Bahçeli Erdoğan'dan imkansızı istedi
Abone olDevlet Bahçeli açtı ağzını yumdu gözünü! Erdoğan'ı yine ihanetle suçlayan MHP lideri görüşme şartlarını sıraladı.
İNTERNETHABER.COM- MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli, terör konusunda Başbakan Erdoğan ile görüşmek
istemiyor. İstemediğini de Erdoğan'ı kızdıracak şu şartları
sıralayarak dile getirdi:
"Açılımda yanıldım, terörü azdırdım' diyorsa Milletimizi
36'ya bölmekten vazgeçiyorsa. ABD'yi dinlemeyeceğini, Barzani'ye
haddini bildireceğini söylüyorsa... Şehide kelle katile sayın
demekten pişmanlık duyduğunu açıklıyorsa. Milletimizden özür de
diliyorsa... Görüşmeye kapımız açıktır!.. Bunları kendisinden
duyduğumuz anda elimizi uzatırız."
MHP Lideri Devlet Bahçeli bugünkü grup toplantısının tamamını son
günlerde artan 'terör olayları'na ayırdı. MHP Lideri gruptaki
sözlerine, Hakkari Şemdin'li ilçesi Beyyurdu Köyü Jandarma
Karakolu'na yapılan saldırıda kaybettiğimiz 3 şehidimizin
ailelerine başsağlı dileyerek başladı.
BAHÇELİ'NİN GÜN AY YIL HESABI
Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın ısrarla sürdürdüğü 'Kürt
açılımı' nedeniyle PKK'nın azdığını ve şehit sayısının
arttığını belirten Bahçeli, AK Parti'nin iktidara geldiğinden beri
terör konusunda katettiği yolu, gün-ay-yıl hesabı yaparak ortaya
koydu.
"Bugün itibari ile tek başına iktidar olan Adalet Kalkınma
Partisi'nin yönetminde Türkiye 7 yıl 7 ay 19 günü geride
bırakmıştır" diyen Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü:
| Başbuğ'un sözleri için ne dedi? |
| TBMM’de partisinin grup konuşmasının ardından gazetecilerin, Başbuğ’un dün bir televizyon programında BDP’liler için 'Ya yeminlerine sadık kalsınlar ya da dağa çıksınlar' şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine, “Bu yorum üzerine bizim yorum yapmamız doğru olamaz. Genelkurmay Başkanı söylediyse herhalde bir bildiği var.” karşılığını verdi. Anayasa Mahkemesi raportörünün, anayasa değişikliğine ilişkin ret kararını değerlendirmesinin istenmesi üzerine ise Bahçeli, “Raporu bizden evvel anayasa mahkeme üyeleri değerlendirsin.” ifadelerini kullandı. |
"Bu süre içinde açlık ve teröre mahkum edilen milletimiz, AKP
Hükümetinin ısrarla sürdürdüğü bölünme çabalarıyla karanlık bir
eşiğe getirmiştir. Cumhurbaşkanı Gül'ün, "Çok güzel
olacak" sözlerinin üzerinden 14 ay geçmiştir.
Başbakan Erdoğan'ın 23 Temmuz 2009 tarihinde "İster Kürt
sorunu deyin ister Güney Doğu sorunu deyin, ister Kürt açılımı
deyin" sözlerini sarfetmesinin üzerinde başlatılan
yıkım çalışmalarının üzerinden 11 ay geçmiştir.
İçişleri Bakanı Atalay'ın 12 kötü adamla yaptığı görüşmeden
10 ay geçti. Habur'dan yapılan girişlerin üzerinden ise 8 ay
geçti.
Bugün gelinen noktada terör topluma yayılmıştır. Siyasette haklı
çıkmakla öngörülerde bulunmak arasında ciddi bir bağ var. Biz bu
olumsuz gelişmelerin yaşanacağını 6 Ocak 2009 yılında söylemiştik.
Uluslararası baskı ile sorunun çözülmesi isteğini
açıklamıştık."
TÜRKİYE 'AÇILIM' DENEN GİRDABIN İÇİNE
SÜRÜKLENDİ
Türkiye'nin 'açılım' denen girdabın içine
sürüklendiğini belirten Bahçeli, bu süreçle beraber terörün
azdığını ifade ederek, "Bu uzun sürenin sonunda gelinen
nokta, bölücülüğün azdığı terörün tırmandığı, kanlı saldırıların
çoğaldığı, tehdit ve eylemlerin başında topluma yayılmasından başka
bir gelişme göstermemiştir.
Terörle mücadelede hedefin küçültüleceğini, PKK'nın kontrol altında
tutulacağını, terör örgütünün silah bırakması için Türkiye'ye
aşamalı bir siyasi tavır yaratılacağını sıralamıştık.
Gelişmeler bu öngörülerimizi ortaya çıkarmıştır ve Türkiye,
adı 'açılım' denen bir girdabın içine sürüklenmiştir"
dedi.
