Aydın Menderes'in son röportajı
Abone olAksiyon dergisi geçtiğimiz Cuma günü vefat eden Aydın Menderes’le yapılan son görüşmeyi kapağına taşıdı.
Gazeteci İdris Gürsoy’un 27 Mayıs darbesi ve güncel
siyasi gelişmelerle ilgili sorularını cevaplandıran Menderes,
babası Adnan Menderes’in neden cuntacıların üzerine gidemediğini
anlattı.
“Hainler vardı, çevresi kuşatılmıştı, yalnız ve
çaresizdi.” diyen oğul Menderes, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın
tarihten ders çıkarıp Ergenekon ve Balyoz davalarının arkasında
durmasının son derece önemli olduğuna dikkat çekti.
Babası için “Menderes yalnızdı.” ifadesini kullanan Aydın
Menderes’e göre o günkü şartlar içinde Emniyet içindeki bazı DP’ye
bağlı görevlilerle cuntanın peşine düşüp bunları açığa çıkarmak
kolay değildi. Başbakan Menderes, kimseyle paylaşmasa da bunu
biliyordu. Sonuç alamayacağına inandığı bir yola girip vakit
kaybetmektense, geceli gündüzlü bir çaba ile ülkenin kalkınmasına
kendini adadı.
Oğul Menderes, İsmet İnönü’nün seçimi istemediği ve DP’yi silmek
için tek yol olarak gördüğü darbe için zemin hazırladığını da ifade
etti. Aydın Menderes, gazeteci Gürsoy’un sorularını şu şekilde
cevapladı:
-Adnan Menderes’i darbe planları ile ilgili bilgi gelmedi
mi? Çevresi onu yanıltmış olabilir mi?
-Merhum Adnan Menderes’in etrafının kuşatıldığı ihtimal
dâhilindedir. En azından CHP’ye sürekli istihbarat gitmiştir.
Merhum Adnan Menderes’in ise gizli saklı bir işi olmadığı için bu
tür bir olayın üzerinde durmamıştır. Etrafını kuşatanların merhum
Menderes’e gidecek ihtilal ihbarlarını engellediklerini mümkün
görmüyorum. Esasen merhum Adnan Menderes iktidarın ilk yıllarından
itibaren ve özellikle de 1960 yılının ilk beş ayında CHP’nin ve
İsmet Paşa’nın niyetinin bir askeri müdahaleye yol açmak olduğunu
açıkça söylemiştir. Hem de bunu her vesileyle ve tekrar tekrar
ifade etmiştir. Bunu söyleyen rahmetli Adnan Menderes’in bu sözleri
dönemin gazetelerinde bol miktarda mevcuttur. İsmet Paşa’nın
ihtilal hazırladığını söyleyen Adnan Menderes’e herhangi bir darbe
ihbarını gidip gitmemesi bence o kadar önemli değildir. Kaldı ki
İsmet Paşa’yı ihtilal ortamı oluşturmakla sürekli olarak itham eden
merhum Adnan Menderes, hiçbir ihbar olmadan da askerle CHP
arasındaki ilişkileri resen tahkik ettirebilirdi. Kaldı ki 27
Mayıs’ın arefesi dahil pek çok kişi askerin bir hazırlık içerisinde
olduğunu -isimlendiremeseler de- merhum Adnan Menderes’e
iletmişlerdir.
-Savunma bakanları ile yaşadığı problem hataya düşürmüş
olabilir mi?
-Şemi Ergin haindir. 9 subay hadisesinin üzerine görevinden
alınmıştır. Merhum Adnan Menderes bu bakanlığa en yakını saydığı
Ethem Menderes’i getirmiştir. Lakin Ethem Menderes de Şemi
Ergin’den farklı bir yol izlememiştir.
-Peki Menderes bu iddiaların üzerine neden
gitmedi?
-Merhum Adnan Menderes’in bu tür söylentilerin peşine düşmemesinin
sebebi şudur: O günlerde Demokrat Parti hükümeti Türkiye’de
merhumun kendi tabiriyle 'Hummalı bir kalkınma inşa ve imar
faaliyeti' yürütüyordu. Merhum Menderes on yıllık Başbakanlığını
buna adamıştı. Kendisi eğer asker meselesine bir kere dalarsa bir
daha çıkamayacağı bir bataklığa düşmüş olmaktan çekiniyordu.
Böylece ülkenin işlevi takipsiz kalmaya başlayacak hükümet varıyla
yoğuyla askerle uğraşmaya vakit ayıracaktı. Merhum Adnan Menderes
bu düşüncesinde son derecede haklıdır.
-Derslerin yeterince çıkarıldığına inanıyor
musunuz?
-Bugünkü AK Parti iktidarının cesaretle asker içindeki illegal her
türlü oluşumun üstüne gitmesi, Ergenekon ve Balyoz adıyla anılan
davaların açılmış olması son derecede önemli bir gelişmedir.
Gereken dersi çıkartıp uygulamak AK Parti iktidarına nasip
olmuştur. Elbette ki bunun bu kadar gecikmiş olmasının çeşitli
sebepleri vardır. Ancak bu ayrı bir konuyu teşkil edecektir. Söz
konusu adımların atılmış olması ne kadar önemli ise de sadece
bunlarla askerin artık darbe yapamasa da siyasete müdahalesinin
bütün yollarını ve ihtimallerini kapatacağını farz etmek ciddi bir
eksiklik olur.