Bahçeli Erdoğan'ı topa tuttu
Abone olMHP lideri Devlet Bahçeli, Erdoğan'ın Midyat'taki açıklamalarına sert tepki gösterdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli TBMM'de grup
toplantısında konuştu. Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın haftasonunda
Midyat'ta yaptığı konuşmada "Kimse bizim karşımıza Türklükle
çıkmasın, kimse bizim karşımıza Kürtlükle çıkmasın" sözlerine sert
tepki gösterdi.
MHP lideri, Başbakan Erdoğan'ın bu sözlerle ya aklını
kaybettiğini ya da yıllardır sakladığı gerçek yüzünü gösterdiğini
iddia etti. AK Parti'yi PKK'nın Truva atı olmakla suçlayan Bahçeli,
MHP'nin bostan korkuluğu olmadığının altını çizdi.
Bahçeli müzakere sürecini de eleştirerek Öcalan'ın AK Parti'den
aday yapılmak mı istendiğini sordu. İşte Bahçeli'nin
açıklamaları:
Arap Baharı adı altında emperyalizmin yeni sömürgeci özlemlerin
oyunu olarak devam etmektedir. Şimdilerde Tunus muhalif bir liderin
suikaste uğramasından dolayı diken üstündedir. Arap Baharı
fırtınasının ulaştığı ülkelerden biri olan Libya'da huzura
erememiştir.
Arap Baharı'ndan Türkiye de zarara uğramış sınırlarımızda bombalar
patlamıştır. Sınır ticareti ve ekonomik ilişkiler de askıya alınmış
ve esnafımız zarara uğramıştır. Canlı bombalar niyeti malum gruplar
içimize sızmıştır.
BOMBA YÜKLÜ ARAÇ MUHALİFLERDEN
GELDİ
AKP hükümeti sınır hattımızı ihmal ve kayıtsızlıklara havale
etmiştir. Hatay kan ağlamaktadır. Sınırlarımızda
patlayan bombalar canımıza kast etmektedir.
Cilvegözü'nde meydana gelen hadise olmuştur. AKP
zihniyeti bundan derin planlar yapmakta ve bunun üzerinden
Esad yönetimini sıkıştırmaya çalışmaktadır.
Cilvegözü'nün karşısındaki kapının Suriye'nin denetiminde olmadığı
açıktır. Bomba yüklü araç muhaliflerin hakimiyetinde bulunan sınır
kapısını geçerek Cilvegözü'ne ulaşmıştır. Bu aracın muhalifler
yönetimindeki çok sayıda kapıdan geçerek sınırımıza ulaştığı ortaya
çıkmıştır. Bomba yüklü araç muhaliflerin kontrolünde sızmıştır.
Yani Başbakan'ın minnet gösterdiği muhalifler
teşekkürü bomba yüklü bir araçla yapmıştır.
SURİYE İLE İLİŞKİLER
DÜZELTİLMELİ
Türkiye'nin Suriye politikası kalbura dönmüş ve
Türkiye'nin Suriye politikası çökmüştür. Suriye'deki girdaptan
fayda sağlamaya çalışanlara gün doğmuştur. AKP hükümeti Türkiye'yi
ateşe atacak adımlardan sıyrılmalıdır. Esad'in
uzlaşma ve barış talepleri karşılıksız bırakılmamalı.
Başbakan Erdoğan da zaman varken Suriye ile ilişkileri tamir
etmelidir. BOP eşbaşkanlığı kendisini iktidar olarak fazla
tutmayacaktır. Türkiye belirsizliğin kol gezdiği bir dönemdedir.
İçim burkularak ifade etmeliyim ki Türkiye bir narkozun etkisi
altındadır. Tepkiler törpülenmektedir. Hüsran ve hainliklerin
kitleleri uyandırmaması için manipülasyonlar devreye
sokulmuştur.
MİLLİ KİMLİĞİMİZ
UFALANIYOR
AKP'nin başını çektiği teröristleri masum gösterme
Türkiye'yi parçalara ayırmak isteyenler
faaliyetlerini sürdürmektedir. Ekonomik güçsüzlük ve yeterisizlik,
sosyal hayatta çoraklık, milli kimlikte erime ve buharlaşma dış
ilişkilerde tavizler son derece belirginleşmiş ve facia olmuştur.
Dört bir koldan yürütülen milli kimliğimizi
ufalama devam etmektedir.
Millet olarak asırların imkansızlıklarını aşarak elde ettiklerimiz
ve derin hedeflerimiz hedeftedir. Müzakeresi dahi yapılamayacak
milli değerlerimiz küçümsenmektedir. Milli devlete inancı çoktan
biten bir güruh işgalcilere bile taş çıkartarak milletimie zarar
vermek maksadıyla faaliyet halindedir. Bu ar damarı çatlamışlar
Türkiye'nin kanını kurutmaktadır. Gazi Mustafa
Kemal'in hediye ettiği milli devletimiz yok edilmenin
eşiğindedir.
Türkiye'nin demokratik tercihiyle başa gelen bir parti her
çirkinlikte çare aramaktadır. Amaç bellidir, işbirlikçiler
meydandadır.
AKP, PKK'NIN TRUVA ATI
OLDU
Demokrasinin ruhunu yağmalamış AKP yönetimi kaderimize diz
çöktürmek için varığını yoğunu ortaya koymaktadır.
Bölücü seferler kalleş ittifaklar peş peşe yola koyulmaktadır. AKP
yanına aldığı bölücülerle birlikte hız ibresini sona yaklaştırmış.
