Azerbaycan'daki Türkeş gerillaları
Abone olTürkeş'in talimatıyla gerilla savaşı vermek için Azerbaycan'da özel bir komonda eğitim kampı kurulmuş.
İstanbul-Azerbaycan'da Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'e karşı
gerçekleştirilen başarısız darbe girişimin ardından Türkiye'ye
yerleşen Tovuz eski Emniyet Müdürü emekli yarbay Novruz Hasan
Bozalganlı, "Şah-Mat: Bir Yarbayın Kaleminden Azarbaycan Gerçeği"
adlı kitabında darbeyle ilgili ilginç anekdotlara yer verdi.
Altınküre Yayınları'ndan çıkan kitabında Bozalganlı, Azerbaycan'da
askeri faaliyetlerde bulunan ülkücülerle ilişkilerini de anlatıyor.
Aliyev'e karşı darbe girişiminde bulunan Azerbaycan Özel
Birlikler(OMON) Komutanı Ruşen Cevadov hakkında ilginç anekdotlara
yer veren Bozalganlı, Türkiye'den gelen ülkücülerin kurdukları
eğitim kamplarında yetiştirilen timlerin Ermenistan içlerinde
gerçekleştirdikleri operasyonlara yer veriyor. Operasyonlarda bazı
ülkücülerin hayatını kaybettiğini belirtiyor. Türkeş'ten kamp
talimatı Darbeden 1 yıl kadar önce Bakü'de Türkiye'den gelen İrfan
Özcan, Mustafa Yenişeker ve Ülkü Ocakları Genel Başkanı Atila Kaya
ile tanıştıklarını anlatan Bozalganlı, "Atilla ile biraz
dolaştıktan sonra Gence'ye doğru yola çıktık. Onun kökeni de
Genceli olduğu için maksadım ona Gence'yi göstermekti. Atilla,
Alparslan Türkeşin talimatıyla Azerbaycana geldiğini, Karabağ
savaşı için Azerbaycanlı ve Türk dünyasının çeşitli bölgelerinden
gelecek gençleri savaşa eğitmek maksadıyla burada olduklarını
söyledi. Konuşmamız esnasında onun iki üç aydır Azerbaycanda
olduğunu anladık. Hatta Elçibey'le görüşerek maksatlarını anlatmış
ve onayını almıştı. Yalnız bu geçen süre zarfında uygun bir eğitim
alanı bulunamamış. Mustafa Yenişeker de "Biz buraya dinlenmeye
değil savaşmaya geldik' diyerek Türkiye'ye dönmüş, onlar ise biraz
daha beklemeyi kararlaştırmışlardı. Hemen arabayı ters yöne
çevirdik. Atilla 'nereye gidiyoruz' dediğinde, 'İstediğiniz eğitim
alanına, uygun bir yere' diyerek onu Tovuz'un kırk kilometre
dışında dağların arasında, ormanlık arazinin içindeki Sovyetler
döneminden kalma 'izcilik' kampına getirdim. Atilla arabadan inerek
dağlara, ormana ve binaya bakarak, 'Ağabey burası ideal bir eğitim
alanı' dedi. Binaları gezdik. Uzun süredir kullanılmadığı için çok
yıpranmış ve kullanılamaz haldeydi. Atilla 'Yapılacak çok iş var'
dediğinde, 'Siz kararınızı verin ben gereğini yaparım' dedim.
Atilla kararını çoktan vermişti, yine de 'İrfan başkan gelip bir
baksın' dedi. Bozalganlı,Tovuz'daki kampın kuruluşunu şöyle
anlatıyor: "Atilla Kaya Bakü'ye döndü ve birkaç gün sonra İrfan
Beyle beraber geldiler. İrfan da bu kampı çok beğenmişti. Kamp
Azerbaycan-Ermenistan sınırına çok yakın bir yerdeydi. Yani
yürüyerek savaşın olduğu yere ulaşmak mümkündü. İrfan ve Atilla,
Başbuğa bilgi vermek, bu kampa gençleri davet etmek için yeniden
Bakü'ye döndüler. Birkaç gün içinde kampın elektrik ve doğal gaz
hattını mutfağını yatak odalarını ve başka işlerini tamamladım.
