Bakan Dönmez: Hedef ‘tam bir enerji merkezi’ olmak
Abone olEnerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, enerji piyasalarında serbestleşme için yeni adımların sinyalini verirken, yeni kaynakların keşfiyle Türkiye’nin önümüzdeki dönem enerji yolculuğunu ve enerji politikalarındaki yol haritasını anlattı.
Dünya çapında enerji politikalarında değişim sinyalleri
gelirken, Türkiye’nin enerjide attığı aktif adımlar ülke içinde
olduğu kadar ülke dışında da dikkat çekiyor. Türkiye’nin enerji
pozisyonunun geleceğini ve bölgedeki enerji odaklı tartışmaları
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez cevapladı.
- Türkiye'nin önümüzdeki döneme dair enerji
politikalarında hedefleri ve küresel enerji stratejilerinde değişen
öncelikleri nelerdir?
Türkiye olarak enerjide atacağımız adımları üç temel üzerine inşa
ediyoruz. Bu temelleri arz güvenliği, yerlileştirme ve
öngörülebilir piyasalar olarak sıralayabiliriz. Milli enerji ve
maden politikamızın da sac ayakları olan bu temellerle
çalışmalarımızı güçlendirerek sürdürüyoruz. Politikamızın en önemli
hedeflerinden birisi de milletimize kesintisiz enerji sağlamak.
Enerjide arz güvenliğini tam anlamıyla sağlamış bir Türkiye ortaya
çıkardık. Bugün, TürkAkım ve TANAP gibi uluslararası projelerle
doğal gazda kaynaklarımızı çeşitlendirdik. Sadece ülkemizin değil
Avrupa’nın da enerji arz güvenliğinde anahtar role sahip bu
projeler, enerjide merkez olma hedefimize de çok önemli katkılar
sağladı. Ulusal anlamda da FSRU, LNG terminallerimiz ve yer altı
doğal gaz depolama tesislerimizle arz güvenliğimizi teminat altına
alıyoruz. Mümkün olduğu kadar farklı ülkeden, mümkün olan en ucuz
ve güvenli gazı ülkemize ulaştırıyoruz.
Yenilenebilir enerjide rekorlar yılı
Yenilenebilir enerjide de çok önemli rekorların altına imzamızı
attık. 2020’de devreye aldığımız 4800 MW kurulu gücümüzün neredeyse
tamamı yenilenebilir kaynaklardan oluştu. 2021’in ilk iki ayında
devreye aldığımız 831 MW kurulu gücün 801 MW’ı, yani yüzde 96,4’ü
yenilenebilir kaynaklardan oluştu. Bu rekorlarımız sayesinde her
zaman altını çizdiğimiz “Daha fazla yerli, daha fazla
yenilenebilir” enerji mottomuzu daha gür bir sesle tekrarlayacağız.
Enerjide yerli ve yenilenebilir kaynakların lokomotif olduğu bir
piyasa inşa edeceğiz. Dengeli bir enerji portföyü için nükleer
enerji ve yerli kömürde de yatırımlarımız devam ediyor. Nükleerde
üçüncü reaktörün temelini attık. 2023’te elektrik üretimine
başlamayı hedefliyoruz. Yerli kömürde de çevreci teknolojilerle
farklı yerli enerjinin daha fazla enerji sepetimizde yer alması
için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Serbest piyasa kuralları güçleniyor
Türkiye’nin enerji politikalarındaki yolculuk, “transit” ülke
olmaktan, “hub” olmaya doğru evrilerek geldi. Enerji transit gücü
ve arz çeşitliliği ile yeni yolculuk Türkiye’nin pozisyonunu nereye
taşıyacak?
Türkiye olarak birçok alanda olduğu gibi enerji alanında da
büyük bir potansiyele sahibiz. Bu potansiyeli ortaya çıkarmak ve
özellikle komşu coğrafyalarla ortaklıklarımızı artırmak için birçok
alanda projelerimiz sürüyor. Bu projelerimizden nükleer enerji ve
Karadeniz gazı 2023’te vatandaşımızla buluşacak. Bu sayede enerji
ihtiyacımızın önemli bir bölümünü karşılamış olacağız. Bu
projelerimiz hayata geçmek için gün sayarken enerjide serbest
piyasa kurallarını daha da güçlendiriyoruz. Enerjinin her alanında
yüksek rekabet ve yüksek kalite anlayışıyla piyasa oyuncularına tam
bir serbestlik sağladık. Bu serbestliği doğal gaz ticaretinin kalbi
haline gelen Organize Toptan Doğal Gaz Satış Piyasası (OTSP) gibi
projelerimizle taçlandırdık. Bölgemizde doğal gazın serbest şekilde
alınıp satıldığı tek ülke olarak büyük bir yeniliğe öncülük ettik.
