Bahçeli'den darbeye ilk yorum!
Abone olMHP lideri Devlet Bahçeli, Mısır'da yaşananlarla ilgili ilk açıklamayı yaptı.
Mısır'da Mursi'ye karşı gerçekleştirilen darbeye ilişkin
MHP lideri Bahçeli yazılı açıklama yaptı. Bahçeli Mısır'ın bu
duruma gelmesinde herkesin sorumlu olduğunu kaydederek, AK Parti'ye
Mısır'ın içişlerine karışmama ve darbeyi iyi okuma uyarısında
bulundu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Mısır'daki askeri darbeye ilişkin
yaptığı yazı açıklamada, "Tahrir Meydanı’ndan yükselen zorlama ve
dış kaynaklı demokrasi ve özgürlük talepleri taşları yerinden
oynatmış, ezberleri bozmuş ve şimdilerde daha iyi görülen
dayanaksız bir iyimserlik havasına neden olmuştur"
"Hüsnü Mübarek'i protesto için Tahrir'e dökülenler, bu defa da
göreve gelişi bir yılı bile dolmadan Mursi’ye karşı toplanmışlar ve
geniş ölçekli itirazlarını seslendirmişlerdir. Sonunda 3 Temmuz
itibariyle Mısır ordusu yönetime el koymuş, Mursi’yi ve İhvan
hareketini iktidardan uzaklaştırmıştır. Mısır'ın bu noktaya
gelmesinde iktidarıyla muhalefetiyle herkesin payı ve katkısı
vardır. Her ne kadar Mursi hali hazırda mağdur rolünde ise de,
kendisine verilen imkanları adaletli ve kapsayıcı kullanamadığından
dolayı kusurludur.Mısır’ın yapması gereken demokrasi vicdanının,
demokratik kuralların kararlılıkla arkasında durmasıdır" dedi.
"TAHRİR MEYDANI'NDA YÜKSELEN ZORLAMA VE DIŞ KAYNAKLI DEMOKRASİ"
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli,
Mısır'daki askeri darbenin 'Arap Baharı' ile bağlantılı olduğunu
ifade ederek, "Yakın tarihimizin en önemli hadiselerinden birisi de
hiç şüphesiz Kuzey Afrika ve Ortadoğu ekseninde
cereyan eden 'Arap Baharı' isimli halk
hareketleridir. Tunus'ta başlayıp önce Mısır'a, ardından da Yemen,
Bahreyn, Libya, Fas, Cezayir ve Suriye'ye kadar sıçrayan olayların
durulması, sakinleşmesi ve meşru sınırlara çekilmesi bugüne kadar
mümkün olmamıştır. Özellikle Mısır, 25 Ocak 2011 tarihinden
itibaren bir türlü düzen ve dengeye kavuşamamıştır"
"Bilindiği gibi, Mısır’ın devrik Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, 30
yıllık baskıcı iktidarını 18 günde kaybederek 11 Şubat 2011
tarihinde görevinden ayrılmak zorunda kalmıştır.Tahrir Meydanı’ndan
yükselen zorlama ve dış kaynaklı demokrasi ve özgürlük talepleri
taşları yerinden oynatmış, ezberleri bozmuş ve şimdilerde daha iyi
görülen dayanaksız bir iyimserlik havasına neden olmuştur.Mısır’da
16-17 Haziran 2012 tarihinde yapılan ikinci tur
seçimlerde, Özgürlük ve Adalet Partisi’nden aday olan Muhammed
Mursi yüzde 52'ye yakın oy desteğiyle ilk defa seçilmiş bir
Cumhurbaşkanı olarak görev almıştır.Ne var ki, Mursi yönetiminin
bir yıllık performans ve icraatları, Mısır'ın tansiyonunu
düşürememiş, cepheleşmesini hafifletememiş, gerilimini azaltamamış
ve biriken sorunlarını çözememiştir.
Büyük umutlar bağlanan Mursi yönetimi, açılan demokratik krediyi
çok çabuk israf etmesinin yanında, beklentileri karşılayamamış,
karşılamamıştır.Anayasa değişikliği konusunda dayatmacı tercihler,
ekonomide başarısız adımlar, partizanca yaklaşımlar, farklı toplum
kesimlerine soğuk ve mesafeli bakışlar Mısır’ı için için kaynatmış
ve karıştırmıştır" diye konuştu.
"MURSİ, İMKANLARI ADALETLİ KULLANMADIĞINDAN KUSURLUDUR"
Mısır'da yaşanalardan dolayı Mursi'nin kusurlu olduğunu söyleyen
Bahçeli, "Hüsnü Mübarek'i protesto için Tahrir'e dökülenler, bu
defa da göreve gelişi bir yılı bile dolmadan Mursi’ye karşı
toplanmışlar ve geniş ölçekli itirazlarını seslendirmişlerdir.
Sonunda 3 Temmuz itibariyle Mısır ordusu yönetime el koymuş,
Mursi’yi ve İhvan hareketini iktidardan uzaklaştırmıştır. Mısır'ın
bu noktaya gelmesinde iktidarıyla muhalefetiyle herkesin payı ve
katkısı vardır. Her ne kadar Mursi hali hazırda mağdur rolünde ise
de, kendisine verilen imkanları adaletli ve kapsayıcı
kullanamadığından dolayı kusurludur. Ancak bu askeri müdahalenin
demokrasiye sığar hiçbir yanının olmadığı ve hiçbir şekilde de hoş
görülemeyeceği ortadadır" dedi.