'KANDİL'E GİR' DİYORUZ BARZANİ'YE 'AĞABEY' DİYOR...
DİĞER SAYFADA...
Başbakan Erdoğan'ı terörle mücadele etmek yerine Barzani ve
Talabani ile kol kola girerek karşılıklı silah bıraktırmaya
çabaladığını savunan Bahçeli, ilginç bir benzetme yaptı.
MUNZUR'DA ÇİÇEK TOPLAYACAKLARDI
Başbakan'ın açılım ısrarında yanlış yolda olduğunu belirteren
Bahçeli sözlerine şöyle devam etti: "Başbakan'a göre
kandırılmış masum çocuklar, Barzani ve Talabani amcaları el ele
vereceklerdi. Çıktıkları dağlarda ellerindeki silahları bırakarak
kendiliğinden teslim olacaklardır beklentisi vardı. Teröristler
artık Botan çayında yüzmek, Munzur Dağları'nda çiçek
toplayacaklardı. Bütün istekler buydu. O günlerde bize de
ihtiyaçları yoktu. Başbakan ne pahasına olursa olsun bunu
başaracağız diyordu.
Teröristin ardından gözyaşı döktüler. Toplananlar maalesef
kardelenler değildi, toplananlar şehitlerimizin cansız bedenleri
olmuştur. Oluk oluk akan kan barışa değil şehaadete ulaşmış
evlatlarımızın kanı oldu. Artık analar ağlamayacaktı,
evlatlar hayatını kaybetmeyecekti, terörist teslim olacak ve
silahını bırakacaktı. Türkiye için bir milat olacaktı. Söylenen
bunlardı... Aradan geçen bunca zaman sonra vicdan sahiplerine
soruyorum; Geride terör, eylem, tehdit, şehit ve gaziden
başka ne kalmıştır?"
'KANDİL'E GİR' DİYORUZ BARZANİ'YE 'AĞABEY'
DİYOR...
Terörün artmasında Başbakan'ın rolünün büyük olduğunu belirten
Bahçeli, AK Parti'nin, MHP'nin yol haritasını da kulak arkası
yaptığını savunarak şunları söyledi:
"Caniyle şehit aynı kefeye konuldu. Sanatçılarla, gazetecilerle
toplantılar yapıldı. MHP'ye yönelik iftiralar yapıldığını hepiniz
biliyorsunuz. Terör artarken Başbakan Erdoğan maazeretlerle bugüne
kadar gelmiştir. Terörün ve bölücülüğün bu seviye
ulaşmasında Başbakan'ın rolü büyüktür. Başbakan'la birlikte bu suça
iştirak edenleri de aynı sonu yaşayacak ve hesap
vereceklerdir.
Biz bu gidişatın milletimizi çatışma ortamına çekeceğini
söylerken onlar demokrasi getireceğini savunuyorlardı. Biz
kimlikleri kaşımanın birliği bozacağını söylerken onlar 36 kimliğin
varlığından ısrarla bahsediyorlardı
Biz Kandil'e hareket yapmadan PKK'yı bitiremezsiniz derken
onlar Barzani'ye ağabey diyor. Keşke bu olaylar yaşanmadan
bu yolun yanlış olduğu anlaşılsaydı. Keşke gözyaşları akmasaydı.
Bugün kimse ucuz bir özürle bunca kayıpların vebalinden
kurtulamaz"
HÜKÜMET KANDİL'İN BİR ÜS OLMASINI
ENGELLEYEMEDİ
Kandil'e yıllardır kapsamlı bir kara harekatı
yapılmadığını belirten Bahçeli, "Yıllardır üçlü mekanizma oyunuyla
bu süreci geçiştiren hükümet Kandil Dağı'nın bir üs olarak
kullanılmasını engelleyememiştir" dedi ve sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Bu bölgeye kapsamlı kara harekatı yapılamamıştır. ABD
Türkiye'yi Irak'ta uzak tutan bütün stratejileri izlemiştir.
Yapılacak iş basittir. Türkiye başka ülkelerin icazetine
bırakarak bu sorunu çözemez. 3'lü mekanizma ve istihbarat paylaşımı
denilen oyunlarla bu şekilde sürdürülemez. Öncelikle
diplomatik ilişkiler düşürülmeli ve ekonomik baskı uygulanmalıdır.
Yaptırım şiddetinin artacağa bildirilmeli gerekirse askeri müdahale
yapılmalıdır
Kim dost kim düşman belli değil diyerek mi terörü bitireceklerdir. Başbakan'ın başlattığı yeni arayış manidardır. Aşiret resini aklamaya çalışıyor. Son haftadaki sözlerde bizim askerle yapamadığımızı Peşmerge'deyle yapılacağını beklemenin yanlış olacağı açıklamaları unutulmamalı."