Bu anlayışımızla ülkemizin bir ticaret merkezi olma yolunda en önde
ilerleyen ülkelerden olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Türkiye’nin potansiyeli bizleri transit ülke olmaktan çok daha öte
bir noktaya taşımaktadır. Biz piyasa derinliğinin arttığı, çok daha
fazla oyuncunun dâhil olduğu, enerji piyasasına yön veren, enerji
fiyatlandırmasının yapıldığı tam bir enerji merkezi olmayı
hedefliyoruz. Bunun için sadece taşıma değil üretimden
fiyatlandırmaya kadar her aşamasını inşa ettiğimiz bir sistemi
kurgulamayı hedefliyoruz. Hem Karadeniz’deki hem de Akdeniz’de
aramalarımız devam ediyor. Bu aramalarımızda sonuca ulaştıkça
ülkemizin tedarikçi rolü de ortaya çıkacaktır.
‘Sakarya gazı, bölgede arz güvenliğine katkı
sağlayacak''
Sakarya’daki gaz rezervlerinin Türkiye’nin bölgedeki enerji
pozisyonuna nasıl etki etmesini bekliyorsunuz? ´
Bölgemizde hem enerji nakil hatları hem de enerji teknolojileri açısından önemli bir merkez konumundayız. Sahip olduğumuz jeopolitik önemi yatırımlar ve projelerle destekleyerek adım adım enerji “hub”ı olma yolunda ilerliyoruz. Bu durum Sakarya Gaz Sahası’ndaki keşfimizle yeni bir boyut kazanıyor. Ülkemiz artık hidrokarbon yataklarına komşu olmanın ötesinde bu yataklara sahip ülkeler arasına girecek. Karadeniz’de keşfettiğimiz 405 milyar metreküplük doğal gazla sadece ülkemizin değil bölgemizin de arz güvenliğine ciddi bir katkı sağlayacağız. Türkiye’nin sahip olduğu siyasi istikrar, ekonomik büyüklük ve enerji altyapısı Karadeniz gazıyla birleşecek ve bölgemize güven verecek. Karadeniz doğal gazı bölgemiz için miktarının çok ötesinde bir anlama sahip. Bu keşif bir taraftan Türkiye’nin enerji aramalarındaki kararlılığını tüm dünyaya gösterirken diğer taraftan da bölgemizin istikrarı için yapabileceğimiz olumlu katkılara güzel bir örnek oldu.
‘Kendi gazımızı kendimiz çıkaracağız'
Sakarya gazını çıkarmak için uluslararası bir partner arayışı söz
konusu mu? Keşfedilen gazın sertifikalandırılması, yapısı ve
yapılan testler konusundaki detaylar ne zaman netleşir?
Sakarya Gaz Sahamızda keşfettiğimiz doğal gazı çıkarıp ülkemize ulaştıracak teknik ve yönetim kabiliyetine sahibiz. Gerek mühendislerimizin teknik becerileri, gerek teknolojik altyapımız, gerekse kurumlarımızın yarım asrı aşkın proje yönetim deneyimi Karadeniz gazını ülkemize getirmeye yeter. Bu nedenle şu anda bir partner arayışında değiliz. Kendi gazımızı kendimiz çıkaracağız. Tüm dünyada hidrokarbon arama ve üretim trendlerini takip ediyoruz. Gereken alanlarda hizmet alımı da gerçekleştiriyoruz. Tüm dünyada yapılan yöntemleri biz de uyguluyoruz, uygulamayı da sürdüreceğiz. Hidrokarbon sektörü global bir sektör. Sektörün her bir kademesinde uluslararası tecrübeye ve insan kaynağına sahip farklı firmalar var. Bu tecrübelerden de faydalanmak isteriz. Eğer şartlar uygun olursa ileride bu tür iş birliklerini değerlendirebiliriz.
