Bahçeli AB raporuna isim buldu
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye İlerleme Raporu'nu değerlendirdi. AB'nin Türkiye'yi oyaladığını iddia eden Bahçeli, müzakereleri topal sürece benzetti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AB'nin, İlerleme Raporu'nda
Türkiye'ye karşı samimi olmadığını, Türkiye'yi içine almayı bir
türlü kabullenemediğini bir kere daha gösterdiğini savundu. Devlet
Bahçeli, MHP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, AB
Komisyonu'nun açıkladığı Türkiye İlerleme Raporu'nu değerlendirdi.
Bahçeli, iktidarın, meşruiyetinin dayanağı ve siyasi geleceğinin
teminatını, AB projesinin canlı tutulmasında aradığını, buna bir
can simidi gibi tutunma telaşında olduğunu savundu. İlerleme
Raporu'nda, AB'nin Türkiye'yi nasıl gördüğünü ortaya koyan bir
Türkiye tablosu çizildiğini, bu tablonun, özel maksatlarla ve
zorlamayla şekillendirilmiş karanlık bir tablo olduğunu öne süren
Bahçeli, AB'nin açık ve net istediğinin, ''terörü haklı gösterme,
bölücülük yapma, Türk devletine ve Türklüğe hakaret etme, devlete
ihanet etmenin suç sayılmaması ve cezalandırılmaması'' olduğunu
ileri sürdü. Komisyonun tavsiyeleri incelendiğinde, Türkiye'ye
karşı yapılan ayrımcı muamelenin hem şekil, hem de içerik olarak
görüldüğünü kaydeden Bahçeli, AB'nin, özel bir durum olarak gördüğü
Türkiye'ye, diğer aday ülkelerden farklı olarak özel bir yol,
istikamet, yöntem ve mekanizma öngördüğünü vurguladı. ''TOPAL
SÜREÇ'' Burada önemli olanın, şekil ve görüntü değil, esas ve öz
olduğunu dile getiren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu
açıdan bakıldığında, Türkiye için görüntüyü kurtaracak yeni bir
oyalama senaryosunun ortaya konulduğu görülmektedir. Bu yaklaşımın
temelinde yatan anlayış, ayrımcılık ve dışlama anlayışıdır. AB,
Türkiye'ye karşı samimi olmadığını, Türkiye'yi içine almayı bir
türlü kabullenemediğini bir kere daha göstermiştir. Türkiye için
üyelik tarihi ve takvimi belli olmayan, şeklen ve göstermelik bir
süreç için yeşil ışık yakılabilecektir. Bu sürecin gecikme
olmaksızın başlatılması konusunda bile bir tavsiye yapılmamıştır.
Bu topal sürecin bile ilerlemesi, bir dizi şantaj ve dayatmaya
bağlı olacaktır.'' Bahçeli, hiçbir siyasi amaç, hedef ve projenin,
Türkiye'nin birliği ve kardeşliğinden önemli olmadığını dile
getirdi. ''Haysiyet kırıcı taleplerin yerine getirilmesi
karşılığında Türkiye'nin önüne konan hedef, acaba takvimi
belirlenmiş ve kısa sürede gerçekleştirileceği sağlam garantilere
bağlanmış AB'ye eşit statüde tam bir üyelik midir?'' diye soran
Bahçeli, ''Hayır. Türkiye'nin önüne konulan denklemde, bu gaflet ve
ihanet yolculuğuna çıkılmasının karşılığında beklenilebilecek azami
hedef, Türkiye'nin, AB'ye pamuk ipliğiyle bir şekilde bağlanacağı
bir statü kazanılmasıdır. Bu tam üyelik olmayacak, farklı bir
ambalaj içinde özel ilişki denilen ikinci sınıf, kuru ve içeriksiz
bir ortaklık ilişkisi olacaktır'' diye konuştu. ''FARKLI BİR
AMBALAJ İÇİNDE, DIŞLAMA PAKETİ'' Bahçeli, AB'nin, Türkiye'yi bu
kadar aşağılamaya cüret edebilmesinde en büyük cesaret kaynağının,
''Türkiye'yi çaresiz ve zavallı bir ülke konumuna sokan AK Parti
iktidarı, Türk devleti, milletiyle sorunu olan, AB himayesi ve
gölgesinde bu hesaplaşmayı yapmayı ümit edin AB lobileri'' olduğunu
iddia etti. Türkiye için öngörülen yaklaşımın, samimiyet ve
hakkaniyetle uzaktan yakından ilgisinin bulunmadığını kaydeden
Bahçeli, bunun, farklı bir ambalaj içinde yeni bir ayrımcılık ve
dışlama paketi olduğunu söyledi. Bahçeli, AB'nin Türkiye'nin önüne
koyduğu yolun, zorluklar ve engebeleri bulunduğunu, ancak tam
üyelik hedefine ulaşılmasını sağlayacak bir yol olmadığını, bunun,
her anlamda çıkmaz bir sokak olduğunu belirtti. Hükümete,
''Türkiye'nin kaderi üzerinde kumar oynamak, milleti, sonunun
karanlık olduğu bilinen bir maceraya sürüklemek, kimsenin ne haddi
ne de hakkıdır. Gaflet ve delaleti ihanetten ayıran ince çizgiyi,
kritik eşiği aşmayın. Bunun tarih önünde vebali büyük olur'' diye
seslenen Bahçeli, hükümetin, Katılım Ortaklığı Belgesi ve Ulusal
Program çerçevesinde üzerine düşen ev ödevinin sınırlarını aşmaması
gerektiğini kaydetti.