Bahçeli'den Davutoğlu'nu kızdıracak açıklama
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı devir-teslim töreni ve kurulan 62. hükümet ile ilgili yazılı açıklama yaptı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yeni kabine için
"Sipariş üzerine kurulan hükümet böylelikle göreve
başlamıştır. Her şeye rağmen, bu yeni gelişmenin aziz milletimize,
Türk siyaset ve demokrasisine hayırlı olmasını diliyorum. Bundan
sonra Davutoğlu, Erdoğan'ın vasiliği ve himayesi altında siyasi
çalışmalarını yürütecektir" ifadelerini kullandı.
LİSTE DAVUTOĞLU'NUN ELİNE TUTUŞTURULDU
Bahçeli, "Cumhurbaşkanı devir-teslim töreni dün itibariyle
yapılmış, hemen arkasından da perde gerisinde planlandığı gibi, 62.
Cumhuriyet Hükümeti'nin kurulma çalışmaları başlatılmıştır.
Nihayetinde AKP Genel Başkanı olarak seçilen Ahmet Davutoğlu'nun
eline tutuşturulan Bakanlar Kurulu Listesi bizatihi hazırlayan ve
bakanları isim isim belirleyen Erdoğan tarafından bugün
onaylanmıştır. Sipariş üzerine kurulan hükümet böylelikle göreve
başlamıştır. Her şeye rağmen, bu yeni gelişmenin aziz milletimize,
Türk siyaset ve demokrasisine hayırlı olmasını diliyorum. Bundan
sonra Davutoğlu, Erdoğan'ın vasiliği ve himayesi altında siyasi
çalışmalarını yürütecektir" dedi.
"ABDULLAH GÜL'E BÜYÜK BİR SAYGISIZLIK ALENEN
YAPILMIŞTIR"
Bahçeli, "Erdoğan'ın başrol oyunculuğunda sahnelenen siyaset
tiyatrosu ve siyaset güldürüsü herkesin gözü önünde cereyan
etmiştir. Seçilmiş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya'ya
çıkmadan, selefiyle helalleşip şeklen ve usulen görevi devralmadan
önemli sayılabilecek sakat ve sorunlu tasarruflara imza atmıştır.
Bu demokratik nezaketsizliği, demokratik ayıbı elbette milletimiz
ibretle ve hayretle izlemiştir. Ayrıca 11.Cumhurbaşkanı Abdullah
Gül'e büyük bir vefasızlık, haksızlık ve saygısızlık alenen
yapılmıştır. Önümüzdeki beş yıllık sürede Cumhurbaşkanlığı
koltuğunu işgal edecek Recep Tayyip Erdoğan, devletin teamül ve
geleneklerini hiçe saymak şöyle dursun, hukukun üstünlüğünü de
sürekli olarak baltalamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti sözde
üstünlerin, kendini üstün gören kibir ve haset yuvalarının
zorlamaları ve tezgâhlarıyla rotasından sapmakta, güzergâhından
savrulmaktadır" dedi. Türk devleti bir avuç imtiyazlı zümrenin ve
sonradan görme azınlığın elinde avucunda oyuncağa dönmüştür. Uzunca
bir süredir yaşanan ve yaşatılan vahim yanlışlar, dün itibariyle
iyice yüzeye vuran çarpıklıklar özellikle hukuk, egemenliğin
kullanış biçimi ve milli irade adına fazlasıyla kaygı
vericidir."
"HUKUKSUZLUK, ERDOĞAN'IN SİCİLİNE ÇIKMAYACAK ŞEKİLDE
KAZINMIŞTIR"
Bahçeli, "Bu kapsamda olmak üzere aşağıda maddeler halinde ifade
edilecek şu hususları aziz milletimizin bilgisine sunuyor ve
üzerinde düşünülmesini önemle temenni ediyorum: 1-Yüksek Seçim
Kurulu, 10 Ağustos Cumhurbaşkanı Seçimi'nin kesin sonuçlarını 15
Ağustos 2014 tarihinde ilan etmiştir. Böylelikle Recep Tayyip
Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı resmi boyut kazanmış ve herkes için
bağlayıcı olmuştur. Anayasa'nın 101.Maddesi'nin son fıkrası,
Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu'nun 4.Maddesi'nin 5. fıkrası
doğrultusunda; Erdoğan'ın, partisiyle ilişiğinin kesileceği ve TBMM
üyeliğinin düşeceği açık ve kesin bir durumdur. Fakat, Recep Tayyip
Erdoğan; 15 Ağustos'tan 28 Ağustos'a kadar Başbakanlıktan, AKP
Genel Başkanlığından ve İstanbul Milletvekilliğinden ayrılmayarak
Anayasa ve yasaları yok saymıştır. Türkiye yaklaşık iki hafta gayri
hukuki ve gayri meşru bir şekilde yönetilmiştir. Erdoğan ve AKP
hükümeti hukuku askıya almış, iktidarı silahsız şekilde gasp
etmiştir. Benzerlerine ancak darbe dönemlerinde rastlanan
hukuksuzluk, kanunsuzluk ve kural tanımazlık Recep Tayyip
Erdoğan'ın siciline çıkmayacak şekilde kazınmıştır."