-Karadeniz'deki gaz arama çalışmaları devam ederken, önümüzdeki dönemde Bulgaristan ve Romanya ile enerjide yeni bir iş birliği doğar mı?
Karadeniz’e kıyısı olan ülkeler ve şirketleri birçok alanda çeşitli faaliyetler yürütüyorlar. Biz de bunları hem akademik hem de teknik düzeyde yakından takip ediyoruz. Bu çalışmaları yakından izlemekle beraber, önceliğimizin de kendi ruhsat alanlarımız olduğunu belirtmek isterim. Önce kendi ruhsat alanlarımızı tam anlamıyla arayacağız. Sakarya Gaz Sahası’nda olduğu gibi yeni keşiflere ulaşırsak gerekli çalışmaları yapıp üretime geçeceğiz. Aramaların teknik yönüne baktığımızda ise Bulgaristan, Romanya ve bizim gerçekleştirdiğimiz bazı aramaların konseptlerinin benzerliğini görüyoruz. Şu anda bir iş birliği olmasa da bu benzerlik ilerleyen dönemde karşılıklı bir görüş alış verişine dönüşebilir. Türkiye olarak hem Akdeniz hem de Karadeniz’de bölgenin istikrarına katkı sağlayacak iş birliklerine açık olduğumuzu birçok defa belirtmiştik.
Türkiyesiz Doğu Akdeniz gaz forumu gerçekçi
değil
Doğu Akdeniz’deki derin deniz sondaj çalışmalarından nasıl bir
sonuç bekliyorsunuz? İsrail’in Türkiye’ye Doğu Akdeniz Gaz
Forumu’na davetini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Akdeniz’de uluslararası hukuku ve bölgesel istikrarı desteklemeyi sürdüreceğiz. Bu süreçte haklarımıza ve KKTC’nin haklarına saygı duyan tüm taraflarla iş birliğine açığız. Türkiye olarak barış, huzur ve adil bir enerji paylaşımı için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Libya ile yaptığımız anlaşma da bu kapsamda değerlendirilmeli ve bölgemize sunduğumuz önemli bir katkı olarak görülmelidir. Daha önce de söylediğimiz gibi kimsenin hakkında gözümüz yok. Ancak haklarımızdan da asla vazgeçmeyeceğiz. Bu kararlılığımıza tüm tarafların saygı göstermesini istiyoruz. Çünkü biz bölgemizdeki tüm ülkelerin ve milletlerin haklarına saygılıyız. Sahip olduğumuz enerji altyapısı ve dâhil olduğumuz uluslararası enerji projeleri de düşünüldüğünde; bölgemizde Türkiyesiz hiçbir platformun gerçekçi olmadığını görürüz. Doğu Akdeniz Gaz Forumu da bu kapsamda değerlendirilebilir.
- Güney gaz koridoru kapsamında ileride Doğu Akdeniz gazının Türkiye'de TANAP üzerinden Avrupa'ya iletilmesini olası görüyor musunuz?
Güney Gaz Koridorunun en uzun ve önemli parçası olan TANAP’ı tamamlayarak hizmete almıştık. TANAP’tan Avrupa’ya gaz akışı da bu yıl başladı. TANAP ile ülkemize yılda 6 milyar, Avrupa’ya ise 10 milyar metreküp doğal gaz taşınacak. Koridorun son halkası olan TAP ile birlikte de koridor tamamlanmış oldu. Bu sayede Azerbaycan gazı Avrupa’ya taşınmış oldu. Tarafların haklarına karşılıklı saygı içerisinde bir araya gelebileceği her platforma açığız.
Gaz kontratları güncellenecek doğalgaz fiyat müzakerelerinde Türkiye nasıl bir strateji izleyecek ?
Geçmişte, doğal gaz sözleşmelerinde petrole endeksli fiyat mekanizmaları kullanılmaktaydı. Günümüzde ise özellikle ABD’nin de piyasa girmesi ile küresel olarak yükselen LNG ticareti hub endeksli fiyatlamanın oranını da arttırdı. Bugün alternatif tedarik imkânlarının çoğalmasıyla doğal gaz ticaretinde gazın gaz ile rekabeti öne çıkıyor. Sonuç olarak, mevcut sözleşmeler imzalandıkları tarihte piyasa şartlarındaki cari uygulamalarla uyumlu olarak düzenlenmiş iken bugün de güncel piyasa koşullarında ağırlık kazanan hub bazlı fiyatlamalar dâhil güncel piyasa şartları dikkate alınarak sözleşme görüşmeleri sürdürülüyor.
