Bahçeli’ye yanıt verdi
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin genel başkanlarının ismini ağzına almayacağını ve bunlara bakan ve milletvekili arkadaşlarının ce...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin genel başkanlarının
ismini ağzına almayacağını ve bunlara bakan ve milletvekili
arkadaşlarının cevap verdiğini söyledi. Erdoğan, kendisini
eleştiren MHP lideri Devlet Bahçeli’ye yanıt verdi.
Başbakan Erdoğan 2 günlük Van gezisi kapsamında Özalp ilçesinde
gerçekleştirilen toplu açılış törenine katıldı. Cumhuriyet Caddesi
miting alanında konuşan Başbakan Erdoğan, Van’da yapılan açılışlara
değindi. Bugün de Özalp ve Erciş’te toplu açılışlar yapacaklarını
belirten Başbakan Erdoğan, çok anlamlı bir gün yaşadığını
söyledi.
“ÖZALP’İN AYRI BİR YERİ VAR”
12 Eylül 1980 öncesi Özalp’e gerçekleştirdiği ziyareti hatırlatan
Erdoğan, Özalp’in kendi açısından ayrı bir yeri olduğunu
belirterek, “12 Eylül 1980 öncesinde siyasi bir partinin İstanbul
gençlik kolları başkanıydım ve Van’a görevlendirildim. Dediler ki
Van’ın Özalp ilçesine gidebilirsin. Ben de buralara gelerek geceyi
burada geçirmem gerekiyordu. Çaybağı köyüne gittim ve burada bir
evde geçirdim. Yani Anadolu’da kerpiç ev denilir, burası da malum
ot ve çamurdan yapılan o evlerden birinde ama tezek yakılan bir
evde misafir oldum. Yer yataklarında yattım ama gönülden ikramlarla
o geceyi orada geçirdim. Benim dünyamda çok anlamlı bir geceydi.
Fakat sohbetimizi yaptığımız, o çalışma 78-79 yılındaydı. Ben bir
gençtim ve buradaydım. Bu muhabbetimizi yaptık. Şimdi Van’da bu
açılışları yaptık. Özalp’te de bugün bu açılışları yapıyoruz.
Açılışlar bizim görevimiz, vazifemiz. Biz Özalp’e esasen muhabbet
için geldik, hasret gidermek için geldik, sizin gönül sohbetinize
mazhar olabilmek için geldik. Ülkenin en doğusundaki bu ilçemizin
halini hatırını sormak, dertleşmek istişare etmek için ayağınıza
geldik. Çarşamba günü buradan binlerce kilometre uzaklıkta
Kosova’daydım. Orada bir Türk firması tarafından yapılan havalimanı
tesislerini açtık. Hem de Kosovalı kardeşlerimiz Türk ve Arnavut
kardeşlerimizle muhabbet ettik. Ayağımızın tozuyla Van’a geldik siz
değerli kardeşlerimizle muhabbet ettik. Şimdi de İran sınırındaki
siz değerli kardeşlerimizle birlikte hasret gidermenin heyecanı
içerisindeyiz” dedi.
“UZAK KAVRAMINI TANIMIYORUZ”
Hükümet olarak uzak kavramını tanımadıklarını, ücra kavramına da
lügatinde yer vermediklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan sözlerini
şöyle sürdürdü: “Nerede nefes alıp veren bir insanımız varsa
gönlümüz orada. Nerede bir vatandaşımız, kardeşimiz, dostumuz varsa
bizim gönül muhabbetimiz orada. Biz Ankara’ya kendisini mahkum
eden, Ankara’nın dışına kulağını tıkayan bir hükümet olmadık,
olmayacağız. Kendimiz gidemediğimiz yere bakan, milletvekili
arkadaşlarımız gitti. Fırsat bulamadığımız, ziyaret edemediğimiz
yerlere hizmetlerimiz yatırımlarımız gitti. En batıda Meriç’e,
Gökçeada’ya, Bozcaada’ya, Çeşme’ye ne hizmet götürdüysek en doğuda,
Doğubayazıt’a, Şemdinli’ye, Saraya, Özalp’e de o hizmeti götürdük.
