Avrupa'da yasak Türkiye'de serbest
Abone olSağlığı tehdit ettiği için Avrupa’da yasaklanan Dialifos, Bromophos gibi ilaçlar Türk çiftçisine rahatlıkla satılıyor.
Rusya’ya ihraç edilen sebze ve meyvenin dönmesine yol açan skandalın arkasında da yasaklı ilaçların kalıntıları çıktı. Sebze-meyvedeki ilaç kalıntısı yüzünden yer yer ihracatta iadelerle karşı karşıya kalan Türkiye, tarım ilaçlarının kullanımını dünya standartlarına taşıyamıyor. Bunun en son örneği AB ülkelerinde yasaklanan bazı ilaçların çiftçiye tavsiye edilmesinde görüldü. Dialifos, Bromophos, Parathion-methyl ve Nuarimol gibi tarım ilaçları insan sağlığı açısından riskli olduğu gerekçesiyle yasaklanmıştı. Ancak aynı ilaçlardan bazılarının Tarım Bakanlığı tarafından hazırlanan tavsiye listesinde yer alması konuya yeni bir boyut kazandırdı. ENDİŞE VERİCİ “Uygulama endişe verici.” diyen Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın, riskli ilaçların kullanımında ilaç şirketlerinin baskısının etkili olduğunu öne sürüyor. İsmini açıklamak istemeyen bir ziraat mühendisi, “Avrupa’da yasaklanmış bir ilacın Türkiye’de piyasadan çekilmesi 3 yılı buluyor. Üretici şirketler stoklarını eritmek için satışa devam ediyor.” değerlendirmesini yapıyor. Tarım Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü ise çiftçiler için hazırlanan kitapçıkta yer alan 4 zirai ilacın AB’de güvenli liste dışında olduğunu kabul ediyor. “Yasaklanan ilaçlar, insan, bitki ve çevre sağlığı açısından sakıncalı mı bulundu, yoksa firması mı ilaca sahip çıkmadı? Buna dair bir bilgi görülmemektedir.” açıklamasını yapan genel müdürlük, AB’de yasaklı ilaçlardan Primiphos-methyl’in 19 ülkede daha satıldığını bildiriyor. 8 ŞİRKETE YASAK GELMİŞTİ İhraç edilen yaş sebze ve meyvenin gümrükten geri dönmesinde ithalatçı ülkelerin yasakladığı zirai ilaç kalıntıları önemli rol oynuyor. Bir süre önce ürünlerde yüksek dozda Acetamiprid tespit edildiği için Avrupa’ya ihracat yapan 8 şirkete yasak getirilmişti. Söz konusu ilacın sadece domateste kullanılması için ruhsat verilirken, firmaların bütün sebzeler için tavsiye ettiği ortaya çıkmıştı. Rusya ise Akdeniz sineği ve ilaç kalıntısı gerekçesiyle haziran ayı boyunca Türkiye’den sebze meyve alımını durdurmuştu. İki ülke arasındaki kriz, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından aşılmıştı. Uzmanlar tartışmaların tarım ilaçlarındaki başıboşluğu gözler önüne serdiği görüşünde birleşiyor. Tarım Bakanlığı sektöre çekidüzen verecek adımlar atmaya başladı. Ancak bakanlığın yayımladığı ‘2005 yılı Ankara basımlı’ kitapçıkta, AB Gıda ve Veterinerlik Ofisi tarafından yasaklandığı bilinen bazı ilaçların tavsiye edilmesi şaşkınlıkla karşılandı. YASAKLI İLAÇ TÜKETİMİ ÇOK YÜKSEK Kitapçıktaki birçok ilacın Avrupa’da geri çekildiğini tespit eden Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Laboratuvarı’na göre, etken madde değerleri kilogramda 0,01 miligramı aşan ilaçlar Avrupa’da yasak kapsamında. Aynı ilaçlar Türkiye’de rahatlıkla satın alınabiliyor. Tel kurdu için tavsiye edilen Chlorpyriphos Ethyl artık Avrupa’da kullanılmıyor. Yasaklılar listesindeki Endosülfan’ın Türkiye’deki yıllık tüketim miktarı 150 bin litreyi buluyor. Yine sakıncalı bulunan Methamidophos da yılda 320 bin litre tüketiliyor. Aynı şekilde zararlı olan Parathion-methyl 250 bin litrelik satış rakamına ulaşıyor. Kullanılmaya devam edilen Acephate, Aldicarb, Metalaxyl ve Parathion-methyl’in ruhsatları AB’de iki yıl önce kaldırıldı. