11 Eylül'ün şifresi çözüldü!
Abone ol11 Eylül sonrası internette bir e-mail dolaşmıştı. E-mail'i gönderenlere göre Q33NYC, ikiz kulelere çarpan uçaklardan birinin kuyruk numarasıydı. Gerçekten de öyle miydi?
Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, 11 Eylül
saldırılarından sonra internette dolaşan komplo teorisi içeren e-
mail olayının ayrıntılarını yazdı. Özkök, Antoine
Vitkine’in ‘Yeni Şarlatanlar’ adlı kitabını okuyan Özkök,
bu teorinin yalan olduğunu adlı yazısında dile getirdi.
Yazı: Ertuğrul Özkök
Kaynak:
-ŞİMDİ sıkı durun, size müthiş bir olayın perde arkasını
anlatacağım. 11 Eylül’de ikiz kulelere yapılan terörist saldırıdan
birkaç gün sonra bazı kişiler şu e-mail mesajını aldılar:
‘Word programında Q33NYC yazın, Wingdings karakterine dönüştürün,
sonuç inanılmaz.’
* * *
Bu şifreli e-mail mesajında ne var diyeceksiniz?
E-mail’i gönderenlere göre Q33NYC, ikiz kulelere çarpan uçaklardan
birinin kuyruk numarasıydı.
Bilgisayarınızda bunu yazıp Wingdings’e çevirdiğinizde, bir uçak,
ikiz kuleler, bir kurukafa, bir Yahudi yıldızı ve bir de başparmak
yukarda, yani ‘Tamamdır’ işareti çıkıyordu.
Anlayacağınız kuleye çarpan uçağın kuyruk numarasında aslında, bu
işin Yahudi örgütlerince yapılmış bir eylem olduğu şifresi
vardı.
Daha açıkçası, bu saldırıları Bin Ladin’in adamları değil, bizzat
Amerika’nın kendisi yapmıştı.
Ve bu gerçek, bir şifre ile uçağın kuyruk numarasına
yazılmıştı.
Müthiş bir olay değil mi?
* * *
Birçok kişi günlerce bu şifre ile yatıp kalktı.
Tabii bir sürü komplo teorisi meraklısı da buna inandı.
İnandı ama, kimsenin aklına şu küçücük şeyi araştırmak gelmedi.
Kulelere çarpan uçakların kuyruk numaraları gerçekten bu muydu?
Oysa bu basit bilgileri de internetten anında öğrenmek
mümkündü.
Bakanlar şunu gördüler.
O gün ABD’de kulelere ve Pentagon’a çarpan uçakların hiçbirinin
kuyruk numarası bu değildi.
Değildi ama, komplo hastaları, bu aptal şifre oyununa
inanmışlardı.
Bu olayı, geçenlerde Türkçe’de yayınlanan Antoine Vitkine’in ‘Yeni
Şarlatanlar’ adlı kitabında okudum.
Aman Allahım ne komplo teorileri, ne esrarengiz ilişkiler.
Ne öküz altında buzağılar.
Belli ki, komplo teorisi üretmek ve buna inanmak gerçekten ‘kuş
gribinden’ tehlikeli bir hastalık haline gelmiş.
* * *
Kitabı okurken gülmekten yerlere mi yatayım, yoksa insan beyninin
içine düştüğü bu zavallılığa mı üzüleyim karar veremedim.
Ama hepinize tavsiye ediyorum.
Kitabı alın okuyun.
İnanın çok yararlı bir araç.
Çünkü bu sayede her gün gazetelerimizin şu veya bu köşesinde, bu
salgın hastalığa yakalanmış beyinleri teşhis etmenize yardımcı
olacaktır.
Şimdi size Türkiye’den bir komplo teorisi örneği anlatayım.
Dünyanın önde gelen haber ajansı Associated Press, önceki cumartesi
günü bir haber geçti.
Kuzey Irak’ta çuval olayı sırasında tercümanlık yapan iki Türk
sözde Amerika’ya sığınmış.
Çünkü Türkiye’de ölüm tehdidi alıyorlarmış.
Haber pazar günü Vatan Gazetesi’nin manşetindeydi. Hürriyet’in
şehir baskılarında ise altta küçük verilmişti.
Adamların sığınma hakkı elde etmek için bu yola başvurdukları
belliydi.
Onun için ertesi gün haberi devam ettirdik. Londra temsilcimiz
Faruk Zabcı, o olayda Türk askerleriyle birlikte gözaltına alınan
bir İngiliz’le konuştu.
O da ‘pembe saçlı’ bir kız tercümandan söz etti.
İkinci haberin çıktığı gün, Kocaeli’nden biri okur temsilcimiz
Doğan Satmış’ı aradı. Dikkat edin arayan biz değil, tercümanın
kendisi.
Kendisinin aynı olayda tercümanlık yaptığını anlattı. Bir
arkadaşımızı gönderdik. Gerçekten elindeki fotoğraflar ve verdiği
bilgilerle olaya açıklık getiriyordu.
O haberi de verdik.
Bakın ondan sonra neler oldu?
* * *
Önce beni Ankara’dan bir yetkili aradı.
‘Bu haberleri Türk-Amerikan ilişkilerini bozmaya yönelik
bulduklarını’ söyledi.
Arkasından MHP’ye yakın bir gazetenin manşetinde bunun tam tersi
bir senaryo üretildi.
Güya Hürriyet, Türkiye’nin Amerika ile bozuk olan ilişkilerini
düzeltmeye çalışıyordu. Bunun için ‘Kurtlar Vadisi’nin senaryosu
bile değiştirilmişti.
Daha bu bitmeden bu defa üçüncü senaryo geldi.
Hürriyet bunu, ‘Kurtlar Vadisi’ dizisinin reytingini artırmak için
yapıyordu.
* * *
Komplo hastalığı budur.
Eğer bunu sırf kötülük olsun diye yapmıyorsanız, hastalığın
arazları şudur.
Önce kendinizi bir şeye inandırırsınız. Sonra etrafınızda
gördüğünüz her şeyi, söylenen her sözü, okuduğunuz her haberi bu
virütük gözlükten görürsünüz.
Dün yazı işlerinde gazeteyi hazırlarken artık bu zırvalara
verilecek tek cevabın dalga geçmek olduğuna karar verdik.
Onun için de şöyle bir espri yaptık:
Bundan böyle attığımız her manşetin altına, ‘Bu haberle ilgili şu
komplo teorileri üretilebilir’ diye bir bölüm koyalım dedik.
Böylece bu saçma sapan teorileri üretenlere de kolaylık olur.