Kuzeyi nasıl kucakladıksa, güneyi öyle kucakladık. Batıya hangi
nazarla, gözle baktıksa doğuya da aynı nazarla baktık.”
“2 YILDA 5 MİLYARLIK YATIRIM”
Van depreminden sonra Van’a 2 yılda 5 milyar TL’lik yatırım
yapıldığını yineleyen Erdoğan, “Dün Van’da bir tek açılış töreniyle
1 milyar 411 milyon liralık yatırımı hizmete aldık. Oradan
üniversitemize geçtik ve 21 milyonluk yatırımın açılışını yaptık.
Burada 15 milyonluk yatırımın ardından Erciş’e geçip 72 milyonluk
yatırımın açılışını yapacağız. Toplamda 1,5 milyarlık yatırımı
gerçekleştiriyoruz. 2 yıl içerisinde Van depreminden bu yana 5
milyar TL’lik yatırım yapıldı. Cumhuriyet tarihinden bu yana böyle
yatırım yapılmadı. Çünkü biz bu milletin efendisi değil, bu
milletin hizmetkarıyız. Onun için bizim kitabımızda, lügatimize
ayrımcılık yok. Biz biriz, beraberiz, Hep birlikte Türkiye’yiz.
Bizim durumumuzu bu” dedi.
“KURU İDEOLOJİ PEŞİNDE KOŞMUYORUZ”
Gerilim siyaseti istemediklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, “Biz
kuru ideolojilerin peşinde koşmuyoruz. Gerilim siyaseti
istemiyoruz. Davamız hizmet, fikrimiz hizmet, ideolojimiz hizmettir
ve biz bu ülkede Türk’üyle, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Gürcü’sü,
Abaza’sı, Boşnak’ı, Roman’ıyla ne kadar etnik unsur varsa hep
birlikte yaratılanı yaratandan ötürü seviyoruz. Farkımız bu. Onun
için biz bir etnik unsurun partisi değiliz, bir bölgenin partisi
değiliz, tüm Türkiye’nin, tüm milletimizin partisi ve 76 milyonun
hizmetkarı bir hükümetiz. 780 bir bin kilometrekaresindeki
vatandaşın yüzünü güldürmek bizim davamızdır” dedi.
“KALKINMAYLA HUZUR PARALELDİR”
Huzurun olmadığı yerde kalkınmanın ve ilerlemenin olamayacağını
söyleyen Erdoğan şunları kaydetti: “Kalkınmayla huzur birbiriyle
paraleldir. Huzurun olmadığı yerde kalkınma olmaz, ilerleme olmaz,
terakkiyle tekabül olmaz. Kalkınmanın olmadığı yerde huzur olmaz,
refah, muhabbet olmaz. 11 yıl boyunca huzuru pekiştirmenin,
kalkınmayı sağlamanın mücadelesini verdik. Hem ekonomik, hem
demokrasi dedik. Birini diğerine tercih ve feda etmedik. Ülke
ekonomik olarak büyüyecek, ileri demokrasi standardına ulaşacak
dedik ve 11 yıl boyunca mücadelesini verdik. Tüm tehditlere tüm
tuzaklara rağmen milletimizin desteği ve hayır duasıyla çok güzel
hizmetler ürettik. Geçmişin yaralarını tedavi etmenin gayreti
içinde olduk. Geçmiş artık geride kaldı. Türkiye 11 yıl boyunca
yaptığı reformlarla daha güçlü, çok daha ileri demokratik
standartlara sahip bir küresel güç haline gelmiştir. Geçmişin
tartışmalarıyla geleceği karartmayız, umutsuzluğa mahkum
olmayacağız. Geçmişten ibret alacak, hatalardan sakınacak, geleceği
birlikte inşa edeceğiz.”
“SİLAH DEMOKRASİNİN YOLU DEĞİLDİR”
Silah ve molotofkokteylinin demokrasinin yolu olmadığını vurgulayan
Erdoğan; “Her ne sorun varsa oturacak, konuşacak, samimiyetle
yüreklerimizi birbirimize açacağız. Silah demokrasinin yolu
değildir, şiddet demokrasinin yolu değildir, molotofkokteyli
demokrasinin yolu değildir. Esnafımızı, vatandaşımızı kepenklerini
indirmeye mahkum etmek özgürlük mücadelesi değildir. Ne biliyorsak
bunları masada konuşalım. Hepsinden öte 4 yılda bir genel, 5 yılda
bir yerel seçimde sandık gelecek, hür irademizle sandıkta
kararımızı verelim ve bu karar da herkes saygı duysun” diye
konuştu.