"DEMOKRASİYİ SABOTE ETMİŞTİR"
Mısır'da yaşananların demokratik olmadığını söyleyen Bahçeli şöyle konuştu: "Ne olursa olsun, demokratik mekanizmalardan süzülerek iktidara gelen, halkın iradesine riayet ederek sorumluluk alan siyasi bir yönetimin yine aynı güzergahı takip ederek görevden ayrılması en doğru, en ahlaki ve en geçerli çıkar yoldur. Basiretsiz, dışlayıcı, dayatmacı, demokrasiyi sadece retorik düzeyinde kabullenmiş, yüzde hesaplarıyla milli iradeye ambargo koyan zihniyetlerin tasfiyesi gayri meşru yöntemler aracılığıyla olmamalıdır. Tüm bunların yanında, Tahrir Meydanı hem demokrasiye hem de darbeye açılan birbirine uzaktan yakından benzemez iki kapı olarak hafızalara kazınacaktır.Mısır'daki son gelişmeler aynı zamanda 2 yılı aşkın süredir Tahrir'e yüklenen tüm pozitif anlamları boşa çıkarmakla kalmamış, demokrasiyi de sabote etmiştir."
SAĞDUYU ÇAĞRISI
Sağduyu çağrısı da yapan Bahçeli, "Arap Baharı dalgasının; demokrasi, çoğulculuk ve özgürlük kanallarındaki tıkanlığı açmaya değil, aksine daha da güçlü şekilde kapatmaya ve karartmaya yarayan küresel bir tezgah olduğu yabana atılmamalıdır. BOP'un büyük resmine bakıldığında başka bir sonuca ulaşılması mümkün olmayacaktır. Dün demokrasiyi tavsiye ve telkin edenlerin, bugün askeri yönetimlere düşük yoğunluklu tepki göstermeleri ve yalnızca 'kaygılıyız, herkesi itidale davet ediyoruz' klişeleriyle vaziyeti idare etmeleri geri plandaki niyetleri tercüme etmesi bakımından kayda değerdir.Demokrasi mücadelesinden darbe yönetimi mecrasına kayılması tamiri ve tarifi çok zor olacak bir kayıp ve kayma olarak şekillenecek, tescillenecektir.Bugünkü şartlarda demokrasiye sahip çıkmak, halkın çağrılarına kulak vermek her siyasi kurumun ertelenemez ve geciktirilemez vazifesi olmalıdır.Demokrasi dışı arayışlara, ara rejim heveslilerine, vesayetçi düzenlere ortam ve fırsat vermemek için iktidar mevkiinde bulunanların sabırlı, sorumlu, şuurlu ve sağduyulu hareket etmeleri tercihten öte bir zorunluluktur" şeklinde konuştu.
"AKP HÜKÜMETİ TARAFINDAN İYİ OKUNMALI"
Bahçeli, "Mısır’daki yaşanan olumsuz gelişmelerin ve maliyeti oldukça fazla olan tecrübelerin bilhassa AKP hükümeti tarafından iyi okunması, dersler çıkarılması ve yorumlanması çok mühimdir. Zira bu ülkedeki yeni ve vahim demokrasi dışı manzaranın Ortadoğu’ya ve ülkemize tesirleri az ya da çok muhakkak ki görülecektir. AKP hükümetinin bundan sonra Mısır’daki darbeci yönetimle temas ve diyalog kurma konusunda ihtiyatlı davranması, gelişmelere karşı demokrasinin yanında saf tutarak bu ülkenin iç işlerine direk karışmayacak temennilerde bulunması doğal ve doğru bir tutum olacaktır.Bunun yanı sıra, Mısır’da ikamet eden, iş ve yatırım yapan vatandaşlarımızın hak ve menfaatlerinin korunması konusunda lazım gelen tüm çabaların sergilenmesi mecburiyettir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Mısır’ın en kısa süre içinde demokrasi kulvarına girmesi en tabii ve en samimi beklentimizdir.Bu ülkenin denge ve düzene acilen gelmesi, halkın hislerine, şikayetlerine ve yakınmalarına önem verilmesi, başkaları tarafından yazılan kaos senaryosunun yırtılıp atılması bölgesel esenlik ve istikrar için de tartışmasız gerekliliktir" diye konuştu.
"ÇARE DEMOKRASİDİR"
Çözüm yolunun demokrasi olduğunu belirten Bahçeli, "Ayrıca iç çatışmaya düşmeden, olabilecek en yakın zamanda seçimler yapılarak Mısır’ın makul ve meşru araçlarla yönetiminin belirlenmesi hem bölgemiz hem de ülkemiz bakımından sürüncemede bırakılamayacak bir ihtiyaçtır.
Unutulmamalıdır ki, demokrasiye rağmen hiçbir yönetim ayakta kalamayacak, demokrasiye karşı hiçbir yönetimin meşruluğu ve ahlakiliği bulunmayacaktır.Darbe yönetimleri tarihin eskimiş sayfalarında kaldığından, geriye dönüşler, geçmişin yanlışlarına tekrar yönelmeler zaman kaybı olmanın ötesinde; toplumsal felaketlere, bölünmüşlüklere ve yeni tip diktatörlere de kaynaklık teşkil edecektir. Çare demokrasidir, çıkış demokrasidedir, çerçeve demokrasiyle sınırlı kalmalıdır.Mısır’ın yapması gereken demokrasi vicdanının, demokratik kuralların kararlılıkla arkasında durmasıdır" ifadelerini kullandı.