanıyoruz. Farklı bir gelişme olursa da herkesin nerede olduğu
biliniyor ve süratle tahliye edilebilecek bir durumda."
"ANAYASA MAHKEMESİ’NİN KARARI SORUNA ÇÖZÜM GETİRMEYE
YÖNELİKTİR"
Bülent Arınç, Anayasa Mahkemesi’nin uzun tutukluluk süreleriyle
ilgili verdiği kararı da değerlendirdi. Arınç, Anayasa
Mahkemesi’nin henüz gerekçeli kararı yayımlamadığını, kısa kararın
yayımlandığını hatırlatarak, düzenleme için verilen 1 yıllık
sürenin ise gerekçeli kararın yayımlanmasının ardından söz konusu
olabileceğini anlattı. "Anayasa Mahkemesi’nin kararına karşı da
saygı duyuyoruz" diyen Arınç, "Ben zannediyorum ki Anayasa
Mahkemesi’nin bu kararı bu soruna çözüm getirmeye yöneliktir"
dedi.
REFAH SINIR KAPISI’NIN KAPATILMASI
Arınç, Mısır’daki darbenin ardından Refah Sınır Kapısı’nın
kapatılmasını ve Suriye’nin Kahire Büyükelçiliği’nin yeniden
açılmasını da değerlendirdi. Arınç, "Darbe yoluyla bir hükümet
devrilmişse, gazetelerin yazdığına göre Sayın Mursi’nin en büyük
kabahatlerinin birisi olarak zaten Gazze’nin açılmış olması ve
burayla Gazze-Filistin arasında bir irtibatın geçmişe göre daha
kolay hale gelmesi. Bu ideolojik bir bakış açısıdır. Doğrudur veya
yanlıştır deme noktasında değilim. Bunun mukabilinde de bildiğiniz
gibi başka yaptırımlar da söz konusuydu. Onlar lehine de; bazı
ülkeleri kastederek söylüyorum, adımlar atılmış olabilir. Bunların
hiç birisi kalıcı değildir. Ancak Mursi’nin gitmiş olmasından ve
ona karşı bir darbe yoluyla ellerinden bütün yetkilerin alınmış
olmasından memnun olan ülkelere baktığımız zaman, özellikle Mısır’a
komşu olan ülkeler başta olmak üzere bunun altında yatan sebepleri
tek tek görmek mümkün. Bunları siz yazın, biz okuyalım. Ama Hükümet
Sözcüsü olarak bunların üzerine müsaade edin ben bir şey
söylemeyeyim" dedi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, açıklamalarının ardından vatandaşların
Ramazan-ı Şerif’ini tebrik ederek, bu ayın huzur, sağlık ve
mutluluk içinde geçmesini temenni etti.