“HAYAL GİBİ GÖRÜNENLER GERÇEK OLDU”
Mustafa Muğlalı Kışlası’nın isminin değiştirilmesini hatırlatan
Erdoğan; “11 yıl önce hayal gibi görünen nice talepler gerçeğe
dönüştü. Artık Muğlalı kışlası diye bir kışla yok. Bu ismi biz
kaldırdık. Çünkü talep buydu, doğru bir adım değildi ve u adımı da
biz kararlı bir şekilde attık. Bunu yapan iktidar burada. Bugün
Türkiye’de 2 kişiden bir tanesi AK Parti diyorsa bunun sebebi işte
budur. Özgürlükçü olmak, tüm milleti temsil etmektir. Demokrasiyi
müdafaa etmek tüm milleti savunmaktır. Bir etnik milleti savunmak,
milleti sevmek anlamına gelmez. Millet kavramının içinde Türk,
Kürt, Laz, Çerkez, Abaza, Roman, Boşnak var. Ama siz bunun önüne
bir etnik unsurun ifadesini koyarsanız olmaz. Türkiye Cumhuriyet
vatandaşlığı çatısı altında hep birlikte toplanalım. Bir olduk, iri
olduk, diri olduk, Türkiye olduk. Olay bu. İnşallah bugünün
hayallerini de hedef yapacak, hedeflerimizi Allah’ın izniyle tek
tek gerçeğe dönüştüreceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın
.Türkiye çözüm süreciyle birlikte çok güzel ivme kazandı, bahar
iklimine kavuştu. Bu baharı kışa çevirmek isteyenler var, bahardan
rahatsız olanlar var, aydınlıktan rahatsız olanlar, kara kışı,
karanlığı özleyenler var. Siz ne diyorsunuz, Özalp ne diyor. Hayır
diyor. Huzurdan barıştan kardeşlikten rahatsız olup gençlerimizi
ölüm tuzağına çekenler var. Kandan beslenmeyi alışkanlık halinde
getiren bu çevrelere fırsat vermeyeceğiz. Düşmanlarımızı değil,
dostlarımızı sevindireceğiz. Terörden, silahtan, şiddetten medet
uman çevrelere fırsat vermeyeceğiz. Her meselenin çözüm zemini
siyasettir. Silah ve şiddet hiçbir meseleyi çözmemiştir ve çözmez.
Silah ve şiddet acıdan başka bir şey getirmedi ve getirmez. Öyleyse
silahın, şiddettin, araya girmesine izin vermeyeceğiz. Bu bahar
ikliminin bozulmasına silahların konuşmasına müsaade etmeyeceğiz.
Önce Allah’ın sonra sizlerin sayesinde kavuştuk. Sizin hayır
dualarınızla, desteğiniz, muhabbetinizle çok daha güzel günlere hep
birlikte erişeceğiz. Bölgede, barışı, kardeşliği hakim kılacak,
bölgenin hızla kalkınmasını mümkün hale getireceğiz” dedi.
“VAN’A OLAN SÖZÜMÜZÜ TUTTUK”
Van’da büyükşehir sözü verdiklerini ve bu sözü tuttuklarını
belirten Erdoğan şu ifadelere yer verdi: “Van’a bizim bir sözümüz
vardı, Van’ı büyükşehir yapacağız dedik ve yaptık. Geçen yıl ilgili
kanunu çıkardık ve Van’ın yanında 13 ilimizi daha büyükşehir
yaptık. Biz Türkiye’nin, tüm milletimizin hizmetkarıyız ve şimdi
Van’ı büyük şehir yaptık. 30 Martta yapılacak seçimde artık Van
büyükşehir belediyesi olarak hizmet verecek. Bu hizmeti verirken
artık köy yok, mahalle var, belde yok, mahalle var. Bunlar
ilçelerin mahallesi olacak. Yani Özalp’in köyleri hepsi Özalp’in
birer mahallesi olacak. Özalp ilçe belediyesi buralara hizmet
vermek zorunda. ‘Köydür il özel idaresi hizmet versin’ diyemez. İl
Özel İdaresi de kalkıyor. Van’da il genel meclisi olmayacak, sadece
büyükşehir belediye meclisi olacak. Fakat altyapıyı, buranın su
kanalizasyon sorunlarını büyükşehir belediyesi çözecek ve aynı
zamanda büyükşehir teşkilatının itfaiyesi olacak. Bir yangın
olduğunda itfaiye teşkilatı devreye girecek. İmar planlarını herkes
istediği gibi yapamayacak.”
