Babacan'a göre sürpriz olmaz

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ekonomi gündemini değerlendirdi. Babacan ayrıca büyüme tahmininde bulundu.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, şu an itibariyle yüzde 4 büyüme tahminin ulaşılabilir bir tahmin olduğunu belirterek, ''Yüzde 4'ün biraz aşağısına doğru sarkabilen bir rakam olursa da bu sürpriz olmamalı'' dedi.

Babacan, NTV-CNBS ortak yayınında katıldığı programda, geçen sene Ekim ayında yüzde 4 tahmini ortaya konulduğunda, dünya ile ilgili beklentilerin bugünkünden çok daha iyi olduğunu ifade ederek, dünyada gelişmiş ülkelerde ve gelişmekte olan ülkelerde büyümenin aşağı doğru revize edildiğini söyledi.

''Buna rağmen bizim yüzde 4 tahminimizi koruyor olmamız, göreli olarak büyümede beklenenden daha iyi performans gösterdiğimizi bize söylüyor'' diyen Babacan, bütün dünya geri giderken, Türkiye'nin yerinde, yüzde 4'de duruyor olmasının aslında başlı başına iyi bir gelişme olduğunu kaydetti. Babacan, ''Yüzde 4 bile şu anda Avrupa'nın en yüksek büyüme oranlarından bir tanesi'' dedi.

Babacan, büyümenin kompozisyonuna bakıldığında dış taleple, iç talep arasında güzel bir dengelenmenin söz konusu olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:

''Biz iç talep olmasın, iyice kısalım derdinde değiliz ama iç talep aşırı bir kredi genişlemesiyle oluyorsa ve ondan büyüme ihtimali varsa onu riskli görüyoruz. Bizim yaptığımız büyüyelim ama sıhhatli sürdürülebilir şekilde büyüyelim. Aşırı bir kredi genişlemesiyle bereber gelen büyüme, sürdürülebilir olmuyor ve kötü bir yan ürün olan cari açığı da beraberinde getiriyor.

Makro dengelere baktığımızda, Türkiye olarak bu yılki gelişmeler, beklediğimiz ve hedeflediğimiz istikamette gelişiyor. Bugün itibariyle ilave bir tedbire ihtiyaç yok. Bu yıl sonu geldiğinde yüzde 15'lik kredi büyümesi ve bunun paralelinde yüzde 4'lük büyüme, Orta Vadeli Program (OVP) hedefleriyle oldukça uyumlu bir şekilde seyrediyor.

Yüzde 6.2'lik enflasyon tahmini oldukça gerçekçi. Bunun biraz üstü, biraz altı olur bu tahminler belli bir güvenilirlik aralığında veriliyor. Dolayısıyla enflasyonla ilgili ciddi bir problem yok. Bir önceki tahminler 6,5'tan, 6.2'ye revizyon bile oldukça iyi. Çünkü çok daha yüksek, çok daha farklı tahminler yapanlar vardı. Birara çift haneyi görünce birden beklentiler bir süre bozuldu ama şimdi herkes tekrar beklentilerini daha doğru bir zemine çekiyor.''

Enflasyon tahminin en güzel göstergelerinden bir tanesinin piyasalardaki faizler olduğunu ifade eden Babacan, enflasyondaki düşüş trendinin devam edeceği konusunda güçlü bir kanaatin olduğunu söyledi.

''Büyümenin kompozisyonundaki değişiklikleri bütçe üzerinde görmeye başladık''

Babacan, büyümenin kompozisyonundaki değişikliklerin etkilerini bütçe üzerinde görmeye başladıklarını belirterek, ''Büyümede dış talep daha etkin, iç talebin rolü daha az. Bizim büyüme kompozisyonunda iç talebin rolü düştüğünde ithalde alınan vergilerimiz düşüyor. İçerde alınan özel tüketim vergisi, katma değer vergisi gibi tüketimle alakalı vergiler düşüyor. İhracat arttığında da ihracattaki vergi iadeleri artıyor. Bir bakıma cari açığı düşürücü istikrara doğru gidiş var, iç dış talep dengelenmesi var. Ama bunun yanında da bütçe üzerinde bir yan etkisi var. Dolayısıyla bizim bu yılki bütçe gelirlerimiz yılbaşında öngördüğümüz bütçe gelirlerinin bir miktar altında gerçekleşecek'' diye konuştu.

Harcama tarafına bakıldığında başta memur maaşları olmak üzere, planlananın bir miktar üzerinde gerçekleşecek harcamalar bulunduğuna dikkati çeken Babacan, yıl sonunda hedeflenen bütçe açığının bir miktar üzerinde kapatılacak gibi göründüğünü söyledi.

