Bahçeli iktidardan kelle istiyor
Abone olParti grubunda konuşan Devlet Bahçeli İçişleri Bakanı'nın görevde kalmasının sakıncalı olduğunu söyledi.l
İNTERNETHABER.COM - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli,
grupta yaptığı konuşmada önce Başbakan Erdoğan'a ardından İçişleri
Bakanı Beşir Atalay'a yüklendi. Bahçeli, İçişleri Bakanı Atalay'ın
görevde kalmasının 'sakıncalı' olduğunu öne sürdü.
Bahçeli gruptaki konuşmasına dün gece gece tatkibatında düşen
helikopterin ardından şehit düşen subaylara Allah'tan rahmet
dileyerek başladı. Çalışan gazetecilerin bayramını da kutlayan MHP
Lideri şöyle konuştu: "Gece demeden gündüz demeden
milletimizi bilgilendirmek ve haberdar etmek için çalıştıklarını
iyi biliyorum. Günümüzde medyanın, demokrasinin sağlıklı işlemesi
için nasıl çalıştığı kuşkusuzdur. Medyanın çok sesli ve tarafsız
bir şekilde çalışmalarını süslemesi önemlidir. Yanlışı ayna gibi
yansıtan, siyasetin verdiği kararların millet hayrına olmasında
emek ve mesai sarfeden kardeşlerimizin bizim açımızdan önemi
fazladır. Tüm gazeteci arkadaşlarımızın bayramını
kutluyorum."
Konuşmasında esnafın karşılaştığı sorunlarıyla ilgili devam
eden Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer vatandaşımızın satın alma gücü zayıfsa, bu
oılumsuzluk doğrudan doğruya esnafımıza sirayet edecektir.
Vatandaşlarımızın cebinde harcayacak parası olmadığı zaman esnaf ve
sanatkarlarımız da dara düşecek ve kepenklerini siftah yapmadan
kapatma durumunda kalacaklardır."
Bahçeli'nin konuşmasından satır başlıkları şöyle:
ESNAFLA ELELE ÇİFTÇİYLE OMUZ OMUZA
Yayılan büyük alışveriş merkezlerin geleneksel iş kolunda çalışan
kardeşlerimizi sürekli tehdit etmesine sayın Başbakan bigana
kalmıştır. Zalimin bir hükmü varsa esnafımızın da seçimlerde
söyleyeceği söze yürekten inanıyorum. İktidar olduğumuzda esnafa
hak ettiği önemi vereceğiz. Esnafımızla elelele, çiftçimizle omuz
omuza olacağız. Memurumuzun arkasında emeklimizin yanında olacağız.
Mutlaka başaracağız, herkesi feraha kavuşturacağız.
ERDOĞAN'IN SÖZLERİNDE YENİ BİR ŞEY YOK
Başbakan Erdoğan'ın 2023 vizyonunun 57. Hükümet döneminde bizzat
kendileri tarafından öngörüldüğünü dile getiren MHP Lideri şunları
söyledi:
28 Ocak 2011'de saat 15.00'de seçim beyannamezi açıklayacağız. Aziz
milletimiz kendisine en yakın gördüğü partiyi yetkilendirecek ve
sorumluluk verecektir. Bu kapsamda son günlerde Başbakan Erdoğan'ın
önümüzdeki seçime dönük bazı konuşma ve beyanlarında bazı hedefleri
bulunmaktadır. Başbakan 2023 vizyonunu ortaya koymuş ve en son grup
konuşmasında bu tutumunu sürdürmüştür. Erdoğan'ın Cumhuriyetimizin
100. yılık hedef ve öngörüleri önünü görmekten aciz hükümet için
sevindiricidir. Ancak Başbakanın sözlerinde bir yenilik ve farklı
durum bulunmamaktadır.
AKP HÜKÜMETİ YARGIYA NÜFUS ETMEK İSTİYOR
Hükümetin yargıya nüfus etmeye hedeflediğini iddia eden konuşmasına
şöyle devam etti:
Başbakanın 2023 hedefini merak edenler bizim hükümet ettiğimiz 57.
hükümet döneminde yapılan çalışmalara bakabilirler. Türkiye AKP
iktidarıyla tarihin en sıkıntılı dönemlerini geçirmektedir. Milli
kimliğimiz, dilimiz, tarihimiz, Türklük gururumuz ve inançlarımız
Erdoğan'ın yönetimi altında siyasi menfaat çetesi tarafından haciz
altına alınmıştır. Millet olarak birlikte yaşamımızı sağlayan kurum
ve kurallar bu hükümet tarafından linç edilmek istenmiştir. En
tehlikesi yargı kurumlarına siyasi nüfus edilmesi olmuştur.