“MUHALEFETİN GENEL BAŞKANLARININ İSMİNİ AĞZIMA ALMAYACAĞIM”
Muhalefetin genel başkanlarının ismini ağzına almayacağını dile
getiren Erdoğan, bunlara bakan ve milletvekili arkadaşlarının cevap
verdiğini söyledi. Devlet Bahçeli’nin Samsun’daki eleştirilerine de
değinen Erdoğan, “Bundan sonra bu muhalefetin genel başkanlarının
ismini ağzıma almayacağım. Onlara gerekli cevabı arkadaşlarım
veriyor. Ben sadece zihniyet eleştirisi yapacağım. Dün bir tanesi
Samsun’dan bana hakaret ediyor. ‘Cami yıkacakmış’ diyor. Öbür
taraftan milletin vergileriyle Akdamar Kilisesi’ni yapıyor diyor.
Ben bu zata sadece bir ibare kullanırım. Biz bir ifadeyi
kullanırken itikati noktadaki bütün değerlerimizi bilerek
kullanırız, yaşayarak kullanırız. Camiyi, yıkmak gerekirse
ifadesiyle kullanılmıştır ve onu yıkarken daha güzelini hemen
yanında yaparız ifadesi konuşmamda vardır. Ve biz şu anda camiyi
yapmanın yanında biz bu işi yaşarız. Bunu yaşamayanların bize böyle
eleştiri göndermesine benim halkım inanmaz. Bu konuda Erdoğan ve
arkadaşları nedir, benim milletim iyi biliyor. Akdamar Kilisesi’ne
gelince, bu ülkede Ermeni, Ortodoks vatandaşım var. Bunların
hukukunu korumak bizim görevimizdir. Ama bunlar bu işin de cahili.
Bugün benim ülkemde Ermeni vatandaşım ticaretle uğraşıp vergi
ödüyor. Onun da inancının gereğini yerine getirmesini, ibadet
imkanını sağlamak görevimizdir. Bunu hem İslami, hem insani, hem
vicdanı, hem de hukuki bir görev olarak yerine getiriyorum. Bunu da
vatandaşım böyle bilir. Bu iş cahille cühelayla yapılacak iş
değildir. Devlet sorumluğunun farkında olmayanların idrakiyle bu iş
olmaz. Ziya Paşa’nın dediği gibi ‘İdraki meali bu küçük akla
gerekmez. Zira bu terazi bu sıkleti çekmez.’ Ziya Paşa’nın güzel
bir beytidir. Bununla da herhalde yerini bulmuştur. Biz inanarak
yolumuza devam edeceğiz. Bu ülkede kim varsa hepsinin iktidarıyız.
