Bakan Fatih Dönmez doğal gaza yapılan zammın nedenini açıkladı
Abone olEnerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, elektrik ve doğalgaza yapılan zamlara ilişkin bir açıklamada bulundu. Dönmez, "Bizim doğalgaza zorunlu olarak yaptığımız fiyat artışları ithal ettiğimiz yurtdışı piyasalarının artışından kaynaklanıyor" dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, özel bir
televizyon kanalına katılarak basın mensuplarının sorularını
cevapladı. 540 milyar metreküp gazın tamamı çıkarabilecek mi
sorusunu cevaplayan Bakan Dönmez, “Bu üretilebilir rezerv miktarı.
Yani orada üretilemeyecek, sahada kalabilecek gaz miktarını biz
hesaplara dahil etmiyoruz. Dolayısıyla üretilebilir ortalama bir
değerden bahsediyoruz. Ama sahada üretim başladığında belki bazı
rakamlarda oynama olabilir. Bu normalde keşif hesaplama yöntemleri
ile uyumlu. Türkiye Petrolleri (TP) değil de başka bir firma
açıklamış olsaydı o da bu rakamları açıklayacaktı” diye
konuştu.
“Bizim doğalgazı zorunlu olarak yapmış olduğumuz bu
fiyat artışları ithal ettiğimiz yurtdışı piyasalardaki artışından
kaynaklanıyor”
Bakan Dönmez, doğalgaz ve elektriğe yapılan zamlara ilişkin,
“Elektrik ve doğalgaz piyasasına kısaca bakmakta fayda var. Bir
yerde doğalgazı petrolü çıkarttığınızda özellikle enerji ürünleri
küresel anlamda belirli yerlerde fiyatlanan ürünlerdir. Londra’da
petrolün fiyatı bugünlerde 75 dolar. Doğalgaz açısından
baktığınızda Hollanda merkezli bir borsada bugün itibariyle bir
önceki yıla göre fiyatı neredeyse iki kat artmış bir doğalgaz
fiyatını görüyorsunuz. Buna benzer Amerika’da belirli doğalgaz ve
petrolün ticarileştiği alınıp satıldığı merkezler var. Bu fiyatları
geçtiğimiz yılla mukayese ettiğimizde döviz bazında neredeyse iki
kat fiyat artışı oldu.
Geçtiğimiz yıl pandemi vardı ve tüketim küresel anlamda azalmıştı.
Nitekim belki son 20 yılın en düşük petrol fiyatlarını gördük.
Geçen sene 40 doların altına gelen bir petrol fiyatı vardı varil
başına. Bugün 75 doları zorlayan bir petrol fiyatından
bahsediyoruz. Enerji emtia ürünlerinde petrol lokomotif ürün. Onu
doğalgaz takip ediyor. Bir 6 ay geriden geliyor. Kömür fiyatları
yine bir enerji emtiası olduğu için onlar takip ediyor. Böyle
baktığımızda son bir yılda döviz bazında petrolde ve doğalgazda iki
kat ve iki katın üzerinde artışlar yaşandı. Biz aslında enerjide
dışa bağımlı bir ülkeyiz. Petrolümüzün yüzde 92’sini ithal
ediyoruz.
Yani bu kadar aramaya ve üretime rağmen henüz yüzde 8’ler
seviyesinde bir üretimimiz var talebi karşılama noktasında.
Doğalgaz durum daha da kötü. Yüzde 1 veya zaman zaman yüzde 2’sini
karşılıyoruz. Yüzde 98’ini ithal ediyoruz. İthal ettiğiniz bir
üründe ister istemez fiyat dalgalanmaları iç piyasalara da olduğu
gibi yansıyor.
Bugün mesela akaryakıt piyasasına baktığınızda orada pompa
fiyatları nerdeyse haftada bir değişiyor. Yurtdışında petrol
fiyatlarına gelen değişiklikler bir hafta sonra pompalara yansıyor.
Doğalgazda ise petrol fiyatlarındaki oynamalar çünkü doğalgaz
piyasasında formüllerin içerisinde ağırlıklı petrol ürünleri var.