- Özellikle al ya da öde sisteminden çıkabileceğimiz
konuşuluyor siz ne düşünüyorsunuz?
Uzun dönemli doğal gaz alım satım anlaşmaları akdedildikleri
dönemde doğal gazın iletimi için gerekli yüksek altyapı
maliyetlerinin amortismanı da göz önünde bulundurularak asgari alım
taahhütleri içermekteydi. Günümüzde böyle bir durum söz konusu
olmadığı için son yıllarda yapmış olduğumuz yatırımların da
etkisiyle daha esnek şartlar içeren doğal gaz alım sözleşmeleri
yapılıyor. Bununla birlikte asgari alım miktarı kadar asgari teslim
miktarının da arz güvenliği açısından sözleşmelerin öncelikli bir
unsuru olduğunu unutmamalıyız.
- Türkiye'nin satın aldığı gaz fiyatlarında bir düşüş
beklemeli miyiz?
Uluslararası piyasalarda işlem gören bir meta olan doğal gaz için
referans fiyatlar mevcuttur. Genel olarak piyasa fiyatlamalarında
bu söz konusu referans değerler ön plana çıkmaktadır. Son dönemde,
Karadeniz’deki doğal gaz keşfi, alternatif doğal gaz giriş
noktaları, LNG tedarik kapasitesindeki artış gibi hususlar fiyata
dair müzakerelerde pozisyonumuzu güçlendirmektedir.
- İstanbul enerji borsa hacminin kısa ve orta vadede ne
kadar olmasını hedefliyorsunuz?
Organize Toptan Doğal Gaz Satış Piyasası’nda 2020 yılında yaklaşık
2,1 milyar metreküp miktar karşılığı takribi 2.9 milyar TL hacim
gerçekleşti. Bu seviye bazı Avrupa ülkelerinin tüketim değerlerinin
üzerindedir. Vadeli işlemlerin başlaması ile birlikte bu hacim daha
da artacak. Hem serbestleşme hem de ülke içi fiyat yapısını bozmama
çabası.
- Borsanın açılışıyla doğalgaz piyasasında serbestleşme
adımları görülür mü?
Organize Toptan Doğal Gaz Satış Piyasası Eylül 2018’de faaliyete
geçmişti. Mevcut süreçte vadeli işlemler de devreye alınıyor. Bu
gelişmeler piyasa serbestleşmesine katkı sağlayacak önemli
unsurlar. Ancak serbestleşme sürecinde nazara alınması gereken
hususlar var. Bir yandan gelişmiş bir doğal gaz piyasasının
gereklerini yerine getirmek adına serbestleşme adımları atılırken
diğer yandan ülke içindeki fiyat yapısının bozulmaması, vatandaşa
ilave bir maliyet yansımaması için gerekli planlamalar
yapılıyor.
10 farklı ülkeden LNG tedariki
Ülkemizde LNG alımları ve LNG yatırımlarında önemli bir artış
gerçekleşti. LNG’nin enerji sepetindeki önemi artacak mı?
Hâlihazırda iki tane uzun dönemli LNG sözleşmemiz bulunmaktadır. Bu
noktada orta vadeli ve spot sözleşmelerle portföyümüzü
çeşitlendiriyoruz. Bu kapsamda, 2020 yılında 10 farklı ülkeden LNG
tedarik ettik. Boru gazından farklı olarak LNG’de küresel piyasada
ticaret yapma imkânı mevcut. Yapılan bu sözleşmeler; LNG, FSRU ve
depolama tesislerinin artan kapasiteleriyle birlikte ülkemizin arz
güvenliğinin sağlanmasında ciddi katkı sağlıyor. LNG, özellikle
farklı spot piyasalardan gaz tedarikine imkân vermesi, boru hatları
gibi daha uzun ve maliyetli bir yatırımı olmaması ve tüketimin çok
arttığı zamanlarda esnek bir arz güvenliği sunması gibi avantajları
nedeniyle tüm dünyanın da daha fazla tercih ettiği bir yöntem
olmaya başladı. Bizler de aynı şekilde altyapımızı ona uygun bir
şekilde hazırlıyoruz.