Elli yıllık tarihimize baktığımız zaman başbakan ile reisicumhur
arasında sık sık sürtüşmeler yaşanmış, devletin kalkınma hızı
düşmüş, milletin mutluluğu kursaklarında kalmış. Ülkeyi cephede
esir almayı beceremeyen düşman, vekalet usulüyle dizayn etmeye
çalışmıştır.
Hele hele BMM (TBMM) üzerinde yaşanan oyunlara dünyada benzeri
görülmüş mü inanmak zor, eski bir vekil anlatmıştı.
Bir gün önemli bir yasa mecliste tartışılıyor, vekiller oy
vermekte direniyorlar, büyük ihtimalle milli savunmayla ilgili bir
yasa olacak ki bir albay yerinde kalkıp vekillere ağza alınmayacak
laflar ediyor ve o tehditle yasa meclisten geçiyor, Allah o esaret
günlerini bir daha göstermesin. Bilinçli yada bilinçsiz birileri
ayak bağı oluyor ama “ya hürriyet, ya hürriyet”
sloganımızdır bir vatandaş olarak hatırlatmak isterim.
Yani biz Meclis'e vekil gönderiyorduk, orada birileri onlara
gözdağı verip onları tabir yerindeyse hadım ediyorlardı.
Siz ufak tefek işlerle uğraşıp paranızı alın, sizin çalışma
sahanız buraya kadar deyip onları frenliyorlardı.
Yakın tarihten 2007 Cumhurbaşkanlığı Seçimi'ni hatırlayalım.
Abdullah Gül beyefendi 357 oyla seçilmesine rağmen 367 diye bir
macera gündeme taşıdılar, CHP kalktı seçimin iptali için Anayasa
mahkemesine müracaat etti ve iptal oldu.
Reis sine-i millete döndü ve seçimler yenilendi, ayrıca
Cumhurbaşkanının halk tarafında seçilmesi referandumla kabul
edildi. Bu gün %52 ile seçilen Cumhurbaşkanına “sen imzana
bak” diyebilir misiniz? Böyle basit meseleler için mi
seçildi? Bir defa yarı başkanlık sistemi o gün bu gündür
başlamıştır devam ediyor.
Bu sorunun oluşmasına sebep olan CHP “evet”
diyerek bu defakto olarak oluşturdukları sorundan halkı
kurtarmalıdır.
Eğer CHP bu sorunu kaşımasaydı, büyütmeseydi, “siz
iktidar olabilirsiniz, fakat muktedir olamazsınız”
tarzında bir tutum sergilemeseydi bu değişikliğe ne gerek
vardı?
HDP’e gelince 7 Haziran akşamı eğer AK Partiye rest çekmeyip
ülke yönetimi, barış ve huzurun tesisi için elini taşın altına
koysaydı belki buna yine ihtiyaç olmayacaktı. Hatta beraber daha
kapsamlı bir paket hazırlanabilirdi.
Ben o zaman birkaç yazımda HDP’ye seslendim koalisyona ışık
yakması için akıl fikir paylaştım ama olmadı. Bir teklifim şuydu 80
vekille meclise gittiniz 20 vekille başka bir parti kurun, on
talebinizi de ortaya koyun ve AK Parti isterse koalisyona hazırız
deyin demiştim. Bir yanda devlet hükümetsiz kalmazdı diğer yandan
60 vekille muhalefetini yaparlardı.
Ama olmadı, halk o 20 vekili halk HDP’den aldı yine de olumlu
bir siyaset yapma gibi bir duruş sergilemedi.
Eğer HDP koalisyona ışık yaksaydı bekli de siyasetin seyri böyle
olmayacaktı.
AK Partiye Allah kolaylık versin, bir iktidar düşünün ki
muhalefeti yok, yol göstereni yok.
Ah bir de iktidarın imkanlarından yararlanan şu AKP’lilerden de
bir gün kurtulsaydık ne olurdu? Yüce Allah o günleri de bize
gösterir inşallah.
MHP gücü nispetinde pakete müdahil oldu, HÜDA-PAR ve BBP
“evet” lehine açıklama yaptılar tebrik ediyorum,
fakat SP nasıl böyle kararsız kaldı anlamakta zorlanıyorum.
Şimdi soruyorum ey SP yönetimi bu sistem değil miydi merhum
Erbakan’ı terleten, hükümeti bozan? Peki bu sıkıntılı sistemin
değişmesine nasıl oluyor da evet demiyorsunuz anlamak elde
değildir.
Benim kanaatim budur, siz ne diyorsunuz?