"SUÇA ORTAKLIK ETMİŞ VE SUÇ İŞLEMİŞTİR"
"2-Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu'nun 20.Maddesi'nin 1.Fıkrası;
Cumhurbaşkanı Seçimi'nin kesin sonuçlarının; Yüksek Seçim Kurulu
tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ile
Cumhurbaşkanlığı Makamına bildirilip kamuoyuna ilân edileceğini ve
Resmî Gazete de yayımlanacağını hüküm altına almaktadır. Buna
rağmen Cumhurbaşkanı Seçimi'nin kesin sonucu 28 Ağustos 2014
tarihine kadar Resmi Gazete'de yayımlanmamıştır. Bu çerçevede
hükümet ve ilgili bürokratlar açıkça suça ortaklık etmiş ve suç
işlemiştir. İş işten geçtikten sonra, 28 Ağustos 2014 tarihli Resmi
Gazete'nin Mükerrer sayısında Cumhurbaşkanı Seçimi'nin kesinleşen
sonucu kamuoyuyla paylaşılmıştır."
"MİLLİ İRADENİN VERDİĞİ KARAR HİÇBİR ŞART ALTINDA
MUKAYESEYE KONUSU EDİLEMEYECEK"
"3-15 Ağustos'tan itibaren resmen Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip
Erdoğan, 28 Ağustos 2014 günü Anayasa'nın 103. Maddesi gereğince
TBMM'de yemin etmiş, göreviyle ilgili usul şartlarından birisini
yerine getirmiştir. Elbette Cumhurbaşkanı Seçim sonucunun Resmi
Gazete'de yayımlanmaması ve yemin şartının sağlanmaması Erdoğan'ın
Cumhurbaşkanlığına engel teşkil etmeyecektir. Milli iradenin
verdiği karar hiçbir şart altında mukayeseye konusu edilemeyecek ve
hayata geçmesi geciktirilemeyecektir."
"ERDOĞAN EN SONUNDA KENDİ KAZDIĞI KUYUYA ÇIRPINARAK DÜŞMÜŞ
VE SUÇÜSTÜ YAKALANMIŞTIR"
4-Seçilmiş Cumhurbaşkanı Meclis'te yemin eder etmez, 28 Ağustos
2014 tarihli Resmi Gazete'nin 2.Mükerrer Sayısı'nda ilan edildiği
gibi, Bakanlar Kurulu'nun görevini sürdürmesini istemiştir.
Erdoğan, selefi Gül'den görevi (resmen) devralmadan bu siyasi
kararı almış, konuyla ilgili açıklama da Cumhurbaşkanlığının
sitesinden duyurulmuştur. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yüksek Seçim
Kurulu'nun 15 Ağustos 2014 tarihli ve 19638395-050-S 2014/3719-9744
sayılı yazısını ilgi tutup 10 Ağustos'ta seçilerek göreve
başladığını vurgulamış ve aynen şunları söylemiştir: 'Türkiye
Cumhuriyeti Anayasası'nın 101. Maddesinin dördüncü fıkrası ile 6271
Sayılı Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu'nun 4.Maddesi'nin beşinci fıkrası
gereğince, TBMM üyeliğim sona ermesi ve Başbakanlık makamının
boşalması nedeniyle, yeni Başbakan atanıncaya kadar Dışişleri
Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Başbakanlığa vekalet etmesi ve yeni
hükümet kuruluncaya kadar mevcut Bakanlar Kurulu'nun görevini
sürdürmesini rica ederim.' Erdoğan'ın ifadelerinde yemin edilip
devir teslim işlemi yapılarak Cumhurbaşkanı görevine başlandığına
dair hiçbir atıf ve gerekçe belirtilmemiştir. Seçilmiş
Cumhurbaşkanı Erdoğan en sonunda kendi kazdığı kuyuya çırpınarak
düşmüş ve suçüstü yakalanmıştır. Nitekim Erdoğan, Anayasa'nın 101.
Maddesi'ni çiğnediğini zımnen kabul etmiş, 15 Ağustos'tan itibaren
resmen Cumhurbaşkanı olduğunu bizzat doğrulamıştır. Bu haliyle
Milliyetçi Hareket Partisi'nin; 20 Ağustos 2014 tarihli Basın
Toplantısı ve 23 Ağustos 2014 tarihli Yazılı Basın Açıklaması
vesilesiyle gündeme getirdiği düşünce ve ikazlarında ne kadar haklı
ve isabetli olduğu bariz şekilde açığa çıkmıştır. Erdoğan 15
Ağustos'tan 28 Ağustos'a kadar Anayasa ve yasalara mütecaviz
hareket etmiştir. Şüphesiz ki, bu iki haftalık ara ve vesayet
dönemi demokrasi tarihimizin yüz karası, siyasi hayatımızın
karanlık sayfası olarak anılacak ve hatırlanacaktır. İşte böylesi
bir ortamda 62.Cumhuriyet Hükümeti Erdoğan icazetiyle kurulmuş,
kanunsuzluklar eşliğinde vücut bulmuştur. Recep Tayyip Erdoğan
Çankaya'ya çıksa da, işlediği suçlar, neden olduğu adaletsizlikler
ve kasti Anayasa ihlalleri ömrü hayatında kendisini bir gölge gibi
takip edecektir. Hukukun kanına girenler, demokrasinin katline
taraf olmakla yetinmeyip bunu milli irade kılıfına gizleyenler
mutlaka yaptıklarının bedelini ödeyecektir. Makamı, mevkii, görevi
ve unvanı ne olursa olsun, hukuk karşısında herkes eşit olup,
herhangi bir ayrıcalıklığa sahip değildir. Ve işlenmiş, tarihin
şahitliğinde milli vicdanlarca tescillenmiş somut suçlardan dolayı
da hiç kimse dokunulmaz, ulaşılmaz, erişilmez olmayacak,
olamayacaktır."