Atatürk'ün cenazesi ortada kaldı
Abone olYakın dönem tarih aydınlanıyor. Resmi tarihin arkasında yaşanan gerçekler dönemin canlı tanıkları ile ortaya çıkıyor. Tıpkı Atatürk'ün ölümünde sarayda yaşananlar gibi.
Merhum Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünde neler
yaşandı. Milliyet yazarı Hasan Pulur o gün yaşananları canlı
tanıklarının ifadelerini köşesine aktardı. Yazar Pulur o cenazenin
içler acısı halini Atatürk'ün
ölümü yazısıyla bugünkü iktidara uyarladı
SON Padişah Vahideddin"in sonunu geçen cumartesi günü Yılmaz
Çetiner'in kitabından anlattık...
Cenazeyi kaldıracak, Şam'a nakledecek para yok, neyse ki, dargın
olduğu için cenazesine gelmeyen, yeğeni halife Abdülmecit, oğlu
Ömer Faruk Efendi'nin ricasıyla Fransa'dan bir miktar para
gönderir, ama bu defa Padişah'tan alacaklı esnaf villayı basar,
cenaze tek atlı bir arabayla kaçırılır.
Elbette, hazin bir hikâyedir bu...
***
YA Atatürk'ü kaybettiğimiz 10 Kasım 1938'de Dolmabahçe Saray'ı ne
haldeydi?
Merak etmez misiniz?
O halde okuyun...
"Atatürk'ün vefat ettiği gün Dolmabahçe Sarayı'nın içi adeta bir
ibret manzarası gösteriyordu. Bizler üzüntümüzden kahrolurken, aziz
arkadaşımız Salih Bozok kanlar içinde yatarken (x) saray aniden
boşalıvermiş, birkaç arkadaş acımızla ve derdimizle baş başa
kalmıştık. Tıpkı tarihte gördüğümüz gibi, bir yanda padişahın
hasıra sarılmış cenazesi, diğer yanda ise kılıç alayı töreni
hazırlıkları gibi bir hava esiyordu.
Aziz Atatürk ölüm döşeğinde, sakin ve hareketsiz, çenesi bağlanmış
yatıyordu. Onu öylece bırakıp sarayı terk edenler, açılacak olan
yeni döneme göre durumlarını sağlamlaştırmaya koşuyor ve bununla
uğraşıyorlardı."
***
DOLMABAHÇE Sarayı böyleydi de Ankara nasıldı:
"Ankara'da cumhurbaşkanı seçimi, yeni Bakanlar Kurulu'nun atanması
vardı, bütün cumhurbaşkanları memurları Ankara'ya çağrılmışlardı,
zavallı Hasan Rıza Soyak yapayalnız bırakılmıştı, sarayı ne arayan,
ne soran kalmıştı.
Bu acı manzara karşısında isyan etmemek mümkün değildi."
***
İSYAN edenler, Ankara'yı ararlar, "bu acı durumun" Başbakan Celal
Bayar'dan durdurulmasını isterler.
Bir saat sonra, cenazenin kaldırılması görevi orduya verilir.
Üniformalı subaylar Atatürk'e saygı nöbeti tutmaya başlarlar.
***
KİMDİR bunları anlatan?
"Atatürk'ün sırdaşı", halk arasında "Atatürk'ün fedaisi" denilen
Kılıç Ali'dir.
Kılıç Ali'nin Atatürk'e bağlılığını ve sevgisini anlatmak için şu
örnek verilir.
Bir akşam Park Otel'de yemek yenirken, birden elektrik kesilir, bir
iki dakika sonra gelir, görülen şudur: "Kılıç Ali ve arkadaşları,
ellerinde tabancalarla Atatürk'ün üzerine abanmışlardır, bir
suikast yapılacaksa, Gazi değil, onlar ölecektir."
***
İŞTE bu Kılıç Ali'nin, Atatürk'ün ölümünden sonra Dolmabahçe
Sarayı'nda görüp yazdıkları bunlardır. (xx)
Biz bunları bugün kendilerini hiç iktidardan düşmeyecekmiş gibi
sanan bazılarına ibret olsun diye yazıyoruz.
Oysa şair diyor ki:
"Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?"
———-
(x) Atatürk'ün Başyaveri Salih Bozok ölüm haberini alır almaz
tabancasıyla intihara teşebbüs ettiyse de kurtarıldı.
(xx) İş Bankası Yayınları.