Bunun anlamı petrol fiyatları bugün değiştiğinde altı ay sonra
doğalgaz fiyatlarını da değiştiriyor demektir. Bizim doğalgazı
zorunlu olarak yapmış olduğumuz bu fiyat artışları ithal ettiğimiz
yurtdışı piyasalardaki artışından kaynaklanıyor. Tabii kurdaki
değişiklikleri de üzerine koyduğunuzda yansıması bu şekilde
oluyor.” dedi.
“Kendiniz üretmediğiniz müddetçe fiyat dalgalanmalarına
maruz kalıyorsunuz”
Fiyat artışlarının Türkiye’nin ekonomisi ile bir alakası olmadığını
dile getiren Bakan Dönmez, “Tamamen yurtdışından ithal ettiğimiz
bir ürün bunun uluslararası piyasalarda bir fiyatı var. Siz de bu
fiyattan alıyorsunuz. Kendiniz üretmediğiniz müddetçe fiyat
dalgalanmalarına maruz kalıyorsunuz. Kaynak ülkeler ancak
maliyetlerini kontrol edebiliyor. Biz de petrol ve gazımızın büyük
bir kısmını kendi topraklarımızdan üretmiş olsak kendi
maliyetlerimiz görece daha ekonomik olacağı için yurtdışı fiyatlara
olan bağımlılığını azaltmış olacağız. Bütün gayretimiz de kendi
kaynaklarımızı mümkün olduğu kadar ekonomiye hızlı bir şekilde
kazandırmak. Böylece fiyat dalgalanmalarından çok daha az
etkilenmek” diye konuştu.
“İlk 6 ayda altı defa zam olduğu ifadesi var ama yüzde 1’lik
dilimler halinde yapıldı”
Elektrik ve doğalgaz zamlarının Temmuz’un başında yapılmasında bir
kasıt olup olmadığı sorusunu yanıtlayan Bakan Dönmez, şunları
aktardı:
“Elektrikte bizim fiyatlamalarımız her 3 ayda bir çeyrek dönemler
halinde yapılıyor. Mevzuat o şekilde. Yani 1 Ocak, 1 Nisan, 1
Temmuz ve 1 Ekim, tarife değişim dönemleridir. Maliyetlere
bakıyoruz, maliyetlerde bir değişiklik varsa o değişiklikler
fiyatlara yansıyor. Dolayısıyla Haziran’ın başında yapalım durumu
yok. Doğalgazda niye aylık yapılıyor sorusunu soracak olursanız,
doğalgazda düzenleme aylık olarak yapılır. Çünkü ithal bir ürün. O
ay eğer ithal ettiğiniz ürünlerde döviz bazlı bir hareketlenme
varsa veya kurda bir oynama varsa bunun süratle tüketiciye
yansıtılması adına orada aylık periyotlarla güncelleme
yapılabiliyor. Biz her zaman da yapmıyoruz doğalgazda. İhtiyaç
olursa yapıyoruz.
İlk 6 ayda altı defa zam olduğu ifadesi var ama yüzde 1’lik dilimler halinde yapıldı. Dolayısıyla o şekilde izah etmekte fayda var.
Elektrik ile ilgili şunu da ilave etmemde fayda var. Özellikle
içinde bulunduğumuz sezon çok kurak geçiyor. Bizim yaklaşık kurulu
gücümüzün yüzde 28’i hidrolik elektrik santrallerinden oluşuyor.
Geçtiğimiz yıla göre barajlarda su seviyesi neredeyse yarı yarıya
düştü. Dolayısıyla hidrolikten elde ettiğimiz elektrik miktarı
düşünce talep de arttı. Bu açığı nasıl kapatacaksınız? Doğal olarak
termik santrallerle kapatıyorsunuz. Termik santrallerde de doğalgaz
ve ithal kömür yine ithal yakıt. Oradaki maliyet artışları da
toptan elektrik fiyatlarına yansıdığı için fiyatlarda biz zorunlu
artışa gidildi.”
