Ayaktaki çatlaklar tehlike habercisi
Abone olUzmanlar şeker hastalarının ayağında çıkan küçük-büyük her türlü çatlağın, geç fark edildiği ve zor iyileştiği için büyük bir tehlike taşıdığını söyledi. İşte ayrıntılar:
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Plastik ve
Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Muzaffer Altındaş, şeker hastasının ayağında çıkan küçük-büyük her
yaranın, geç fark edildiği ve zor iyileştiği için büyük bir tehlike
taşıdığını söyledi. Altındaş, yaraların, dokuyla oynama sanatı
olduğu için, plastik cerrahinin işi olduğunu, sadece pansuman
yaparak yara iyileşmesinin zor bir yol olduğunu belirtti. Son 30
yılda yara iyileşmesi konusunda büyük gelişmeler yaşandığını ifade
eden Altındaş, "Bugünkü pansumanlara biyolojik pansumanlar deniyor.
Yarayı nemli tutan emici pansumanlarla önce yaranın kötüye gidişini
durduruyoruz sonra da canlanması için uygun ortam hazırlıyoruz.
Deri nakli yöntemiyle yarayı kısa sürede kapatma şansımız da var"
dedi. Bu yöntemler sayesinde iyileşmeyen ve kangrene dönüşen
yaraların önüne geçtiklerini dile getiren Altındaş, kan dolaşımı az
olduğu için iyileşmesi en zor yaraların şeker hastalarında
çıktığına dikkati çekti. Altındaş, "Diyabet hastasının ayağındaki
çatlak, ölümle bile sonlanabilir. İyileşmesi zordur. Şeker
hastasının ayağında çıkan her yara potansiyel olarak büyük bir
tehlike taşır. Topuktaki çatlaktan mikrobun girmesi sonucu ağır bir
enfeksiyon oluşabilir. Daha sonraki günlerde iyi pansuman
yapılmaması nedeniyle enfeksiyon tüm ayağı sarabilir. Diyabetli
hasta, ayağında küçük bir çatlak varsa hemen doktora gitmeli, her
gün ayak kontrolü yapmalıdır. Çünkü erken dönemde alınan küçük
önlemlerle büyük bir felaketin önüne geçebiliriz"dedi. Şeker
hastalarında damar ve sinir bozukluğunun en çok etkilediği organın
ayak olduğunu dile getiren Altındaş, kan gitmediği için kişinin diz
kapağından alt tarafının çoğu zaman uyuşuk olduğunu, yarayı fark
edene kadar ayağını kaybeden çok sayıda hasta olduğunu ifade etti.
Hastanın her gün ayna yardımıyla parmak aralarını, topuğunu ve tüm
ayağını kontrol etmesi gerektiğini belirten Altındaş, şöyle devam
etti: "Ayakta şişkinlik, deformasyon, su toplanması, kan oturması,
çatlak, nasır, tırnak batması olabilir. Böyle bir durum
görüldüğünde hemen doktora başvurulmalıdır. Bunları önlemek için de
her gün yıkanıp kurulanan ayağın ayağın kremlerle bakımı
yapılmalıdır. Yeni ayakkabı herkesin ayağına zarar verebilir, ancak
şeker hastası yeni aldığı ayakkabıyı bir günde 2 saatten fazla
ayağında taşımamalıdır. Ayaktaki yaraların yüzde 75'i parmakların
bulunduğu ön tarafta, 25'i ise ayağın orta ve arka kısmında
oluşur."