Bağış'tan AB'nin şımarık ülkesine tepki
Abone olAvrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin kalkınma hızına yakalayamayan AB'ye çattı.
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış,
fasıl açılmasını veto eden Kıbrıs Rum Kesimi'ni şımarıklıkla
suçladı.
Bağış, AB Bakanlığı'nda yapılan İç Koordinasyon ve Uyum Komitesi
toplantısın açılışında yaptığı konuşmada, bugün komitenin 12.
toplantısını gerçekleştirdiklerini belirterek, toplantıda müzakere
sürecinde gelinen nokta ve 2013 yılı hedefleri konusunu ele
alacaklarını söyledi.
Bugünün aynı zamanda milli şair Mehmet Akif Ersoy'un ölüm yıl
dönümü olduğunu anımsatan Bağış, Ersoy'un kendisini en çok
etkileyen sözünün "Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı
yazdırmasın" sözü olduğunu söyledi. Bağış, şöyle devam etti:
"Bugün AB sürecinde ortaya koyduğumuz kararlı duruş, haddini ve
hakkını aşanlara karşı ortaya koyduğumuz, 'diklenmeden dik duruş,'
aslında Akif'in bize ilham veren, 'Yumuşak başlıysam kim dedi uysal
koyunum' dizelerinde saklıdır. Ama milletçe, iktidarıyla
muhalefetiyle, bütün kurumlarıyla, genciyle yaşlısıyla, doğulusuyla
batılısıyla, AB sürecinde kenetlenmiş olmamız da, yine onun,
'Tefrika girmedikçe millete düşman giremez, toplu vurdukça
yürekler, onu top sindiremez' sözleriyle aslında çok güzel
anlatılıyor."
Bugün Büyük Önder Atatürk'ün Ankara'ya gelişinin 93. yıl dönümü
olduğunu da anımsatan Bağış, Atatürk'ün Ankara'ya gelişiyle ilgili
bir anekdot aktararak, o zaman Atatürk'ü karşılamaya gelenlerin,
"Millet yolunda can vermeye geldik" diyerek Türkiye'nin istiklal
mücadelesinde gösterdikleri kararlılığın, bugün Türkiye'nin
istikbal mücadelesinde gösterilen kararlılık olduğunu belirtti.
Bağış, şöyle devam etti:
"Milletimizin reform sürecine desteği her zamanki gibi güçlüdür.
Evet, toplumda belki AB'nin ikircikli söylemlerine karşı bir
kızgınlık vardır. Ama Türkiye'de herhangi bir şekilde toplumda,
reform sürecine destekte bir azalma yoktur. Hala, 'AB yolunda
atılan reform adımlarının ülkemiz için yararlı olduğuna inanıyor
musunuz?' sorusuna yüzde 75'lerde 'evet' çıkıyor. Ama AB'nin
maalesef inandırıcılığı kalmamıştır. Ama bizim reform sürecindeki
kararlılığımızı kendi takvimimiz çerçevesinde sürdürmemiz son
derece önemlidir."
2012'DE TÜRKİYE'DE ÇOK CİDDİ REFORMLAR
GERÇEKLEŞTİ
AB Komisyonu'nun Türkiye ile ilgili yayımladığı bu yılki İlerleme
Raporu ile ilgili görüşlerini kamuoyu ile paylaştıklarını anımsatan
Bağış, şöyle devam etti:
"Ama bu sene İlerleme Raporu'ndaki bazı haksız vurguları kamuoyuyla
paylaşmakla kalmadık, aynı zamanda biz kendi ilerleme raporumuzu
kendimiz kaleme aldık. Bir iki gün içerisinde kamuoyuyla da
paylaşacağımız ilerleme raporunun Türkiye versiyonuna şöyle bir göz
attığımızda göreceksiniz ki, aslında 2012 yılında Türkiye'de çok
ciddi reformlar gerçekleşmiş. Bunun altını çizerek, iddia ederek
söylüyorum. Bugün Türkiye'deki reform hızını yakalayabilecek tek
bir AB üyesi ülke yoktur. Bizim Meclisimizin performansı, bizim
kurumlarımızın performansı, bizde kabul edilen yasa sayısı,
yönetmelik sayısı ve bunun uygulanmasında ortaya konan kararlılık
AB üyesi ülkelerde yoktur. Ama biz hiçbir şekilde bize havlu
attırmak isteyenlerin oyunlarına gelmeyeceğiz. Kendi vatandaşımızın
yaşam standardını yükseltmek için kendi kararlılığımızı yine ortaya
koyarak reformlarımızı sürdüreceğiz."
