Asrın Hareketi

Efendim malumunuz olan bir ünlümüz yeni programına eski eşini çağırmış. Kendileri bana göre reyting denilen saçmalığın ülkemizdeki nadide isimlerinden olunca yaptığı her şey çok makbule geçiyor. Yapacak bir şey yok makbule geçecekleri yapanların kıtlığına

Mustafa Sadık İNCEDEMİR sadiki@internethaber.com

Efendim malumunuz olan bir ünlümüz yeni programına eski eşini çağırmış. Kendileri bana göre reyting denilen saçmalığın ülkemizdeki nadide isimlerinden olunca yaptığı her şey çok makbule geçiyor.

Yapacak bir şey yok makbule geçecekleri yapanların kıtlığına, en çok da yapamayanların çokluğuna aittir bu ayıp.

Anlayana…

Neyse sonuca bakarım diyorsanız; başarılı mı başarılı.

Mesela bakın programında eski eşine espri ile karışık “odun,” deyince; adam kalkıp ne kadar esnek olduğunu hem ona hem cümle âleme gösterdi.

Hem öyle bir gösterdi ki ünlümüz de imrenip o bir şey mi dercesine aynısını yapıverdi.

Hayır, eminim ki onlar böyle ayaklarını tutup kaba etlerine değdirdikçe reyting denilen şey tavana vurup durmuştur.

O derece iyi vurdular yani.

Hem öyle güzel karşılıklı kaba ete ayak değdirmece yaptılar ki medyamız altın bulmuş gibi hangimiz daha çok ve görkemli manşete taşırız yarışmasına giriştiler.

Birinci kim bilmem ama bildiğim bu ünlülerimiz sayesinde ayağın kaba ete değdirilmesi hareketi bundan sonra spor dünyamızın olmazsa olmazı olacaktır.

Kaba ete değdirdin mi tamamsın vesselam… 

Bendeniz de televizyonda karşılıklı ayak tepişmesini seyredince benim kaba etimin onlarınkinden neyi eksik diye düşünmeden edemedim.

Ama için için bir korku da sarmadı değil.

Yaş elli küsur ama dizlerim kendilerini yüzeli küsur yaşında sandıkları için bir dizin başına ne gelirse hepsini birden yaşamaya karar verdiler.

Bu yüzden de merhaba dediğim ne kadar doktor varsa hepiciği dizlerimi ellerine verip, az biraz kesip doğramak için bana yapmadık numara bırakmadılar ama benim içimdeki darbeli güven duygusunu geçemediler.

O yüzden de merdiven çıkarken yandan çarklı, inerken arkadan çekişli motor gibiyim.

Hayal gücünüz yetmez, görmeniz lazım…

Dizlerim yüreğimden beter yani.

Hal böyle olunca asrın hareketini yapmak cesaret istiyor.

Yerse tabi. Ama yedi…

Sen kalk ayağını tut kaba etine değdir.

Hem de ilk seferde, hem de hiç zorlanmadan, hemi de kolay mı kolay...

Hayır, sonra inanın kendimden şüphelendim. Bendeniz beceriksizlikte nam salmış birisi olarak; bu hareketi yaparken normal olarak kafamı falan kırmayı bekliyordum. Ama yok hiçbir şey olmadı. Ayağımı tuttum sanki yatakta sağdan sola dönüyormuş gibi kaba etime değdirdim ve bir şey olmadı.

Ki yatakta sağdan sola dönüşlerimin bir kısmında beni yerden topladıkları vakidir. 

Neyse efendim asrın hareketini başıma hiçbir felaket gelmeden öyle kolay yapmak bir hoşuma gitti, bir hoşuma gitti anlatamam. O yüzden de evde neredeyse yapmadığım oda kalmadı.

“Eş,” denilen evin yöneticisi beni tutup içeri çekiştirmese asrın hareketini balkonda hoplayarak yapma becerimden dolayı bu tür haberleri bulmada yer kürede tek geçtiğim medyamız tarafından keşfedilmem işten bile değildi.

Düşünsenize ben meşhur olmuşum ve malum ünlümüz ile karşılıklı asrın hareketini yapıyoruz.

Onun her şeyi ben daha iyi yaparım egosuna; özellikle olası dekolteli kıyafetinin hakkını verdirmek için yapmadığım numara kalmazdı.

Ayak kaba ete, ayak yumuşak ete olmadı ayak göbeğe değdirme hareketini bile bulurdum. Sırf olayı, en çok da ünlümüzü canlı canlı izlemek için…

Tabii o çekimden sonra benim diyen doktor beni çözüp eski halime getirmek için ne isterdi bilemem.

Gene evin yöneticisine borçlu çıktık gibi…

Ama değerdi be…

Mustafa Sadık İNCEDEMİR

Diğer yazı ve şiirlerimi takip etmek isteyenler için Facebook sayfam;

Eklemek isteyenler için Twitter adresim;

Instagram adresim;

BİR AVUÇ SEVDA ADLI KİTABIMIN TRT TANITIMI