Daha sonra İrfan ve Atilla beraberindeki arkadaşlar Tovuz'a
geldiler. Yaklaşık 25 kişiydiler. Sekizi Azerbaycan Halk cephesi
üyeleri, geri kalanlarsa Türkiye'den gelmişlerdi. Bu gençlerin
sayısı yavaş yavaş artacak, eğitmen olarak görevli Hamit ve Yusuf
Hocalar daha sonra kampa katılacaklardı. Kar yağmur demeden
günlerce ormanlık arazide komando eğitimi yapıyorlar, ara sıra
takviye güç olarak savaş bölgesine gidiyorlardı. Bense emniyet
müdüründen daha çok gençlerin komutanı gibiydim." 'İbrahim Şahin'le
Ruşen Cevadov Ankara'da tanıştı' Bozulganlı, MHP lideri Alpaslan
Türkeş'in Karabağ sorununu çözümünde ciddi rol alabileceği
gerekçesiyle Tovuz'da bir alayın kurulması için emekli tankçı
binbaşı Seyfi ve üsteğmen Ahmet beyi görevlendirdiğini belirterek,
Elçibey'in de bu fikri onayladığını ifade ediyor. Ceyrançöl'de
kurulan alay kampında eğitim görecek 2000 askerin 500'ünün
Türkiyeli ülkücülerden teşkil edileceğini söyleyen Bozalgan,"1500'ü
ise Halk Cephesi ve Müsavat partilerinden katılacak olan gençler
olacaktı.Bu gençler teker teker seçilecek hem fiziken hem de fikren
komando eğitimine uygun gençler olacaktı. Seyfi bana 'Bana 6 ay
lazım, 6 aydan sonra Karabağı benden isteyebilirsin' dediğinde
sanki dünyalar benim olmuştu" diyor. Kitapta ayrıca Bakü'de Şıhov
Taburu'nun kurulmasından sonra eğitim için Türkiye'den Yusuf
Arpacık'ın görevlendirildiğini de ekliyor Bozalganlı. Tovuz'daki
kampın eğitmenlerinden Binbaşı Seyfi Bey'in hayatını kaybettiğini
öğreniyoruz. Özel Birlik(OMON) komutanı Ruşen Cevadov ile
Türkiye'de Özel Harekat Başkan Vekili İbrahim Şahin'i Hamit Bey'in
tanıştırdığını belirten Bozalganlı, PKK'nın Azerbaycan'daki
faaliyetlerini önlemek için işbirliği yaptıklarını da anlatıyor.
'Resmimi Çatlı diye verdiler' "Abdullah Çatlı'yı son kez
Aksaray'daki Avrasya Restoran'da o meşhur sünnet düğününde gördüm.
İbrahim Bey masaya geldi, kucaklaştık. En son Bakü'de görüşmüştük.
Fotoğrafçıyı çağırdı. Ellerimizi birbirimizin omuzuna atarak
fotoğraf çektirdik. Sonradan bu fotoğraf bütün Türkiye yazılı ve
görsel basınında yer alacak ve İbrahim Şahin'le fotoğrafı çekilen
beni Çatlı diye takdim edeceklerdi. Bazı medya kuruluşları
fotoğrafın altına 'İbrahim Şahin TBMM Susurluk Komisyonu'na verdiği
ifadede Çatlı'yı tanımadığını söylüyor. Ancak fotofrafta Çatlı ile
ne kadar samimi gözüküyor' diyeceklerdi. Bu fotoğrafımız bir gün
sonra Akşam gazetesinde yayınlandı. Fotoğrafı çeken muhabir de
yanılmış (Fotoğrafımız Susurluk Olayı'ndan sonra basın organlarına
dağıtılmıştı). İbrahim Bey beni oyuna davet ediyordu. Oynayanlardan
tanıdık bir yüze tesadüf ettim. Benim için kahramanlık sembolü olan
Çatlı'ydı. Salonda olduğumu gören Çatlı, Azeri oyun havaları
çaldırmıştı. Dünyanın neresinde olursa olsun bir karış Türk toprağı
için şehit olmaya hazır olan bu iki kahramanla oynamaktan gurur
duyuyordum. Türk dünyasının bu iki dev ismi bu dava için başlarına
geleceklerden habersizce oynuyorlardı. Pusuda bekleyen kötü
niyetliler flaşlarını patlatıp resimleri değerli belge olarak
saklayacaklardı. O geceden sonra Nevşehir'deki Türk bayrağına
sarılı tabutunu gördüm Çatlı'nın."