Yıllardır AK Parti'nin 'ak fikirleri'ne katkı veren Diyarbakır
AK Parti İl Başkanı Avukat Muhammed Dara Akar parti içinde söz
sahibi olmaya layık bir dava adamıdır.
Bilgi ve tecrübesi ile, sahip olduğu hoşgörü ve ifade
yeteneğiyle 7 Haziran ve 1 Kasım seçim sürecini idare eden Akar,
Sur’daki hendek olaylarının ve ondan sonra oluşan mağdurların
dertleriyle ilgilenmek durumunda kaldı. FETÖ’cülerin yanı sıra
PKK/HDP talimatıyla iş bırakma eylemine giden Eğitim-Sen üyelerinde
4300 kişinin açığa alındığı bir şehir düşünün burada AK Parti adına
siyaset yapmanın zorluğunu tasavvur edin.
Ayrıca HDP, HÜDA-PAR, HAK-PAR gibi partilerin genel merkez gibi
kullandığı bu şehirde ayrıca bir meclis edasıyla çalışan Demokratik
Toplum Kongresi'nin (DTK) de 17 birimiyle aktif bir muhalefet
yaptığını da unutmamak lazım.
TÜİK verilerine göre 210 bin kayıtlı işsizin yaşadığı bir
kentten bahs ediyorum. Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler İl Başkan
Yardımcısı Mehmet Arzun’un odası iş arayanlardan geçilmez, bu
sabırlı beyefendi eliyle bilgilerini not alıp gerekli izahatları
yaparak vatandaşı teskin etmekle Başkanın yükünün yarısını
üstleniyor desem inanın.
İl Yürütme Kurulu üyesi olan Arzu işe alınanların bir haksızlığa
bir yolsuzluğa meydan verilmemesi için iş alımlarının düzenli
gitmesi için bir süre görevlendirildi, ama siyasi paydaşlar bu
şeffaf duruşa pek dayanamadı ki sonradan bu görevini sürdürmesine
müsaade edilmedi.
Av. Muhammed Akar herhangi bir AK Partili değil,
MKYK’ya almaya değer bir kapasiteye sahip,
Kürt meselesinden sorumlu Başbakan danışmanı,
Ya da eğer bir daha il başkanlığına aday olmayı kabul ederse
parti adına son sözü söyleme hakkına sahip bir yetkiyle donatılıp,
şehrimizin bürokrasisi üzerinde etkili olması gerektiği
kanaatindeyim. Bağırıp çağırmaktan anlayan kimi il müdürleri onun
insani tarzının değerini bilmiyorlar/bilemediler.
Diyarbakır il müdürleri hiç bu kadar rahat olmamışlardı, ama
Aile ve Sosyal Politikalar (ASP) İl Müdürü Halit Açan ve İl Müftüsü
Burhan İşleyen gibi vazifesinin hakkını verirken, MEM İl Müdürü ve
İş-Kur gibi keyfi yöneticiler de oldu.
Tabi
Olan devlete oldu,
Olan AK Parti'ye oldu,
Olan şehrimize oldu,
Olan vatandaşa oldu,
Peki kazananı var mı var, terör ve JİTEM ruhu kazandı,
devlet-millet arasında bir husumet peyda oldu.
Üç beş kişi üç beş kuruş haksız yere kazanmış olabilirler, bu
hem haram hem de gayri hukuki olan sözde kazanç elde edenler
aslında uzun erimde kaybedenlerdir, yetersiz insanlar oldukları
için kendini bu tür hilelerle avutuyorlar. Orada burada bu defolu
halleriyle iftihar edercesine “iş
bitiriciliklerini” anlatıyorlar.
Şehrimizi bu tür menfaat çetelerinden ve siyasetin ucuz
aktörlerinden kurtarılması gerektiğine candan inananlardanım.
Ben kimsenin bir şeyi değilim ama herkesin her şeyiyim.
Dolayısıyla bunları dile getirmek üstüme vazifedir.
İl başkanlığına geldiğinden bu yanı “görevden
alınacak/alınıyor” dedikodusuyla çalışmaları kösteklenen
Av. Muhammed Dara Akar bir İnsan Hakları Aktivisti olarak eski
çalışmaları üzerinde eleştirildi.
Yok efendim şurada şu açıklamayı yapmış, şu tarihte şunu ziyaret
etmiş bilmem ne? Başkanlığa geldiğinden bu yanı her fırsatta AK
Parti misyonunu temsil etmeye çalıştığının takipçisiyim. Belki daha
iyisini yapamadı ama bu şehirde İktidar partisi adına siyaset
yapmanın kolay olmadığı bilmekte fayda var.
Bana sorsanız AK Parti'ye böyle kimseler lazım, eğer AK Parti
itaat kültürüyle şekillenirse her geçen gün Külliyeyi gergin hale
getirecek ve bu başarısızlık geleceğin seçimlerinde AK Parti
açısından olumsuz neticeler doğuracaktır.
Doğruları dillendirmek haktan yana kimselerin ödevidir. Ben bu
ödevimi yerine getirdim.
Selam ve dua ile…