ATVde bu akşam Ezel gecesi
Abone olİzlenme rekorları kıran 'Ezel' bu akşam ilk kez atv'de izleyicisiyle buluşacak. Dizinin başrol oyuncularından Barış Falay bakın neler anlattı?
Başrollerini Kenan
İmirzalıoğlu, Cansu Dere, Tuncel Kurtiz ve Yiğit Özşener'le
birlikte paylaştığı 'Ezel' adlı dizide 'Kerpeten Ali' rolüyle
adından söz ettiren Barış Falay'la dizi ve oyunculuk üzerine
konuştuk. 'Aliye' dizisindeki 'Mücahit' rolüyle tanınan Barış
Falay, daha önce 'Karım ve Annem', 'Bebeğim', 'Çemberin Dışında'
adlı dizilerde ve 'Kirpi', 'Şeytanın Pabucu' adlı sinema
filmlerinde rol aldı. 'Ezel'i, şimdiye kadar içinde bulunduğu
projeler arasında senaryosunu sabırsızlıkla beklediği iş olarak
tanımlayan Falay, başarıyla hayat verdiği 'Kerpeten Ali'
karakterini de duygu yoğunluğunu üst seviyede yaşayan biri olarak
ifade etti.
* Dizinin atv'ye geçmesini nasıl
değerlendiriyorsunuz?
'Ezel' ulaşması gereken seyirci
kitlesine ulaştı gibi. Tahmin ediyorum, atv'de izlenirliğini daha
yüksek kılacaktır. Ayrıca atv benim 'Aliye'den dolayı yabancı
olmadığım bir kanal.
BİZ ŞİDDETİ ÖVMÜYORUZ
* 'Ezel'in diğer diziler arasından sıyrılıp bu kadar beğeni
kazanmasını neye bağlıyorsunuz?
Klasik olacak belki ama
iyi senaryo, iyi oyuncu, iyi yönetmen, iyi müzisyen ve bunları
birleştiren iyi yapımcı... Bu çok net. Ama bunun dışında benim için
cesurca olan her türlü tavır çok önemli. Cesur bir senaryo. Daha
önce denenmemiş, ezber bozan bir yapıya sahip. Elimizde çok iyi bir
senaryo var. Senaristlerimiz gerçekten bu konuda çok iyi. Senaryoyu
çok başarılı kaleme almışlar bize sadece oynamak düşüyor. Edebi
anlamda güçlü bir metin, iyi oyuncularla buluşunca başarı
kaçınılmaz oluyor. Bunu kendimi övmek için söylemiyorum.
Yönetmenimizin de bu başarıda çok büyük payı var. Uluç Bayraktar
bence çok başarılı bir yönetmen. 'Ezel'i diğer dizilerden ayıran en
önemli özellik ise, silah kullanılan bir dizi olmasına rağmen
şiddeti övmüyor olması. Şiddetin acı veren tarafını göstermeye
çalışıyoruz ki bu benim için gerçekten çok kıymetli.
* Senaryo, yönetim ve oyunculuk dışında bu büyük başarının
matematiği nedir sizce?
Vallahi onu hiç bilemiyorum.
Ama şunu biliyorum. Ben 'Ezel'in senaryosunu ele aldığımda; "Bu iş
tutmazsa ben bir daha televizyon senaryosu okumam" dedim. Bu,
hikayenin gücünün bana hissettirdiğiydi. Öte yandan, fondaki güçlü
yapı da çok etkili. Dizinin, Türkiye mozaiğini çok iyi yansıttığını
düşünüyorum.
KARAKTER ÜZERİME YAPIŞSIN
* 'Aliye'nin 'Mücahit'i olarak tanıdık sizi ama şimdi
'Ezel' denince akla gelen ilk isimlerden birisiniz. Oynadığınız
karakterin üzerinize yapışmasından korkuyor musunuz?
Bizim seyircimiz bence eskisi gibi değil, dünya sinemasını da takip
eden bilinçli bir seyirci var. Tamam, yolda gördüklerinde 'Kerpeten
Ali' diye sesleniyorlar belki ama meselenin bu olmadığının
farkındalar. Umarım yapımcılar da farkındadır. Çünkü ben başka
başka adamları oynamaya devam etmek istiyorum. Umarım her projede
bir öncekinden farklı rolleri canlandırma fırsatı yakalarım.
Karakterler üzerime yapışıyorsa da bir sonraki projede başka şeyi
yapıştırmaya uğraşacağım.
* 'Kerpeten Ali' karakteri sizi eğlendiriyor
mu?
Kesinlikle evet. Senaryoyu elime her aldığımda
"Acaba yine ne yapacak?" diye merak ediyorum. Aslında ben şöyle
bakıyorum; role başlamadan önce senaryoyu okuduktan sonra masa
başında bir takım şeyler belirliyorum. Bu adam nasıl biri, nasıl
bir dünyası var, nerelerden geliyor gibi soruları soruyorum
kendime, çözümlemesini yapıyorum kafamda. Bunların karşılığını
buluyorum; bulmadan yola çıkamıyorum ama yola çıktıktan sonra da
bir daha dönüp bakmayı çok sevmiyorum.
* Canlandırdığınınız karakteri nasıl
tanımlarsınız?
Çok cümle kurmak o rolü daraltıyor.