ERDOĞAN HUKUKİ HÜKÜMLERİ HİÇ ÖNEMSEMEMİŞTİR
Yanlı ve yandaş yargı oluşturma hevesleri AKP'nin kötü sicilini
göstermektedir. CHP destekli adrese teslim anayasa değişikliği bu
anlayışın devamıdır. Başbakan'ın istifa eden bir milletvekili
yerine TBMM'ye girmiştir. Erdoğan hukuki hükümleri hiç özemsememiş
ve sorumsuzca hareket etmeyi tercih etmiştir.
TÜRKLÜK DEĞERLERİ TEZYİF VE TAHKİR EDİLMİŞTİR
AK Parti Hükümeti döneminde Türklük değerlerinin aşındırıldığını
ifade eden Bahçeli, yeniden iktidarı hedef altdı:
Türk Milleti AKP hükümeti döneminde mahkemeye düşmüş, kurumlar
birbirine düşmüştür. AKP siyasal gücü ahlaksızca kullanmış,
herkesin kendisine göre adalet anlayışında olduğu, müştereklerin
kaybolduğu sosyal yapının filizlenmesine yol açmıştır. Bunun adına
da demokratikleşme denilmiş. Yabancı dayatmaların köle sadakadıyla
kabul edilmiştir. Türklük değerlerine ve varlığına yönelik tahkir
ve tezyiflerin yolu açılmıştır. Azınlık vakıflarıyla ilgili
değişiklik yapılması, mahalli dillerin radyo ve televizyonlarda
kullanılması AKP'nin hukuk üzerindeki tahribatıyla hayat
bulmuştur.
BAŞBAKAN ERDOĞAN KENDİ HUKUKUNU ÖNE ÇIKARDI
Referandumda 'kişilerin üstünlüğü değil hukukun üstünlüğünü
sağlayacağız' diye konuşan Başakan Erdoğan'ın aslında kendi
hukukunu tesis etmek istediğini söyleyen Bahçeli devamla şunları
söyledi:
Biz siyasi olarak AKP'nin yakasından tutacağız. 12 Eylül anayasa
değişiklikleriyle ilgili referandum öncesinde hukukun üstünlüğünün
hayata geçireceğini söyleyen Başbakan Erdoğan'ın kendi hukukunu öne
çıkardığı kesindir. Demokrasinin sunduğu imkanların arkasına
gizlenerek hukuksuzluğu yaygınlaştırarak Türkiye Cumhuriyeti'ni
darbetmek istediği anlaşılmıştır.
İnsaf ve izan duygusu olmayan AKP hükümeti hukuk teknisyenlerini
yargıya yerleştirme arayışında olmuştur. Hükümetin hiçbir ciddi
tedbir alamadığı emniyet ve asayişte yaşanan büyük kaos
vatandaşların güvenliğini kaçırmıştır. Kapkaç, hırsızlık, cinayet
ve cinsel içerikli suçlarda artış gözlenmiştir. Özellikle büyük
kentlerde vatandaşlarımız şiddete ve tehdide maruz kalmıştır.
İÇİŞLERİ BAKANI İÇ İŞLERİNİ KANUN KAÇAKLARINA TESLİM
ETTİ
"İçişleri Bakanı içişlerini kanun kaçaklarına teslim etmiştir.
Suçlular dışarıdadır masumlar tedirgindir. AKP yandaş yargı
oluşturmanın peşindedir. Şiddet zehirli sarmaşıklarıyla her tarafı
sarmıştır. İyi vatandaş olmak külfet haline dönüşmüştür." diye
konuşan Bahçeli, Bakan Atalay'ın bu görevde durmasının 'sakıncalı'
olduğunu söyledi. Bahçeli şöyle konuştu:
Herşeyin çivisi çıkmış ve kuralsızlık başlamıştır. AKP
yönetimi Türkiye'nin milli birliğini ve üniter yapısını böylelikle
tartışmaya açmıştır. Erdoğan sürekli Türk milletini azınlığa
indiren hezeyanları duyulmuştur. Hukuk ve adalet adil suçlarda
olduğu kadar bölücülük karşısında da etkisiz kalmıştır.
Milletimiz sırtı sıvazlanan suçların tahliye oluşlarına alışmaya
başlamıştır. Unutmayalım ki rüşvet, taraflılık, kayırmacılığın
olduğu hukuk düzeni birlikte yaşamaya hizmet etmesi imkansızdır.
AKP'nin kendinden menkul demokrasi boyasıyla çizdiği tablo bundan
ibarettir. Erdoğan'ın gönül haritası üzerinde kardeşliğin resmini
çizmekten anladığı budur.
TAHLİYELER MİLLETİMİZDE İNFİAL YARATMIŞTIR!