AKP, İmralı canisine teslim etmekle baş başa
kalmış PKK ise yıllardır aradığı imkana kavuşmanın ağız tadını
yaşamaya başlamıştır.
Gelişmeler AKP'nin PKK'nın Truva atı gibi
çalıştığına işaret etmektedir. AKP ve BDP arasından su sızmamakta
yedikleri içtikleri ayrı gitmemektedir.
İMRALI CANİSİ AKP'YE Mİ
KATILACAK?
Bu çerçevede bir şüpheyi dillendirmek istiyoruz. Acaba Erdoğan
BDP'ye eşbaşkanlığı teklifi mi almıştır yoksa İmralı canisine söz
mü vermiştir? İmralı canisinin affını temin ederek AKP'ye
katılımını mı sağlayacaktır?
AKP, PKK'nın bile başaramadığı hasmane tutumla meşguldür. AKP, BDP,
PKK, CHP ve İmralı canisinin olduğu mahkemede Türklük sanık,
terörist başı yargıçtır.
AKP zihniyeti yoldaşı İmralı canisini, kardeşi PKK'yı ikizi BDP'yi
aklayıp paklamakla uğraşmaktadır. Başbakan Erdoğan'a sormak isterim
ki çözüm nedir ve neleri kapsamaktadır?
Başkanlık sistemini temin etmek PKK ile anayasa yapacak
kadar çukura düşmek çözümün parçası mıdır? Çözüm İmralı canisinin
siyasete taşınması için araç mıdır? Çözümle neyi hedefliyorsun?
Bize cevap ver, bu çılgınlığın yanına kar mı kalacağını mı
sanıyorsun? Kalp gözün mü kapalı, basiretin mi bağlı? Bu
gafilliğinin hıyanete varan tutumunun arkasında kimler vardır? Türk
milletini 36 millete ayıramadın da çözüm süreciyle mi ayıracağını
zannediyorsun?
MHP BOSTAN KORKULUĞU
DEĞİLDİR
Başbakan ve şürekası bilsin ki Türk milletini bölmek için kaya olur
önünde dururuz, ateş olur eritiriz, rüzgar olur dağıtırız, güneş
gibi kavururuz. MHP bostan korkuluğu değildir.
Önlerinde biz varız, karşılarında biz olacağız.
ERDOĞAN'IN MİDYAT'TAKİ
AÇIKLAMALARI
Geçtiğimiz hafta Başbakan Midyat'ta silahlar sussun demiştir.
Başbakana göre silahların gömülmesi için çözüm süreci
başlatılmıştır. Başbakan Erdoğan kimleri ayağa kaldırmak
istemektedir?
Başbakan için çözümün gayesi ayaklar üstüne duramayan siyasete
fırsat tanımaktır. Çözüm isimli ihanetin PKK'yı İmralı canisini baz
aldığı bellidir. Bize göre Türk milletin tamamen karşı olduğu
terörist başı ve dağ kadrosuyla yürütülen müzakereler duvara
çarpacaktır.
Görüldüğü kadarıyla, Türk milletini paketlemeye dönük ara bir adım
olan 4. Yargı Paketi kanalıyla TCK’nın 215 ve 220. maddelerinde
değişikliğe gidilerek, sadece şiddete veya suç işlemeye teşvik
cezalandırılacak, örgütün ya da hedeflerinin propagandasını
yapanlar cezai tatbikata uğramayacaklardır. Propaganda ancak cebir,
şiddet veya tehdit içeren yöntemleri meşru gösteriyorsa veya bu
gibi yollara müracaatı alenen özendiriyorsa suç kapsamına
alınacaktır. Diğer taraftan halkı askerlik görevinden soğutma
suçunu işleyenler için de adli para cezası getirilmesi
planlanmaktadır
SİNOP'TAKİ OLAYLAR
Tür milletini paketlemeye dönük bu 4'üncü yargı kanalıyla TCK'da
değişikliğe gidilecek örgütün propagandasını yapanlar cezai takibe
uğramayacaktır. Propaganda şiddete varacaksa suç sayılacaktır,
diğer taraftan halkı askerlikten soğutanlara para cezası
verilecektir.
Karadeniz gezisi sinsi hamlelerden sadece birisidir. Sinop'ta
görüldüğü gibi provokasyonlar olmamalıdır. Sinop'taki olayların
tekrarlanmaması bizim en büyük temennimizdir.
BAŞBAKAN AKLINI
KAYBETMİŞTİR
Midyat'ta yaptığı bir konuşmada Başbakan malum yüzünü ilan
etmiştir. Şu sözler Türk milletinin seçtiği Recep Tayyip
Erdoğan'dan duyulmuştur "Kimse bizim karşımıza Türklükle
çıkmasın, Kürtlükle çıkmasın" Anlaşılan Başbakan ya aklını
kaybetmiş ya da gerçek kimliğini saklayacak ikiyüzlülüğü yıllarca
göstermiştir.
Bize göre Türklüğe hakaret eden birisinin yediği lokma haram lokma
içtiği su zehir olacak ve boğazında duracaktır. Ayakların baş
olduğu Türkiye fotoğrafında bu sözler normal görülmelidir.
Türk milletini ayaklar altına almak isteyenlerin tarihte ne hallere
düştüğü bellidir. İzmir'de denize dökülenler de aynı dağın
yeliydiler.
Biz Türk milliyetçiliğini bir sevda gibi yüreğinde taşıyan ülkücü
nesiliz.