Kimilerinin, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin, yani tanımadığımız bir
ülkenin dönem başkanlığında Türkiye'nin AB'den tamamen kopacağını,
reform sürecinin duracağını ve Türkiye'nin başka yönlere eğilim
göstereceğini iddia ettiğini ifade eden Bağış, ancak son altı ayda
yapılanlar değerlendirildiğinde Türkiye'nin diğer dönem
başkanlıklarına nazaran çok daha fazla reform gerçekleştirdiğini
kaydetti.
Bu süre içerisinde pozitif gündem kapsamındaki çalışmalarının
meyvelerini almaya başladıklarını vurgulayan Bağış, Pozitif Gündem
kapsamında sekiz ayrı çalışma grubuyla, dönem başkanlığı tamamen
devre dışı bırakılarak ve sadece komisyonla muhatap olunarak dört
ayrı fasılda çok önemli gelişmeler kaydedildiğini bildirdi.
Bağış, Türkiye'nin bunlardan özellikle şirketler hukuku,
tüketicinin sağlığının korunması ve mali kontrol kapanış
kriterlerine yönelik başarılarının AB Komisyonu'nun yazılı
teyidiyle resmen ilan edildiğini söyledi.
VİZE MUAFİYETİ
Vize konusunda, yıllardır uğraşıp yapamadıkları bir başarıyı elde
ettiklerini, 27 AB üyesi ülkenin, Türkiye Cumhuriyeti ile AB
Komisyonu'nun vize muafiyet müzakerelerine başlayabilmesi için
yetkilendirme yaptığını anımsatan Bağış, ilk defa AB Komisyonu'nda
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının istihdam edilmesine yönelik
kararlar çerçevesinde Türkiye'nin kendi kurumlarından seçilen
personelin Komisyon'da görev yapmaya başladığını kaydetti.
Enerji konusunda AB ile ortak çıkarları belirlemeye yönelik
çalışmaların çok ciddi meyveler vermeye başladığını dile getiren
Bağış, terörle mücadelede istihbarat paylaşımında da çok ciddi
artış sağlandığını bildirdi.
Bugün öğleden sonra Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve İçişleri
Bakanı İdris Naim Şahin ile birlikte Türkiye'nin, vize muafiyet
sürecindeki yol haritasını hep birlikte değerlendireceklerini ifade
eden Bağış, ancak maalesef bu süreçte bazı çifte standartlarla da
karşılaştıklarını kaydetti.
Türkiye'yle ilgili Avrupa'dan gelen eleştirilerin yüzde 95'inin 23
ve 24. fasılların içerikleriyle alakalı, temel haklar, yargı
süreci, insan hakları, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü gibi
konular olduğuna işaret eden Bağış, AB'nin müzakerelere yeni
başlayan ülkeler için ilk olarak bu iki faslın açılmasını şart
koştuğunu anımsattı.
Bakan Bağış, Türkiye'nin de 13 fasıl açmış bir ülke olarak, bu iki
faslı açmaya çok arzulu olduğunu defalarca ilan etmesine rağmen
sadece bir ülkenin "şımarık tutumu" ve "bu şımarıklığın bedelini
iflas etmekle ödeyen bir ülkenin tutumu" nedeniyle o fasılları
açamadıklarını kaydetti.