Hizbullah örgütü tutuklularının tahliyelerinin millette derin
infiale yol açtığını vurgulayan MHP lideri konuşmasını daha da
sertleştirdi:
Tutukluluk sırasına sınırlandırma getirilmesi doğru olmuştur. Bu
yılın ilk günlerinde tutukluluk sürelerinin dolmasıyla tutuksuz
yargılanmak üzere serbest kalmaları sağlanmıştır. En hunhar
cinayetleri işleyen, insanlık dışı yöntemlerle canlara kılan PKK ve
Hizbullah üyelerinin tahliye edilmesi milletimizde infial
yaratmıştır. AKP Hükümetin yüksek yargıyı hedef alan suçlamaları ve
aldığı karşılıklar durumun vehametini ortaya koymuştur. Bu noktaya
gelinmesinin nedenlerinin daha iyi anlaşılması için konunun her
yönüyle ele alınması gerekli ve kaçınılmaz olmuştur. Adalet mülkün
temelidir, insan hakları ve özgürlüklerin nihai teminatı ve
devletin temel taşıdır. Türk hukuk sisteminin sorun ve sıkıntıların
olduğu gerçektir.
AKP 8 YILDIR YARGIYI KUŞATMAYA ÇALIŞIYOR
Bahçeli hükümet ile yargı ilişkisinde iddialarını yineledi:
AKP 8 yıldır yargıyı kuşatma altına almış ve her vesileyle yargıyı
suçlamıştır. AKP hükümetleri yargının sorunlarının çözümüyle
uğraşmamış bunun yerine yargının yapısıyla uğraşmıştır. Adalet
sarayları yaptım, fiziki sorunlarını hallettim diyerek övünmüş
yargının yapısal sorunlarını çözmeyerek kangren oluşmasına seyirci
kalmıştır. Yargının yapısal sorunlarının çözümü için kılını
kıpırdatmayan başbakan ve hükümet kendisini koruyabilmesi için
herkese çamur atıp suçlamaktadır.
AKP yüksek yargı üzerinden operasyon yapmaya hazırlanmaktadır.
Tahliye edilen Hizbullah ve PKK teröristleri bugün aramızda
dolaşmaktadır. Yapılacak husus bu teröristlerin süratle dosyaları
incelenerek davalar sonuçlandırılmalıdır. Adalet Bakanı ya
istifa etmeli ya da görevden alınmalıdır.
Bize göre AKP zihniyetinin adaletten ve hukuktan ne anladığı
meçhuldür. Pişman değiliz diyen canilere ısrarla pişmanlık
hükümleri uygulayan sözde hukukçuları bunlara fırsat veren AKP
hükümetini dünya durdukça Türk milleti nefretle hatırlayacaktır.
Habur'da teröristi anında affeden ama sıra vatandaşlara gelince
yıllarca mahkeme kapılarda sürülen hukuk sistemini anlamak için AKP
yandaşı olması gerekmektedir. Türkiye'nin Habur'da kırılan ve
dağılan hukuk yapısına daha fazla katlanması sözkonusu değildir.
AKP hükümeti hukuku taraflı ve yanlı bir hale getirmiştir.
YARGITAY BAŞKANI İLE BAŞBAKAN BİR ARAYA
GELMELİ
Bahçeli konuşmasında Başbakan Erdoğan'a bir de çağrıda bulundu:
Bu itibarla atışma ve çekişme yerine, Yargıtay Başkanı ile Başbakan bir araya gelmeli ve yapılacaklar hakkında mutabakatla sonuçlanacak karşılıklı bir diyalog zemini oluşturmalıdırlar.
Hiçbir gerekçeye aldırmadan, kanayan adalet sisteminin tedavisi yapılmalı ve vatandaşlarımızın huzursuzluğu ve endişesi gecikmeksizin giderilmelidir.
Adaletin zamanında ve herkesi rahatlatacak bir sonuca ulaşması Türk milletinin devletine güvenini tahkim edecek ve haklının mağdur edilmesine izin vermeyecektir.
Ayrıca yargının kapsamlı bir reforma tabi
tutulabilmesi ve adaletin aileden başlayarak toplum yapısına kadar
tesis edilebilmesi için gerekli sosyal, ekonomik, sosyolojik ve
psikolojik girişimler mutlaka hükümet eliyle başlatılmalıdır.
Yapılması gerekenlerin içinde en önemli hususlardan birisi de suçun ve suçlunun ürediği sosyal yapının düzeltilmesi ve insanımızın mahkeme kapılarında ömür çürütmesinin önüne geçilmesidir.
Özgürlük ve yaptırım arasında kurulacak sağlıklı bir ilişki ağının suçun kaynaklarını ve suçluyu oluşturan faktörleri zayıflatacağı ve sorun çözme kültürünün hoşgörü ikliminde yaygınlaşmasıyla da adaletin güçleneceğine inancım tamdır.