“2023 gibi ilk üretime başlarız, muhtemelen de 2027-2028’de
plato dediğimiz maksimum seviyeye ulaşır”
540 milyar metreküp doğalgazın kaç yıllık ihtiyacı giderir sorusunu
yanıtlayan Dönmez şunları söyledi:
“Şu anda 540 milyar metreküplük bir rezervimiz var. Türkiye’nin
ortalama 50 milyar metreküp civarında bir tüketimi var. 10 yılın
üzerinde teorik olarak yetiyor. 10 yıl buradan gazı alacağız 10 yıl
dışarıdan almayacağız anlamında gelmiyor. Bunun günlük ve yıllık
üretim miktarı var bu sahaların. Bizim hesaplamalarımız 2023 gibi
ilk üretime başlarız. Muhtemelen de 2027-2028’de plato dediğimiz
maksimum seviyeye ulaşır. Sonrasında bu sahanın başlangıç
üretimiyle nihai üretimi arasında 25-30 yıllık bir üretim planı
hazırlığı yapıyoruz. O çerçevede baktığımızda bugünkü tüketim
verilerini dikkate aldığımızda neredeyse yüzde 30-35 arasında gaz
ihtiyacımız karşılamış olacağız. Türkiye şu anda enerji tüketiminin
yüzde 1’ini üretebiliyor.”
Faturalara yansıyacak mı?
Çıkarılacak doğalgazın vatandaşın faturalarına yansımasının ne
zaman olacağı sorusunu yanıtlayan Bakan Dönmez, şöyle devam
etti:
“Bu gazı üretip sisteme bastığımız andan itibaren vatandaşımıza
yansımış olacak. 2023’ten itibaren etkilerini göreceğiz. Sisteme
bastığımız gaz oranında ithal gazımızı azaltmış olacağız.
Mühendislik çalışmaları tam netleşmedi ama bizim yaptığımız
çalışmalarda ilk yıl 3 ile 5 milyar metreküp sisteme girmiş
olacağız. Sonra da toplamda 2027-2028’e geldiğimizde 15 ile 20
milyar metreküp yıllık sisteme gaz basmış olacağız. Aslında
konutların ihtiyacı plato döneminde hemen hemen Sakarya Gaz
Sahası’ndan karşılanacak demektir. Ama ilk yıldan itibaren bunun
etkilerini görmeye başlayacağız.”
“Yapılan tüm çalışmalar şu anda ithal ettiğimiz gaza göre buradan
gazın çıkacak maliyetinin daha ucuz olacağını
gösteriyor”
Gazın çıkartılması için harcanan maliyetin çıkartılan gazın
maliyetini karşılayıp karşılamayacağı sorusu üzerine şunları
kaydetti:
“Yapılan tüm çalışmalar şu anda ithal ettiğimiz gaza göre buradan
gazın çıkacak maliyetinin daha ucuz olacağını gösteriyor. Rakam
bugünden vermek doğru değil. Çünkü günün sonunda yatırım miktarları
netleşecek. Ayrıca gazın bir çıkartma işletme maliyetleri var.
Bunları da koyacağız. Burada işin ekonomisi neyi gerektiriyorsa o
şekilde hareket edilecek. Ama tüm öngörüler, tüm çalışmalar bugün
ithalat ettiğimiz gaza göre buranın çok daha ekonomik bir maliyet
sunacağını gösteriyor. Derin denizde şüphesiz maliyetler, karadaki
üretim maliyetlerine göre tüm dünyada olduğu gibi bizde de pahalı
olacak. Ama bizim avantajımız şu; biz Türkiye’ye gazı nereden ithal
ediyoruz? Rusya’dan, Azerbaycan’dan. Buralardan binlerce kilometre
uzaktan boru hatları ile gaz buraya taşınıyor. Doğalgaz piyasasında
şu mantık var; piyasada bir nihai toptan satış fiyatı var. Ama bir
de kuyu başına gittiğinizde orada bir üretim maliyeti var. Her
zaman üretici taşıyıcı olmaz. Boru hatlarını işleten şirketler,
farklı yatırımcılar da olabilir. Bizim avantajımız, binlerce
kilometre uzakta Sibirya’daki bir gaza göre ya da Hazar Denizi’nde
çıkan veya İran’ın körfezde çıkan gazına göre taşıma maliyetlerini
dikkate aldığınızda burası ekonomik olacak.”