İttihatçıların zihniyeten torunları bugün
Fetö’dür.
Biz yıllar yılı başka yerlerde aradık ama yılanın büyüğünü
koynumuzda beslemişiz devletçe.
Allah’a hamd olsun ki iş işten geçmeden Allah’ın yardımı ve
Sayın Cumhurbaşkanımızın da basiretiyle önlerini almış, kollarını
kanatlarını koparmış olduk.
Görmüş olduk ki; devletin önemli kademelerindeki bürokratlar,
yargı mensupları, çeşitli bakanlıklar, emniyet güçleri vs. gibi
yerlere sızan Fetö üyeleri, İttihat ve Terakki partisi ve
onun gizli kanadı Teşkilat-ı Mahsusa’nın ideolojik mirasını sıkı
sıkıya sahiplenmişler.
Anlıyoruz ki onları ideolojik ataları olarak bellemişler.
İşin ilginç yanı; kendilerine ata belledikleri adamlar Türk
tarihinin en başarısız, en beceriksiz, en maceraperest ve haris
adamları.
“Atasına bak torununu al” durumu yani.
İttihatçıların torunları diyorum çünkü;
Aynı onlar gibi facia bir yapılanma, insanlık suçları, hukuku
katletme, karanlık dönemler yaratma isteği,
Kişisel hırslarını bir toplumun geleceğini ateşe atma pahasına
gerçekleştirme istekleri bakımından birbirlerinin tıpatıp aynısı
durumundalar.
İttihatçılar türlü ayak oyunlarıyla Abdülhamit’i devirdikten
sonra nasıl bir rejim kurdularsa Fetö’cü hainlerde aynısına
niyetlendiler.
İttihatçılar, istibdat meraklısı diye suçladıkları ve muhalif
oldukları Abdülhamit’i mumla aratmadılar mı?
Halkımızı kötü emelleri uğrunda bir araç olarak gördüler.
İttihatçıların bakiyelerini tam toparladık işler yoluna
girdi derken şimdi aynı niyete sahip ideolojik torunları çıktı
meydana.
Çok şükür ki bu sefer onları ilk önce çıktıkları inlerine geri
soktuk sonra gidip inlerine kadar girip birer birer topluyoruz.
Bizim paragraflar boyu anlatmaya çalışıp belki tam
kavratamayacağımız şeyi şairler bir beyitle ve yahut bir dörtlükte
sözü dansa kaldırıp en güzel şekilde söylerler.
Devlet adamlığı yapmış ve Abdülhamit’e muhalif olarak tarihe
geçmiş hicivci Şair Eşref bile İttihat Terakki’nin “özgürlük”
anlayışını nasıl tarif ediyor.
“Vakt-i, istibdatta söz söylemek memnu idi;
Ağlatırdı ağzını açsan hükümet ananı!
Devr-i hürriyetteyiz şimdi, değişti kaide.
Söyletirler evvela, sonra s..ler ananı!”
İttihatçılar ülkeyi ne hale soktularsa Fetö’cüler de aynı hale
sokacaklardı, belki muhalif Şair Eşref’i bile şaşırtacak derecede
daha da beteri…
Refik Halit Karay, İttihatçıların bir Alman gemisine
binip ülkeyi terk etmelerinden sonra “Efendiler Nereye?” isimli bir
yazı yazmıştı.
O yazıdan bazı bölümler alıntılamak istiyorum.
Ne desek az ama Fetö ile benzerlikleri, yaşananları,
yapabilselerdi yaşanacak olanları ve şimdi durumun ne olduğunu siz
hesap edin;
Ziyafet bitti, fakat ağzınızı silmeden, elinizi yıkamadan,
bir de acı kahvemizi içmeden efendiler
nereye?
Yaz başlangıcında sırtı karnına yapışmış, sarı, sıska,
cansız birtakım tahtakuruları çıkar, iğne gibi vücudumuza batarlar,
derimizi haşlarlar, kanımızı emerler, sonra sabaha karşı etli
canlı, iri yarı şuraya buraya kaçarlar... Galiba şafak attı, güneş
doğuyor; tahtakuruları nereye?
Kedisiz evlerde fareler vardır; kilerlere girerler,
dolapları delerler, şunu, bunu kemirip, sağa sola koşuşup başköşede
gezerler, bir pıtırtı olunca deliklere girerler... Galiba koku
aldınız, kedi geliyor; koca fareler
nereye?
Dul annelerin haylaz çocukları vardır; sandıkları kırarlar,
paraları çalarlar, bohçaları aşırıp Yahudi [eskiciye] satarlar ve
sonra korkup sokak sokak kaçarlar... Galiba foyanız meydana çıktı,
yakanız ele geçecek, ziyankâr evlatlar
nereye?
Eli sopalı, beli palalı, gözü kanlı paşalar damdan
dama nereye?
Yiğitlik sizde, kahramanlık sizde, avurt zavurt sizde, caka
tavır, hepsi sizdeydi... Şimdi böyle sinsi sansar gibi
tavandan tavana nereye?
100 yıl öncesinde tarihimize İttihat ve Terakki olarak yazılan
kukla hainler yeni yüz yılımıza FETÖ diye yazılacaktır...
Siz daha önce de geldiniz.
Belki cüret bulur yine gelirsiniz.
Bizdeki vatan sevgisi, sizdeki kahpe yüzsüzlük oldukça yine
geldiğiniz gibi gidersiniz!