Müslüman’ın da, Hristiyan’ın da, Musevi’nin de hepsine hizmet etmek
bizim görevimizdir. Almanya 5 bini aşkın mescit var. ‘Onlar müsaade
ediyor, sen neden müsaade etmiyorsun’ demezler mi? Bunlar dünyadan
da bihaber. Fransa’da, Belçika’da, İsveç’te, İsviçre’de yaşayan
vatandaşım var. Oraların hükümetleri ibadet için gerekli desteği
verirken sen burada vermezsen sormazlar mı. Dünyadan da haberleri
yok. Biz bunlar gibi düşünmüyoruz. Ve biz el ele omuz omuza
ülkemizde asli unsurlar, azınlıklar fark etmez, hepsinin hukukunu
koruyoruz, koruyacağız. Afyon’dan yola çıkarken etnik milliyetçilik
yapmayacağız dedik ve yapmadık. Bölgesel milliyetçilik yapmayacağız
dedik ve yapmadık. Batıya ne yaptıysak, doğuya da aynısını
yapacağız, doğuya ne yaptıysak batıya da aynısı yapacağız. Ayrım
olmayacak, dengeyi bir an önce başaracağız dedik, etnik
milliyetçilik de yapmayacağız. Türk’e ne veriyorsak Kürt’e de Laz’a
da, Çerkez’e de aklınıza ne gelirse aynı derece yakın olacağız ve
hizmet edeceğiz. Dinsel milliyetçilik yapmayacağız. Müslüman’ın da,
Hristiyan’ın da Musevi’nin de hukukunu koruyacağız. Hatta ateistin
de hukukunu koruyacağız dedik, yola böyle çıktık. Bunlar anlamlı
şeyler. Demokratikleşme paketine baktığınız zaman, 26 maddelik
anayasal değişikliklere bakın hep bunlar var. Yıllarca bu ülkede
başörtü zulmü yaşandı. Başörtülü kızlarım, bacılarım okulların
kapısından çevrildi. Devlet dairelerine başörtülü sokulmadı. Ama
şimdi iş bitirildi. Yavrularımız artık üniversitelere girebiliyor,
isteyenler devlet dairelerinde örtünmeye başlandı. Ne oldu,
herhangi bir sıkıntı yok. Tam aksine huzur ve mutluluk var. Gözü
yaşlı annelerin gözyaşları dindi. Bunu iktidarımız yaptı. Birileri
bundan rahatsız oluyor, varsın olsunlar. İdari noktada olan bütün
değişiklikleri yaptık. Şimdi yasal olanları yapıp, süratle meclis
getireceğiz önümüzdeki haftalarda yasal değişiklikleri yapacağız.
Buralarda bazı illerin, isim değişikliğinden tutun, ilçelerin
köylerin isim değişikliklerine varıncaya kadar parlamento elinden
gelen olumlu yaklaşımı gösterecek” şeklinde konuştu.
“ÖZALP BELEDİYESİNE ELEŞTİRİ”
Konuşmasında BDP’li Özalp Belediyesi’ni de eleştiren Erdoğan
şunları kaydetti: “İstanbul’un Fatih ilçesi hangi hizmeti alıyorsa,
Özalp ilçesi de o hizmeti hak ediyor ve alacaktır. Ankara’nın
Keçiören ilçesi hangi hizmeti alıyorsa Özalp da hak ediyor. Özalp
bu çamuru, tozu, çöp yığınlarını hak etmiyor. Belediyecilik bizim
işimiz, ben belediye başkanlığından geldim. İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanlığı yaptım. Göreve geldiğim zaman İstanbul çöp
içindeydi, havası kirliydi, suyu yoktu. Herkes gidip adeta su
bidonlarıyla su satın alıyordu. Ama bir yıl içerisinde İstanbul’un
susuzluğuna son verdik, çöpünü temizledik, dünyanın sayılı temiz
şehirlerinden biri olduğun Habitat 2 Toplantısı’nda teyit ve tescil
edildi. Van Özalp da neden diğer ilçelerimiz gibi olmasın. Bunun
için büyükşehir olayı çok önemli. İmar düzenlemeleri, altyapı ve
üst yapılarıyla, toplu konut idareleriyle çok daha farklı bir
değişimi yaşatacağız. Van depremiyle Van ve Erciş’te yaklaşık 18
bin konutu bitirdik. Şimdi Özalp bir değişimi hak ediyor. Özalp bu
değişim için inanıyorum ki adımlarını atacaktır. En batıdaki ilçe
kadar yaşanabilir bir şehir kimliğini hak ediyor. Hizmet
siyasetimizi egemen kılacağımıza inanıyorum.”
Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından bakanlar, milletvekilleri
ve bürokratlarla birlikte toplu açılışı yaptı. Erdoğan ve
beraberindekiler, buradaki törenin ardından AK Parti Özalp İlçe
Başkanlığı’nın açılışına geçti.
(İHA)