Bahçeli-Özel kavgasına İlker Başbuğ yorumu!
Abone olİlker Başbuğ, Devlet Bahçeli ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel arasındaki polemiği yorumladı.
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Şah Fırat
Operasyonu nedeniyle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel arasındaki
‘vatanseverlik’ tartışmasının yapılmaması gerektiğini vurgulayarak,
“Çok üzüldüm” dedi. Başbuğ, muhalefet partilerinin hiç
bilgilendirilmediğine de dikkat çekerek, “Doğası gereği tepki
gösteriyorsunuz. Muhalefetin her türlü sözü söyleme hakkı doğuyor”
diye konuştu.
26’ncı Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Şah Fırat
Operasyonu sonrasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel arasında geçen
‘vatanseverlik’ tartışması için “Keşke o açıklamaların hiçbiri
yapılmasaydı” dedi. Başbuğ, bugün ATO Congressium’daki Ankara Kitap
Fuarı’nda okurlarıyla buluşacak ve ‘Nasıl Bir Türkiye’ isimli
kitabını imzalayacak. Ankara’ya geldiğini duyunca kendisiyle
buluştuk, hem kitabı hakkında sohbet ettik hem de geçen haftanın
tartışma konusu olan Süleyman Şah Operasyonu’nu konuştuk. Arap
Baharı sonucunda Tunus’ta, Libya’da, Mısır’da ve son olarak
Suriye’de yaşananları anımsatan Başbuğ, Süleyman Şah meselesine
Türkiye’nin başta Suriye olmak üzere bu konulardaki dış politikası
açısından bakmak gerektiğini söyledi. Başbuğ, şu tespitleri
yaptı:
CAYDIRICILIĞIMIZ ZEDELENDİ
Her ülkenin bir milli menfaati ve milli siyaseti var. Temel dış
siyasetimiz komşuların iç işlerine karışmamaktır. Suriye’de bir
olay var. Ne olursa olsun Suriye’nin iç meselesidir. Ortadoğu’da
ülkeler arasında sorun varsa ona da karışmayın, tarafsız kalın.
Kendinizi angaje ederseniz Süleyman Şah gibi sorunlarla
karşılaşırsınız.
Caydırıcılık, silah atmadan milli menfaatlerinizi korumaktır ve çok
önemlidir. TSK’nın temel görevi caydırıcılık. Asker savaşı hiç
istemez. Görevimiz aslında barış zamanında savaşı engellemek. İki
şey önemli. Bir, yönetimin kararlılığı. Kararlılıkta sendeleme
olursa caydırıcılığınız zarar görüyor. Caydırıcılık bir sözdür.
Söylediğiniz olmazsa karşılığını vermeniz lazım. Bunun için de
Silahlı Kuvvetlerinizin güçlü olması lazım. Suriye olayına
baktığımızda, caydırıcılığımızın da zedelendiğini, zaafa uğradığını
söylemek mecburiyetindeyiz. Siyasi otorite bir söz söylediğinde
arkasında duracak. Asker de imkan ve kabiliyetiyle caydırıcılık
etkisi yaratabilmeli.
AÇIKLIK POLİTİKASI YOK
Sadece Türkiye’de değil bütün ülkelerde dış siyaset konuları iç
siyasetin malzemesi oluyor. Olmamalı, hele seçim malzemesi hiç
olmamalı. Süleyman Şah olayı, Türkiye’nin bir milli konusu mudur?
Evet. Öyleyse devlet bir mutabakatla çözüm bulmalı. İktidar
partisinin en azından parlamentoda bir mutabakat araması lazımdı.
Süleyman Şah’ta bir sorun var. Nedenlerini bilmiyoruz. Haklı da
olabilirler, haksız da. Ama bu konuyu TBMM’ye getirin, bir anlatın.
Hadi Meclis’e getirmediniz, muhalefet liderlerine anlatın. Deyin ki
‘Bu bir milli bir meseledir. Bize bu konuda destek verin.’ Acaba
muhalefet ‘hayır’ mı diyecek? Elinizdeki gerekçeler doğru ise
diyemezler. Bunu yapmayınca milli konuda yine ikiye bölünüyoruz. Bu
ülkeyi zayıflatıyor. ‘Biz anlatsaydık kabul etmeyeceklerdi’
diyebilirler. Siz anlatın, ‘Kabul etmediler’ deyin.
Açıklık politikası da uygulanmıyor. Süleyman Şah’la ilgili TBMM’de
sorular soruluyor. Yok yok yok diyorlar. ‘Bir şey olursa 5 dakikada
oradayız’ diye meydan okuyorsunuz. Pat diye bu olayla
karşılaşıyorsunuz. Hangi tehditten dolayı bu tedbiri alıyorsunuz?
Asker niye istemiş? Askeri zaruret nedir?
YANSITILMA ŞEKLİ YANLIŞ
Bu olayda esas tehdit, terör örgütü değil mi? Orada bir şey olsa,
müdahale etseniz, Suriye’deki olayın içine çekilirsiniz. Burdaki
milli menfaatimiz ne? Bu, Türkiye’ye nasıl yansır? IŞİD, Türkiye’de
terör eylemleri yapar mıydı? Belki de karar almada etken faktör
bunlardı.
Geçici mi değil mi? Geçici ise niye ayrı bir yer yapıyorsunuz?
Boşalttığın türbeyi niye bombalıyorsun? Bırak o yapsın. Zaten
önemli şeyleri alıp getirmişsiniz?
Son konu, bu olayın medyaya yansıtılma şekli. Çok yanlış. Ne olursa
olsun, bu bir boşaltma faaliyetidir. Geri çekiliyorsunuz. Bunun
medyayla olan bacağı bu kadar değil de daha sakin olsa, belki
Türkiye bu kadar kilitlenmezdi, bu kadar itişmezdik.
ÇOK ÜZÜLDÜM DOĞRUSU
Bunları alt alta yazarsanız, muhalefet partilerinin yaptığına da
yanlış diyemezsiniz. Milli bir konu ve resmin dışında
bırakılıyorsunuz. Hiç bilgilendirilmemişsiniz. Doğası gereği de
tepki gösteriyorsunuz. Muhalefetin de her türlü sözü söyleme hakkı
doğuyor. Keşke o konuşmaların, ama bütün konuşmaların hiçbiri
yapılmasaydı. Çok üzüldüm doğrusu.”