Bakan Günay son anda neden kaçtı?

Abone ol

Meclis kürsüsünde darbelere ve darbecilere karşı konuşan Bakan Günay hükümeti temsil etmekten neden vazgeçti?

Meclis’te 12 Eylül’cülere yargı yolunu kapatan 1982 Anayasası'nın geçici 15. maddesinin kaldırılması görüşmeleri sırasında yaptığı konuşma ile hem yasal düzenlemeyi desteklemeyen 12 Eylül mağduru CHP ve MHP'yi ağır şekilde eleştiren, hem de yasal düzenlemenin gerekçelerini çok başarılı bir şekilde açıklayan Bakan Günay, yaptığı bir hareket ile kafaları karıştırdı.

15. maddenin kaldırılması ile yargı yolu açılan 12 Eylülcüler'in yargılanabilmeleri için zaman aşımı süresinin de kaldırılması gerekiyor. Yoksa 1980'de darbe yapan Kenan Evren ve arkadaşları 2010 yılında zaman aşımına uğradığı için yargı karşısına çıkamayacaklar. CHP'nin bu amaçla verdiği ve hükümeti zorlamaya çalışan “Zaman aşımını kaldıralım, 12 Eylül’cüleri yargılayalım” önergesi daha çok Ertuğrul Günay'ı zora sokuyor.

Mecliste yaşanan gelişmeleri köşesine taşıyan Hürriyet yazarı Yalçın Doğan, Bakan Günay'ın görüşmeler sırasında yaptığı ilginç hamleyi şöyle anlatıyor:

Sosyal demokrat soyunu unutarak, AKP’ye transfer olan, Kültür Bakanı Ertuğrul Günay 12 Eylül tartışmalarında kürsüde aslanlar gibi kükrüyor, darbeler üzerine sular seller gibi döktürüyor. Helal olsun.

Ancak, küçük bir sorunu var. O tartışmada hükümeti Günay temsil ediyor.

Mecliste usule göre, yasa görüşülürken önerge verildiğinde, başkan hem komisyona soruyor, hem hükümete, “önergeye katılıyor musunuz” diye.

CHP önergesi için de, aynı soru geçerli. Daha bir kaç dakika önce, darbecilere ve eleştiriler karşısında CHP’ye söylemediğini bırakmayan Günay’a da, başkan, hükümet adına ister istemez soracak, “katılıyor musunuz?”

Tehlikeyi (!) fark eden Günay, o soruya muhatap olmamak için, aniden yerinden kalkıyor, hükümet temsilciliğini Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’na bırakıyor.

Hükümet, dolayısıyla Eroğlu, ayrıca komisyon, dolayısıyla AKP önergeye katılmıyor. Sonuçta, 12 Eylül’cüler yargılanmaktan kurtuluyor.

Günay hükümet temsilcisi olarak orada otursa ve önergeye “evet” dese, bir bakan olarak yeni partisiyle çelişecek, “hayır” dese, attığı nutuk havada kalacak, en iyisi bırakıp kaçmak.

Yaptığı cinlik mi, çaresizlik mi, onu en iyi kendisi bilir. Benzer çaresizliği acaba başka zamanlarda, başka konularda da yaşıyor mu? Onu da, yine en iyi kendisi bilir. Vicdani bir konu.

Günün Önemli Haberleri