Atatürk sema yapardı
Abone ol"Atatürk Bektaşiydi" iddiası ile başlayan tartışma Mevlana'ya kadar uzandı. Atatürk Mevlevi mi Bektaşi mi?
Rivayet o ki Mevlana, Hacı Bektaş Veli'ye bir müridini gönderip,
ondan kendilerini irşat edecek (doğru yolu gösterecek) bir
can (tarikata yeni girmiş kimse) ister.
Hacı Bektaş toplantı halinde bulunduğu canlara, gitmek isteyen olup
olmadığını sorar. Şems Tebrizi "Ben gitmek
isterim" der. Tarikatta 'ben' demek
bencillik, şeyhe ve diğer müritlere saygısızlık olduğu için Hacı
Bektaş'ın canı sıkılır.
Hacı Bektaş, bu duygu ile "Git! Başlı gide, başsız
gelesin" diye beddua eder. Şems gider gitmesine ama
sonunda şeyhinin bedduasına gelerek Mevlana ile yakın ilişkisini
kıskananlar tarafından öldürülür.
Bektaşilerin "Mevlanı'yı Mevlana yapan Şems,
Bektaşiydi" iddialarına dayanak gösterdikleri bu olay Hacı
Bektaş Veli'nin menkıbelerini içeren "Vilayetname'de
anlatılıyor.
2007 Mevlana yılı
2007 yılı UNESCO'nun kararıyla tüm dünyada "Mevlana etkinlikleri
yılı" olarak kutlanacak. 2007, Mevlana'nın 800'üncü doğum yılına
rastlıyor.
İşte böyle bir dönemde ilginç bir tartışma sürüyor. Bu tartışma
Atatürk Bektaşiydi iddiaları ile başladı. Karşı
tezi savunan ise Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim
üyesi Doç.Dr.Hülya Küçük... Küçük'e göre Atatürk Bektaşi
değildi, Mevleviliğe yakındı.
Doçent Küçük'ün ilk tezlerinden biri "Kurtuluş Savaşında
Bektaşiler" üzerine... Diğeri ise "Mevlana ve Atatürk-Mevlevilik"
konusunda. Bu da Küçük'ü tartışmalarda bilirkişi noktasına
getiriyor.
Tarikat müridi değildi...
Doç.Dr. Küçük, "Atatürk gibi bir dahinin tarikata bağlı
olduğu düşünülemez. Tarikatta şeyhe itaat esastır" notunu
düştükten sonra ilginç bilgiler aktarıyor;
"Atatürk Milli Mücadele yıllarında Hacıbektaş'ı da ziyaret etti.
Bu, bazı Alevi yazarlarca "Atatürk ayin-i cemde"
gibi sunuldu. Ama böyle bir çıkarım çok yanlış. Zira
Atatürk'ün popüler-avam bir tarikat olarak gelişen
Bektaşilikten çok, bir üst-sınıf tarikatı olan
Mevleviliği tercih ettiğini söylemek gerçeğe daha
yakın."
Evci çıktığında sema yapardı...
Doç.Dr. Küçük'e göre Atatürk'ün Mevleviliğe ilgisi çocukluk
yıllarına uzanıyor. Mustafa Kemal'in çocukluğunda
Selanik'teki Mevlevihane'yi ziyaret etme adetinde
olduğu günümüze ulaşan bilgiler arasında.
Falih Rıfkı Atay'ın verdiği bilgiler de bu görüşü doğruluyor. Atay,
Mustafa Kemal'in Harp Akademisi'nde öğrenciyken, Selanik'e
evci gittiği zamanlarda Mevlevilik ayinlerina katıldığının ve sema
yaptığının söylendiğini aktarıyor. Ancak Atay'a göre bu
ayinler Atatürk'ün dini duygulardan çok klasik müzik sevgisinden
öteye gitmiyordu.
Mevleviliğe iltimas gösterdi...
Atatürk 1923'te Konya'daki Mevlevihaneyi ziyaretinde, ziyaretçi
defterine "Mevlevilik tekkelerin en ileri olanı"
"Mevlana büyük bir reformatör" gibi cümleler
yazıyor. Semayı ise "Tanrıya dönerek yaklaşmanın, Türk
dehasının bir ifadesi olduğunu" not ediyor.
1925'te bütün tekkeler kapatılmasın rağmen Mevlevihane'ye iltimas
geçiliyor ve bir yıl sonra da müze haline çevriliyor. //
(Kaynak: Aktüel)