Bakan’dan Avrupa yorumu
Abone olKalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, “Türkiye’den bakıldığında iki farklı Avrupa var. Birinci Avrupa Türkiye’nin dönüşümüne destek olan Avrupa, ik...
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, “Türkiye’den bakıldığında iki
farklı Avrupa var. Birinci Avrupa Türkiye’nin dönüşümüne destek
olan Avrupa, ikinci Avrupa ise içine kapanık olan bir Avrupa”
dedi.
Boğaziçi Enstitüsü 5. Yıllık Seminerleri kapsamında Tarabya Fransız
Bahçeleri’nde düzenlenen akşam yemeğine, Kalkınma Bakanı Cevdet
Yılmaz, Fransa Avrupa İşleri Bakanı Thierry Repentin, Devlet eski
Bakanı Kemal Derviş, TÜSİAD Başkanı Muaharrem Yılmaz ile Boğaziçi
Enstitüsü Başkanı Bahadır Kaleağası katıldı.
’’İKİNCİ AVRUPA’DAN TÜRKİYE HOŞLANMIYOR’’
Burada katılımcılara yönelik bir konuşma yapan Kalkınma Bakanı
Cevdet Yılmaz, Türkiye’den bakıldığında iki farklı Avrupa olduğunu
görüldüğünü ifade etti. Birinci Avrupa’nın Türkiye’nin
modernleşmesine, değişimine, reformlarına, ekonomik olarak
gelişmemizde sosyal uyumu sağlamamızda demokrasimizi ileri
taşımamızda hep destek olmuş çok iyi bir Avrupa olduğuna değinen
Yılmaz, “Özellikle son on yılda Türkiye’nin geçirdiği olumlu
dönüşüm sürecinde büyük katkıları olmuş çok olumlu bir Avrupa.
Keşke sadece birinci Avrupa olsaydı ama maalesef ikinci bir Avrupa
var. Bu ikinci Avrupa Türkiye’nin pek hoşlandığı bir Avrupa değil.
İkinci Avrupa Türkiye’nin değişimine dönüşümüne destek olan bir
Avrupa değil” dedi.
İkinci Avrupa’nın kendi içine kapalı olan, gelecek odaklı değil
geçmiş odaklı, sabit kimlikler üzerine yargılar oluşturan bir
Avrupa olduğunu anlatan Yılmaz daha sonra şöyle konuştu: “Kendi
içerisindeki reformları gerçekleştiremeyen daha geniş bir
perspektifte olaylara yaklaşamayan bir Avrupa. En azından biz
Türkiye olarak böyle algılıyoruz. Türkiye’ye de hak ettiği gibi
davranmayan, hak ettiği hızda Avrupa ile entegrasyonuna izin
vermeyen bir Avrupa. Bu ikinci Avrupayı benimsemiyoruz. İkinci
Avrupa’nın sadece Türkiye için değil Avrupa içinde iyi olmadığını
düşünüyoruz. Eğer ikinci Avrupa hakim Avrupa olacaksa Türkiye’nin
bun içinde yer almasının çok büyük bir anlamı olduğunu
düşünmüyoruz. Birinci Avrupa’yı benimsiyoruz ama maalesef zaman
zaman ikinci Avrupa ile de yaşamak zorundayız. Bizlere düşen Avrupa
birliği olarak birinci Avrupa’yı daha ön plana çıkararak
ilişkilerimizi bu çerçevede geliştirmek. İkinci Avrupa hakim hale
gelirse ne Türkiye AB ilişkileri nede Avrupa’nın geleceği için
bence çok faydalı olmayacak”.
“AB MISIR VE SURİYE KONUSUNDA KENDİSİNİ SORGULAMALI”
"Avrupa Birliği ilişkilerimizde uzunca bir zamandan beri çok mesafe
aldığımız söylenemez" diyen Yılmaz konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İslam dünyasında Demokratikleşme süreci Mısır ve Suriye’de
sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Burada da Avrupa Birliğinin
kendisini sorgulaması gerekiyor diye düşünüyorum. Doğu Avrupa’daki
demokratikleşme sürecine ilgi gösteren ve çok büyük kaynaklar
aktaran Avrupa, maalesef Akdeniz’de İslam dünyasında
demokratikleşme sürecinde yeterince katkıda bulunamadı”.