Babacan, harcama ve yatırımlarla ilgili verilecek kararlar bulunduğunu, bu kararlara göre de yıl sonu itibariyle bütçe açığının nerede biteceğini OVP ile birlikte açıklayacaklarını ve OVP ya da OVMP'yi de 2013 bütçesini hükümet içinde netleştirmelerini ardından yayınlayacaklarını kaydetti ve şöyle devam etti:

''Genel anlamda bu yıl için, gelecek yıl için koyduğumuz hedeflerden çok büyük sapmalar söz konusu değil. Bütçede bu yıl olabilecek sapma, maliye politikası dinamiklerini etkileyebilecek bir sapma olmayacaktır. Türkiye'nin borç dinamiğini etkileyecek bir sapma olmayacaktır. Bu sapma herhangi bir popülist karar, herhangi bir politika değişikliği ya da 'artık biz daha çok bütçe açığı verelim, daha çok para harcayalım öyle büyüyelim' gibi bir politika sapması değil. Daha çok konjonktürün getirdiği bir konu. Memur maaşları başta olmak üzere harcamalar biraz beklenenin üzerinde seyrediyor. Memur maaşları üzerinde artık hükümetin yüzde 100 kontrolü söz konusu değil. Bunun da ileriye doğru riskleri olabilir, çok çok dikkatli gitmemiz lazım, gelir vatandaşlarımızdan topladığımız vergiler. 3 milyon kadar kamu çalışanımız var. 74 milyondan topladığımız vergilerle maaşlar arasında sürekli denge kurmamız gerekiyor. Bundan sonraki yıllarda da bu konunun çok çok dikkatli götürülmesi lazım.''

Avrupa ve ABD'nin durumu

AB ülkelerinin ekonomileriyle ilgili iyi ve kötü senaryolar olduğunu ve bu konudaki kaygıların devam ettiğini kaydeden Başbakan Yardımcısı Babacan, 2013 yılı için çok belirleyici olacak diğer bir konunun ise ABD ekonomisi olacağını söyledi.

Seçimin ardından Obama veya Obama'nın yerine gelecek yeni yönetimin önünde çok kabarık bir ekonomi dosyası olacağını ifade eden Babacan, ekonomiye yönelik verilecek kararların hem ABD, hem de dünya ekonomisi için çok belirleyici olacağını dile getirdi.

Bazı iktisatçıların ''Türkiye'nin balon ekonomisine gittiği ve Avrupa'daki kriz devam ederse Türkiye'nin de büyük ölçüde etkileneceği'' yönünde teorilerinin olduğunun hatırlatılması üzerine Babacan, ''Biz bütün iktisatçıların görüşlerine değer veriyoruz, hepsini dinliyoruz, ama bütün bunların sonucunda da politika tercihleri yapıyoruz. Bizim zaten her türlü riski dikkate alan yaklaşımımız, bütün bu olumsuz gelişmelere karşı Türkiye'yi şu ana kadar oldukça korudu. Bütün bu olumsuzluklara rağmen Türkiye bir istikrar adası gibi şimdi bu bölgede duruyor'' diye konuştu.

İktisatta ''siyasi güven'' faktörünün matematiksel bir karşılığı olmadığını kaydeden Babacan, ''Türkiye kendi içinde güven ortamını koruduktan sonra, siyasi istikrarını koruduktan sonra, her alanda ihtiyatlı ve doğru politikalar uyguladıktan sonra çok fazla korkmaya gerek yok diye düşünüyorum'' değerlendirmesinde bulundu.

Avrupa'nın içinde bulunduğu durumun daha önce test edilmiş, yaşanılmış bir durum ve 27 ayrı ülkenin karar vermesinin kolay olmadığını anlatan Babacan, Avrupa ülkelerinin yöneticilerine de ''ihtiyatlı olmaları'' tavsiyesinde bulundu.

Ali Babacan, ''Yani Avrupalılar ekonomi konusundaki didişmenin sonucunda öyle bir tablo ile karşı karşıya kalabilirler ki gerçekten artık birbirine olan dayanışmaları, birbirlerine olan bağımlılıkları, o AB'nin ruhunu çürütebilirler. Dolayısıyla herkese ben ihtiyat, aşırı söylemlerden kaçınmalarını tavsiye ediyorum'' diye konuştu.

''(Bakanlık)askerlik görevi gibi''

Başbakan Yardımcısı Babacan, 3. dönem kuralı ve kendisine gelen tekliflere ilişkin soru üzerine de kendisinin bundan sonraki yıllarla alakalı herhangi bir planı ve programı olmadığını, şu anda yoğun bir şekilde Türkiye ekonomisini, dünyadaki türbülanstan koruyabilmek için azami bir gayret içinde olduklarını, siyasette çok uzun süreli, çok uzun vadeli plan ve hesapların doğru olmadığını söyledi.

Babacan, ''Pek çok yakıştırma, söylenti var. Fakat bunların hiçbirisine fazla prim vermemek lazım. Biz şu anda mevcut görevimizle oldukça yoğunuz. Bizim nihayetinde yine yapacağımız iş özel sektördür, kendi işimizdir. Dolayısıyla bu bir askerlik görevi gibi başı ve sonu olan bir görev'' dedi.

Günün Önemli Haberleri