Başkaları tanımlayabilir ama üzerine ben konuşursam rol daralır
gibi geliyor. Ali'nin çok yoğun duyguları olduğunu ve her türlü
duyguyu; sevgiyi de sevinci de aşkı da nefreti dibine kadar
yaşadığını düşünüyorum. Sakin bir adam değil bu anlamda.
* Adam öldürme sahnesinde hiç zorlandınız mı?
Daha önce tiyatroda da elime silah aldım. Silahlardan nefret
ederim. Aslında ben orada eylemi oynamıyorum. Çalıştığım kısım da
öldürme kısmı olmuyor. Lunaparka da gidip ördeklere ateş ediyor
insanlar. O kısım çok önemli değil. Ben, o ruh halini nasıl
veririm, senaristlerin yazdığı şekilde nasıl oynarıma kafa yordum.
Eylem kısmı zor olmadı.
* Şöyle sorayım o zaman, sizi en çok zorlayan sahne hangisi
oldu?
Fiziksel olarak belli aksiyonlara giriyoruz,
onlar gerçekten zor ve yorucu olabiliyor. 'Ali'nin 'Ömer'i
hatırlayıp çektiği acılar, onunla yüzleşme sahnesi de duygusal
yoğunluğu üst düzeyde olan sahnelerdi. Seyircilerin bu akşam
izleyecekleri bölümdeki ilk aksiyon sahnesi de çok zorluydu.
BEKLEMEYE DEĞECEK
* Yeni bölümün fragmanları
bile yüz binlerce kez izlendi. 'Ali', 'Ezel'in 'Ömer' olduğunu
belgeleyen ameliyat dosyasını görecek mi?
Evet,
'Ömer'in 'Ezel' olduğunu öğrenmeye ramak kalmıştı. Aslında
fragmanlar ele veriyor biraz ne olduğunu. Yazar Kerem Delen, ilk
akla geleni seçmiyor genelde. Şaşırtmayı seviyor. Bu tip kritik
anlara dair sürprizleri her zaman var. İzleme keyfi açısından
seyircinin tatmin olacağını düşünüyorum. "Beklemeye değdi"
diyecekler.
* Senaryo, izleyiciyi şaşırttığı kadar sizleri de
şaşırtıyor olsa gerek...
Çok doğru söylediniz. 'Ezel'
bugüne kadar alışılagelen, 50'nci bölümde el ele tutuşulan bir
senaryo modelinin ürünü değil. Çok hızlı gelişiyor her şey, bu
yüzden de sürprizler çok kıymetli oluyor. Hiç beklemediğiniz bir
anda bambaşka bir yere sapabiliyor senaryo. Ben ilk defa bir sette,
set ekibinin yeni bölüm senaryosunu merakla ve heyecanla
beklediğini görüyorum. Senaryo gelince herkesin suratındaki
şaşkınlığı görüyorum.
* 'Ali'nin 'Bahar'a karşı olan karşılıksız sevgisi var.
İlerleyen bölümlerde bu nasıl şekillenecek?
Bilmiyorum. 'Bahar', 'Ali'nin en zayıf noktası. Ona açıldı ama
karşı taraf kabul etmedi. 'Ali'nin 'Ezel'e karşı bir kini vardı,
'Bahar'ın kendisini reddedip 'Ezel'e ilgi duyması, 'Ezel'e olan
kini daha da üst seviyelere çıkardı. Mutlaka ilerleyen bölümlerde
ilişki başka boyutlar kazanacaktır...
KEŞKE DAHA ÇOK ETKİLENİLSE
* Tuncel
Kurtiz'in oynadığı 'Ramiz Dayı' da fenomen oldu. Onun
Shakespeare'den, Mevlana'dan, Ömer Hayyam'dan alıntıladığı sözler
dillerde. Dizinin bu yönüyle, bu değerleri yeniden hatırlatıp
sevdirmesi bakımından ayrı bir önem taşıdığını söyleyebilir
miyiz?
Doğru bir noktaya değindiniz. Dünya edebiyatını
seyirciye sunuyor olması, özellikle gençlere yol gösteriyor olması,
izleyenleri, yönlendiriyor olması, işin ayrı bir boyutu. Bu çok
güzel bir şey. Gençlerin televizyon kültüründen etkilendiğini
biliyorum. Böyle bir etkilenme keyifli. Keşke herkes daha da çok
etkilense de tüm dünya klasiklerine yönelse gençler... Bence bu
işte neyi söylediğinizden çok nasıl söylediğiniz çok önem
kazanıyor. Dolayısıyla Tuncel Abi'nin söylediklerinin yanı sıra
neyi nasıl söylediği daha önemli. Yoksa bugüne kadar Hamlet'i,
'Macbeht'i binlerce insan oynadı ama herkesin oynadığı o kadar
keyif vermedi.
* 'Ezel'i oyunculuk kariyerinizde nasıl bir yere
oturtuyorsunuz?
Açıkçası televizyon kariyeri olup
olmadığını bilmiyorum, o kavramın ne kadar geçerli olduğunu da
düşünmedim. Oyunculuk yapıyorum, oynarken keyif almak istiyorum.
Çok fazla plan da yapamıyorum. Çünkü, Türkiye'de çok güçlü bir
menajerlik sisteminin olduğuna da inanmıyorum. Beni alıp, tek
başıma geldiğimden daha ileri taşıyabilen birilerini görmedim
bugüne kadar. Görürsem çok mutlu olarak çalışacağım. Dolayısıyla,
öyle bir kariyer planı da yapmıyorum. (Sabah)