Bağış, "Bir taraftan AB bu eleştirileri gündeme getirirken,
Türkiye'ye 'ödevini yap' diyor. Öte yandan ödevin ne olduğunu, yani
açılış kriterlerini bile ortaya koyamıyor. Böyle bir çifte
standarda rağmen biz geçtiğimiz altı ay içerisinde, bu Güney Kıbrıs
Rum Yönetimi'nin dönem başkanlığında kabul ettiğimiz 3. yargı
paketiyle, çok önemli bir süreci geride bıraktık. Sadece bu paketin
uygulanmasıyla 36 bin tutuklunun serbest bırakıldığını biliyoruz
ülkemizde. 36 bin ailenin sevdiklerine kavuştuğu bir ortam yaşandı
Türkiye'de" diye konuştu.
Türkiye'nin, atması gereken adımların farkında olduğuna işaret eden
Bağış, Adalet Bakanlığı'nın hummalı bir çalışma ile 4. yargı reform
paketi üzerinde hazırlıklarını sürdürdüğünü kaydetti.
Bu sürecin Türkiye'nin kendi vatandaşının devletiyle ilişkisi
açısından da önemli bir süreç olduğuna dikkati çeken Bağış, "Ama
Avrupa'da bizim attığımız reformların yarısını bile atamayanların
bugün Türkiye'ye ahkam kesmelerini anlamakta ben de zorlanıyorum"
dedi.
Türkiye'nin kamu başdenetçiliği kurumunu ihdas ettiğini de
anımsatan Bağış, bu kurumun çok faydalı çalışmaları olacağını
söyledi.
SİNYALLER OLUMLU
Önümüzdeki döneme yönelik aldıkları sinyallerin de olumlu olduğuna
işaret eden Bağış, "1 Ocak'tan itibaren dönem başkanlığını
üstlenecek olan İrlanda'nın tutumunu biz olumlu görüyoruz"
dedi.
İrlandalı muhataplarıyla yaptığı görüşmelerde, İrlanda'nın
genişleme sürecini canlandırma ve Türkiye ile ilgili fasılların
açılması konusunda bir kararlılığı olduğunu gözlemlediklerini
belirten Bağış, ancak bunun sadece dönem başkanlığının elinde,
yetkisinde olan bir konu olmadığını kaydetti.
Bağış, "Aynı zamanda Fransa'daki akıl tutulmasının da son
bulacağını ve Sarkozy döneminde iki ülke arasındaki ilişkilere de
çok zarar veren, fasılları engelleme sürecinin de son bulacağına
dair de sinyaller alıyoruz. Ümit ederiz ki bu sinyaller
gerçekleşir, hem bizim açımızdan, hem AB açısından önemli
başarıları elde etmiş oluruz" dedi.
AB'nin Nobel Barış ödülü'nü aldığını anımsatan Bağış, bu ödülün
alınma ve ilan edilişinde yapılan bütün açıklamalarda, AB'nin
Türkiye'deki demokratikleşme sürecine katkılarının ifade edildiğini
anımsattı. Bağış, şöyle devam etti:
"Bugün ülkemiz, AB açılmamış 20 faslın 17'sini engellerken AB'nin
Nobel Barış Ödülü almasına en çok katkı veren ülke olarak, bizim
tarafımızdan değil, onlar tarafından ilan edildi. Biz bu süreçteki
kararlılığımızı aynı şekilde yürüteceğiz. Türkiye'nin AB'den
uzaklaştığını iddia edenler son derece büyük bir yanılgı
içindedirler. Türkiye, AB sürecinde aynı kararlılıkla yoluna devam
etmektedir. Ama Türkiye'den uzaklaşan bir AB'nin anlamının
kalmayacağını da Avrupalılara çok net bir şekilde hissettirdiğimiz
bir dönemi hep beraber yaşıyoruz."
AB ile mali işbirliğinde de önemli başarılar elde edildiğini ifade
eden Bağış, bu çerçevede Türkiye'nin, 2006-2013 dönemi arasında
kendisine hibe olarak ayrılan 4,9 milyar dolarla çok önemli
projeler gerçekleştirdiğini kaydetti. Bağış, 2014-2020 AB
bütçesinden de Türkiye'nin hak ettiği fonları alabilmesi için yoğun
bir çaba içerisinde olduklarını bildirdi.