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nafiz Delen, “Limitlerin belirlenmesinde, AB’de insan sağlığı ön plana çıkarken Türkiye’de ihracat göz önüne alınıyor.” tespitini yapıyor. Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölüm Başkanı Oktay Yeğen de bakanlığın zirai mücadeleye yeterince önem vermediğini öne sürüyor. "ŞİRKETLERİN İŞİNE GELİYOR" İhracatçılar, Tarım Bakanlığı’nın insan ve çevre sağlığına zararsız olduğu belirtilen yeni ilaçlara ruhsat vermemesinden yakınıyor. Antalya Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Satıcı, 15 yıldır tarım ilacı ruhsatlarının yenilenmediğini vurgulayarak, “Bakanlıktan ruhsat almak çok zor olduğu için yasaklanan ilaçların geri çekilmesi ilaç şirketlerinin işine gelmiyor.” diyor. Bakanlığın kalıntı meselesini çözme yerine çiftçiye yasak ilaç tavsiye etmesine anlam veremediğini ileri süren Satıcı, kitapçığı ‘tarım bürokrasisinin AB’den ne kadar uzak olduğunun bir göstergesi’ diye niteliyor. Antalya Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Vahap Tuncer, zirai ilaçların yüzde 45’inin insan sağlığı açısından riskli olduğuna dikkat çekiyor: RUHSATLAR GÜNCELLENMELİ Etken madde değeri yüksek olan Carbarly ve Endosülfan mevcut böcek ilaçlarının yüzde 50’sini teşkil ediyor. Bu tip ilaçların çoğu gelişmiş ülkelerde yasaklanmıştır ya da geri çekilmiştir.” MSG Zirai Danışmanlık Genel Müdürü Mehmet Sait Güçin de bakanlığın ilaç ruhsatlarını acilen güncellemesi gerektiğini söylüyor. Dialifos, Bromophos, Parathion-methyl ve Nuarimol’ün AB’de güvenli liste dışında olduğunu kabul eden Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü, AB üyesi ülkelerde de oran farklılığı olduğunu belirtiyor. Genel Müdür Yardımcısı Hulusi Ötebay, Phosmet’in 6, Propargite’nin 12, Myclobutanyl’in 16 ülkede ruhsatlı olduğunun altını çiziyor. Ötebay, ülkelerin tüketim alışkanlıklarına göre yasak koyduklarını ifade ederek, “Bu durum, o aktif maddeli ilacın yasaklandığı anlamına gelmemektedir. AB veya dünyanın gelişmiş ülkelerinde insan, bitki ve çevre sağlığı açısından sakıncalı bulunarak yasaklanan hiçbir ilaç, Türkiye’de ruhsatlı bulunmamaktadır.” diyor. Firmaların bakanlığa herhangi bir baskılarının söz konusu olmadığını dile getiren Ötebay, ruhsatlandırma ile ilgili de güncelleme kararının 2 Eylül 2004’te 25571 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandığını kaydediyor. Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölüm Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Yiğit, üretici Zaim Sat'ın bahçesine Akdeniz Sineği tuzağı kuruyor. Yiğit, “Amacımız, kimyasal ilaçlar kullanmadan bazı çekici maddelerle bezenmiş tuzakları ağaçlara asarak bu zararlı böcekle mücadele etmek. Ağaçları ilaçlamadan kurtlanma oranını azaltmayı hedefliyoruz. Ağaçlar meyve verene kadar bu tuzak yöntemini takip edeceğiz.” şeklinde konuştu. Kaynak: Zaman Gazetesi